Zirve çağrıdan ibaret
Berlin'deki Libya Konferansı'nın 55 maddelik sonuç bildirgesi 'temenni'lerle dolu. Ateşkesi hangi gücün teminat altına alacağı belli değil. Taraflara silah ambargosu uygulanırken, Hafter güçlerinin 'silaha erişim' noktasında sıkıntı çekmediği hesaba katılmadı
20.01.2020 20:00:00





RECEP BAHAR / HABER ANALİZ
Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de 19 Ocak'ta düzenlenen Libya Konferansı'nın sonuç bildirgesinde ateşkesin yanı sıra taraflara ve destekçilerine askeri faaliyetlerine son vermeleri ve Birleşmiş Milletler'in (BM) silah ambargosuna uyma çağrısında bulunuldu. Burada 'çağrı' kritik önemi haiz bir kelime zira bildirgede Birleşmiş Milletler Barış Gücü gibi taraflara yaptırım uygulayacak bir mekanizma yer almıyor. Zirveye BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkı bulunan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin de katıldı. Libya'nın yüzde 76'sını elinde bulunduran Hafter'e silah tedarik eden ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa… Bunların ilk 3'ü ABD'nin bölgedeki müttefiki konumunda… BM'deki veto mekanizması hesaba katıldığında bu ülkelere kim, nasıl yaptırım uygulayacak? Öte yandan Libya Konferansı'nın Sonuç Bildirgesi'nde 'ateşkes', 'silah ambargosu', 'siyasi sürece dönüş', 'güvenlik alanında reformlar', 'ekonomik ve finansal reformlar' ile 'uluslararası insani hukuk ve insan haklarına saygı' başlıkları altında toplam 55 madde sıralandı.
Nasıl bir ateşkes bu?
Sonuç bildirgesini imzalayan ülke ve uluslararası kuruluşlar, Libya'daki gerilimin azaltılması, tansiyonun düşürülmesi ve kalıcı ateşkes için çabalarını yoğunlaştırma sözü verdi. Çatışmalarda kullanılan top bataryaları ya da hava araçlarının da geri çekilmesi çağrısı yapılıyor ve yine "çatışma içerisindeki tarafların ya da onlara destek verenlerin Libya topraklarında ve hava sahasındaki tüm askeri hareketliliklerini sonlandırması" çağrısı metinde yer alıyor. Ateşkesin gözetimi için ise BM'nin teknik komisyonlar oluşturacağı ifade ediliyor. Ateşkes şartlarını ihlâl edenlere de, BM Güvenlik Konseyi tarafından yaptırımlar uygulanması çağrısı yapılıyor. Metnin 'silah ambargosu' bölümünde, BM'nin 2011 yılında alınan ilgili kararlarının kesin surette ve tam anlamıyla uygulanması taahhüt edilerek, "Tüm uluslararası aktörlere de aynısını yapmaları konusunda çağrıda bulunmaktayız" denildi. BM, 2011'den bu yana Libya'ya silah ambargosu uyguluyor ancak bu ambargo yıllardır özellikle General Hafter lehine sık sık birçok ülke tarafından deliniyor!
Paralı askerler gidecek mi?
Libya'da kalıcı ateşkesin sağlanabilmesi için iç savaşta etkin rol oynayan silahlı militan grupların dağıtılması gerektiği ifade ediliyor. Tüm aktörler, askeri imkân ve kabiliyeti finanse etmek, paralı asker görevlendirmek dahil, çatışmayı alevlendirecek, BMGK silah ambargosu veya ateşkes ile çelişecek her türlü eylemden kaçınmaya davet edildi. Bakalım Hafter'e paralı asker ve silah tedarik eden Rusya, Mısır, BAE, Suudi Arabistan bu davete uyacak mı? Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) destekleyen Türkiye'nin uyacağı kesin...
