"Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz Birkaç kuruşu mürtekibin cayı kürektir." Devletin, milletin milyonlarca parasını kılıfına uydurarak ya da bir şekilde çalanlar, büyük mevkilerde, korunaklı makamlarda saygın bir şekilde tutuluyorlar. Afralı tafralı bir şekilde başlarını göklerde kibirli kibirli gezdiriyorlar. Sanki hiçbir şey yapmamışlar gibi birer guru abidesi olarak gezmektedirler. Bu hırsızları, yolsuzları bazı vatandaşlar alkışlamakta, saygı göstermeye devam etmekte, el üstünde tutmaktadırlar. Sanki bulunmaz Hint kumaşı gibi onları tekrar seçmekte ve devletin başına musallat etmektedirler. Ama öbür taraftan birkaç kuruş çalan zavallı, gariban, aciz kişiler de kürek cezası gibi en ağır cezaya çarptırılmaktadırlar. Kürek cezası, eskiden suçluları gemilere bağlayıp aylarca, yıllarca kürek çekmeye mahkum etme cezasıdır. Nitekim 10 Ağustos 1997'de bir vatandaşımız üç arkadaşıyla bir baklavacıdan baklava ve fıstık çaldıkları gerekçesiyle yargılanmış, 6'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı.Bir milleti yönetme görevi verilmiş ya da bir şekilde elde etmiş kişi ya da kişiler, yönetim görevinde iken tamamen sorumsuz ve sınırsız yetki sahibi değillerdir. Onları da sınırlandıran, yönlendiren kurallar, kanunlar, ilkeler, örf ve âdetler vardır. Baklava çalana 6 yıl ağır hapis cezası veriyorsanız, milyonlarca para çalan yüksek mevkili siyasetçi ve idarecileri korumak ve cezalandırılmalarını önlemek için hukukla, kanunlarla, polisle ve savcılarla oynamayacaksınız. Hak, hukuk ve adaleti dağıtma görevi olan hâkimleri, savcıları ve polisi işlerini serbestçe ve hakça yapabilmeleri için rahat bırakacaksınız.Kur'an-ı Kerim'de suçluların, hırsızların ve yolsuzların korunamayacağı, onlara özel hukuk üretilemeyeceği, adaletten kaçırılamayacağı açıkça ifade edilmiştir. "Biz sana Kitâbı hak ile indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hâinlerin savunucusu olma! (4/105)"Allah size emânetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah, işiten, görendir." (4/58)"Gadr ede reâyâsına vâli-i eyâletDünyâda vü ukbâda ne zillet ne rezalet."Eyaletin valisi yani devlet yönetiminde bulunan etkili ve yetkili kişi, yönetimi altında bulunan vatandaşlara, millete, halka zulüm, eziyet ve haksızlık ederse, mağdur ederse onun için dünyada da ahrette de yatacak yer yoktur. O alçaklık ve rezillik içinde yaşar. Şerefi, haysiyeti, kişiliği, seviyesi, itibarı, saygınlığı, değeri yerle bir olur. Onu ne halk sever, ne Hak. Allah katında da, kul katında da hiçbir değeri yoktur.Bir devlet yöneticisinin yönettiği halka gadr etmesi birkaç türlüdür: 1- Vatanın ve devletin imkânlarını vatandaşlar arasında eşit şekilde değil de bölgelere, aşiretlere, kendi siyasi partisine, cemaatlere, tarikatlara, eşe dosta, akrabalara göre usulsüz ve haksız bir şekilde paylaştırmak.2- Vatandaşların doğuştan getirdikleri temel insan haklarını vermemek, çiğnemek, baskı ve zulüm uygulamak.3- Vatandaşların can, mal, ırz, namus güvenliğini sağlamamak.4- Vatandaşlara haksız suçlar yükleyerek cezalandırılmalarını sağlamak.5- Vatandaşların yönetime katılma, özgürce eleştirme ve haber alma haklarını engellemek.6- Vatandaşların kabiliyet ve imkanlarının gelişmesine ve işlemesine imkan sağlamamak.7- Vatandaşların dinî inançlarını, felsefî düşüncelerini, kendince inanma, düşünme ve yaşama haklarını kullanmalarına izin vermemek.Devlet yöneticisinin yönettiği halka karşı nasıl bir tavır içinde olması gerektiği konusunda Kur'an-ı Kerim'de şöyle bir ayet var: "Sana uyan mü'minlere alçak gönüllü davran!" (Şuarâ sûresi (26), 215)Yine bu konuyla ilgili olarak Hz.Muhammed (sav) şöyle diyor: "Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster." (Müslim, İmâre 19. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 93, 258).
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015