Hafter hükümete giriyor
Berlin zirvesine katılan ülke ve uluslararası kuruluşlar, Libya'da savaşan tarafları siyasi çözüm için masaya davet ediyor ve "Tüm taraflar, BM'nin Libya Özel Temsilciliği gözetiminde, Libyalılar tarafından başlatılmış bir siyasi süreci yürütmelidir" deniyor. Berlin zirvesi kararlarında, siyasi sürecin ne zaman nasıl başlayacağına dair somut bir madde bulunmuyor. 'Siyasi sürece dönüş' bölümünde, faal bir Başkanlık Konseyi kurulması ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan tek, birleşik, kapsayıcı ve etkili bir Libya hükümeti kurulması istendi. Böylece Hafter güçlerine Trablus'taki hükümette yer alma yolu açıldı. 'Ekonomik ve mali reform' başlıklı bölümde de aralarında Libya Merkez Bankasının, Libya Yatırım Otoritesinin, Ulusal Petrol Şirketinin ve Teftiş Bürosunun da yer aldığı ülkenin egemen kurumlarının bütünlüğünün, birliğinin ve yasal yönetiminin korunmasının önemine dikkat çekildi. Metinde halen UMH'nin denetiminde olan Ulusal Petrol Şirketinin Libya'nın tek bağımsız ve meşru petrol şirketi olduğu teyit edildi. Metinde, petrol gelirlerinin saydam ve adil paylaşımı çağrısı da yer aldı. Dolayısıyla yurtdışına petrol satamayan Hafter güçleri önemli bir imkâna erişmiş oldu.
Serrac ile Hafter yakında görüşmeyecek
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz El Serrac ve Tobruk merkezli güçlerin komutanı General Hafter'in belirleyeceği beşer kişilik delegasyonların gelecek birkaç gün içerisinde İsviçre'nin Cenevre kentinde görüşeceğini ifade etti. Bu görüşmelerin daha çok mevcut ateşkesin sürekliliğini sağlamak adına krizin askeri boyutuna odaklanacağı belirtildi.
Erdoğan: AB'nin liderliğine karşı çıktık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Konferansı'na ilişkin Berlin'den dönüşte uçakta gazetecilere yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi: "Libya konusunda attığımız adımlar sürece bir denge getirdi. Hem sahada hem de masada siyasi sürece destek olmaya devam edeceğiz. Libya'da Türkiye'nin mevcudiyeti barış umutlarını artırmıştır. Terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz. Putin ile birlikte çağrısını yaptığımız ateşkese uyulması halinde siyasi sürecin de önü açılacaktır. AB'nin Libya sürecinde koordinatör sıfatı ile yer alması teklifine 'BM varken doğru olmaz' diyerek karşı durduk."
Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de 19 Ocak'ta düzenlenen Libya Konferansı'nın sonuç bildirgesinde ateşkesin yanı sıra taraflara ve destekçilerine askeri faaliyetlerine son vermeleri ve Birleşmiş Milletler'in (BM) silah ambargosuna uyma çağrısında bulunuldu. Burada 'çağrı' kritik önemi haiz bir kelime zira bildirgede Birleşmiş Milletler Barış Gücü gibi taraflara yaptırım uygulayacak bir mekanizma yer almıyor. Zirveye BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkı bulunan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin de katıldı. Libya'nın yüzde 76'sını elinde bulunduran Hafter'e silah tedarik eden ülkeler Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa… Bunların ilk 3'ü ABD'nin bölgedeki müttefiki konumunda… BM'deki veto mekanizması hesaba katıldığında bu ülkelere kim, nasıl yaptırım uygulayacak? Öte yandan Libya Konferansı'nın Sonuç Bildirgesi'nde 'ateşkes', 'silah ambargosu', 'siyasi sürece dönüş', 'güvenlik alanında reformlar', 'ekonomik ve finansal reformlar' ile 'uluslararası insani hukuk ve insan haklarına saygı' başlıkları altında toplam 55 madde sıralandı.
Nasıl bir ateşkes bu?
Sonuç bildirgesini imzalayan ülke ve uluslararası kuruluşlar, Libya'daki gerilimin azaltılması, tansiyonun düşürülmesi ve kalıcı ateşkes için çabalarını yoğunlaştırma sözü verdi. Çatışmalarda kullanılan top bataryaları ya da hava araçlarının da geri çekilmesi çağrısı yapılıyor ve yine "çatışma içerisindeki tarafların ya da onlara destek verenlerin Libya topraklarında ve hava sahasındaki tüm askeri hareketliliklerini sonlandırması" çağrısı metinde yer alıyor. Ateşkesin gözetimi için ise BM'nin teknik komisyonlar oluşturacağı ifade ediliyor. Ateşkes şartlarını ihlâl edenlere de, BM Güvenlik Konseyi tarafından yaptırımlar uygulanması çağrısı yapılıyor. Metnin 'silah ambargosu' bölümünde, BM'nin 2011 yılında alınan ilgili kararlarının kesin surette ve tam anlamıyla uygulanması taahhüt edilerek, "Tüm uluslararası aktörlere de aynısını yapmaları konusunda çağrıda bulunmaktayız" denildi. BM, 2011'den bu yana Libya'ya silah ambargosu uyguluyor ancak bu ambargo yıllardır özellikle General Hafter lehine sık sık birçok ülke tarafından deliniyor!
Paralı askerler gidecek mi?
Libya'da kalıcı ateşkesin sağlanabilmesi için iç savaşta etkin rol oynayan silahlı militan grupların dağıtılması gerektiği ifade ediliyor. Tüm aktörler, askeri imkân ve kabiliyeti finanse etmek, paralı asker görevlendirmek dahil, çatışmayı alevlendirecek, BMGK silah ambargosu veya ateşkes ile çelişecek her türlü eylemden kaçınmaya davet edildi. Bakalım Hafter'e paralı asker ve silah tedarik eden Rusya, Mısır, BAE, Suudi Arabistan bu davete uyacak mı? Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) destekleyen Türkiye'nin uyacağı kesin...
Hafter hükümete giriyor
Berlin zirvesine katılan ülke ve uluslararası kuruluşlar, Libya'da savaşan tarafları siyasi çözüm için masaya davet ediyor ve "Tüm taraflar, BM'nin Libya Özel Temsilciliği gözetiminde, Libyalılar tarafından başlatılmış bir siyasi süreci yürütmelidir" deniyor. Berlin zirvesi kararlarında, siyasi sürecin ne zaman nasıl başlayacağına dair somut bir madde bulunmuyor. 'Siyasi sürece dönüş' bölümünde, faal bir Başkanlık Konseyi kurulması ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan tek, birleşik, kapsayıcı ve etkili bir Libya hükümeti kurulması istendi. Böylece Hafter güçlerine Trablus'taki hükümette yer alma yolu açıldı. 'Ekonomik ve mali reform' başlıklı bölümde de aralarında Libya Merkez Bankasının, Libya Yatırım Otoritesinin, Ulusal Petrol Şirketinin ve Teftiş Bürosunun da yer aldığı ülkenin egemen kurumlarının bütünlüğünün, birliğinin ve yasal yönetiminin korunmasının önemine dikkat çekildi. Metinde halen UMH'nin denetiminde olan Ulusal Petrol Şirketinin Libya'nın tek bağımsız ve meşru petrol şirketi olduğu teyit edildi. Metinde, petrol gelirlerinin saydam ve adil paylaşımı çağrısı da yer aldı. Dolayısıyla yurtdışına petrol satamayan Hafter güçleri önemli bir imkâna erişmiş oldu.
Serrac ile Hafter yakında görüşmeyecek
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz El Serrac ve Tobruk merkezli güçlerin komutanı General Hafter'in belirleyeceği beşer kişilik delegasyonların gelecek birkaç gün içerisinde İsviçre'nin Cenevre kentinde görüşeceğini ifade etti. Bu görüşmelerin daha çok mevcut ateşkesin sürekliliğini sağlamak adına krizin askeri boyutuna odaklanacağı belirtildi.
Erdoğan: AB'nin liderliğine karşı çıktık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Konferansı'na ilişkin Berlin'den dönüşte uçakta gazetecilere yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi: "Libya konusunda attığımız adımlar sürece bir denge getirdi. Hem sahada hem de masada siyasi sürece destek olmaya devam edeceğiz. Libya'da Türkiye'nin mevcudiyeti barış umutlarını artırmıştır. Terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz. Putin ile birlikte çağrısını yaptığımız ateşkese uyulması halinde siyasi sürecin de önü açılacaktır. AB'nin Libya sürecinde koordinatör sıfatı ile yer alması teklifine 'BM varken doğru olmaz' diyerek karşı durduk."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.