İçeride birinci gündem referandum olsa da dışarıdaki dünya çok farklı gündemlerle meşgul.
Bazıları Kuzey Kore gibi uzak coğrafyalarda bulunduğu için Türkiye'ye fazla etkileri olmasa da ülkemizin yakın çevresinde pek çok çetrefilli problem bulunuyor.
Suriye krizi ve sığınmacılar sorunu, Karadeniz'de Kırım meselesi, ABD-İran çekişmesi, Irak'taki kriz, Barzani'nin peşinde koştuğu bağımsızlık meselesi, Ermenistan-Azerbaycan gerilimi, Libya'daki sorunlar, Filistin zulmü, Gazze ablukası ve İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklar?
Saymaya devam etsek daha da çoğaltabileceğimiz bu krizler, Türkiye'nin ya sınırdaş olduğu ülkelerde ya da sınırdaş olmasa da çok yakın ilişkiler içerisinde bulunduğu ülkeleri esir almış durumda.
Bu krizlerin varlığından daha da vahimi ise hiçbir krizin çözülemiyor, bilakis gün geçtikçe daha da derinleşiyor olması.
İşte böyle bir konjonktürde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ayında kritik yurtdışı ziyaretleri yapacak ve çok önemli toplantılara katılacak.
Cumhurbaşkanı'nın önünde çok zor bir Mayıs ayı var.
Ziyaret gündemi hayli yoğun.
İlk ziyaret Hindistan'a gerçekleşecek.
30 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde Hindistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirecek olan Erdoğan, burada "Türkiye-Hindistan İş Forumu"na katılacak.
İkinci ziyaret 3 Mayıs'ta Rusya'ya
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin, Soçi'de görüşecek. İki liderin masaya yatıracakları ilk konu Suriye meselesi olacak. Türkiye ve Rusya ateşkes konusunda Suriye'de garantör ülkeler. ABD'nin Suriye'de bir askeri üssü vurması sonrasında Türkiye'de üst düzey isimlerden gelen ABD'ye destek açıklamaları Rusya'nın tepkisini çekmişti. Bu konudaki pürüzler giderilmeye çalışılacak.
Ve elbette Türkiye ve Rusya arasında devam eden özelikle tarım ürünleri bağlamındaki engellemeler de gündeme gelecek. İki ülke arasında Bakanlar düzeyindeki görüşmelerde hiçbir ilerleme sağlanamamış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda bakalım Putin'i ikna edebilecek mi?
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye krizi ve Kırım meselesinde Rusya'ya ters düşmeyeceği konusunda Putin'i ikna edebilirse bu zirveden tarım ve turizm sektörleri başta olmak üzere pek çok sektörün beklediği olumlu gelişmeler çıkabilir.
Çin'den sonra istikamet ABD
14-15 Mayıs tarihlerinde Çin'in başkenti Pekin'de 65 ülke liderlerinin katılacağı zirveye katılacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Mayıs'ta Belçika'nın başkenti Brüksel'de katılacağı NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nden önce Mayıs ortasında ABD'ye giderek Donald Trump ile görüşecek.
Dananın kuyruğu da bu görüşmede kopacak.
Zira 3 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Soçi'de görüşen Rusya Devlet Başkanı Putin, Erdoğan-Trump görüşmesine kadar Türkiye'yi etkileyen yaptırımlar konusunda hiçbir ciddi geri adım atmayacaktır.
Trump'la görüşmeden sonra yapılacak açıklamalar ve sonrasında Ankara'dan gelecek adımlar Rusya'nın Türkiye'ye karşı yaptırımlar konusunda ya 'tamam' demesine ya da 'devam' demesine neden olacak.
Çok yoğun bir ziyaret trafiğine imza atacak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce Putin sonra da Trump ile yapacağı görüşmelerden sonra belirlenecek politikalar, Türkiye'nin hem 2017 yılının kalan günlerini, hem de 2018 yılını nasıl geçireceği konusunda belirleyici olacak.
Bazıları Kuzey Kore gibi uzak coğrafyalarda bulunduğu için Türkiye'ye fazla etkileri olmasa da ülkemizin yakın çevresinde pek çok çetrefilli problem bulunuyor.
Suriye krizi ve sığınmacılar sorunu, Karadeniz'de Kırım meselesi, ABD-İran çekişmesi, Irak'taki kriz, Barzani'nin peşinde koştuğu bağımsızlık meselesi, Ermenistan-Azerbaycan gerilimi, Libya'daki sorunlar, Filistin zulmü, Gazze ablukası ve İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklar?
Saymaya devam etsek daha da çoğaltabileceğimiz bu krizler, Türkiye'nin ya sınırdaş olduğu ülkelerde ya da sınırdaş olmasa da çok yakın ilişkiler içerisinde bulunduğu ülkeleri esir almış durumda.
Bu krizlerin varlığından daha da vahimi ise hiçbir krizin çözülemiyor, bilakis gün geçtikçe daha da derinleşiyor olması.
İşte böyle bir konjonktürde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ayında kritik yurtdışı ziyaretleri yapacak ve çok önemli toplantılara katılacak.
Cumhurbaşkanı'nın önünde çok zor bir Mayıs ayı var.
Ziyaret gündemi hayli yoğun.
İlk ziyaret Hindistan'a gerçekleşecek.
30 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde Hindistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirecek olan Erdoğan, burada "Türkiye-Hindistan İş Forumu"na katılacak.
İkinci ziyaret 3 Mayıs'ta Rusya'ya
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin, Soçi'de görüşecek. İki liderin masaya yatıracakları ilk konu Suriye meselesi olacak. Türkiye ve Rusya ateşkes konusunda Suriye'de garantör ülkeler. ABD'nin Suriye'de bir askeri üssü vurması sonrasında Türkiye'de üst düzey isimlerden gelen ABD'ye destek açıklamaları Rusya'nın tepkisini çekmişti. Bu konudaki pürüzler giderilmeye çalışılacak.
Ve elbette Türkiye ve Rusya arasında devam eden özelikle tarım ürünleri bağlamındaki engellemeler de gündeme gelecek. İki ülke arasında Bakanlar düzeyindeki görüşmelerde hiçbir ilerleme sağlanamamış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda bakalım Putin'i ikna edebilecek mi?
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye krizi ve Kırım meselesinde Rusya'ya ters düşmeyeceği konusunda Putin'i ikna edebilirse bu zirveden tarım ve turizm sektörleri başta olmak üzere pek çok sektörün beklediği olumlu gelişmeler çıkabilir.
Çin'den sonra istikamet ABD
14-15 Mayıs tarihlerinde Çin'in başkenti Pekin'de 65 ülke liderlerinin katılacağı zirveye katılacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Mayıs'ta Belçika'nın başkenti Brüksel'de katılacağı NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nden önce Mayıs ortasında ABD'ye giderek Donald Trump ile görüşecek.
Dananın kuyruğu da bu görüşmede kopacak.
Zira 3 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Soçi'de görüşen Rusya Devlet Başkanı Putin, Erdoğan-Trump görüşmesine kadar Türkiye'yi etkileyen yaptırımlar konusunda hiçbir ciddi geri adım atmayacaktır.
Trump'la görüşmeden sonra yapılacak açıklamalar ve sonrasında Ankara'dan gelecek adımlar Rusya'nın Türkiye'ye karşı yaptırımlar konusunda ya 'tamam' demesine ya da 'devam' demesine neden olacak.
Çok yoğun bir ziyaret trafiğine imza atacak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce Putin sonra da Trump ile yapacağı görüşmelerden sonra belirlenecek politikalar, Türkiye'nin hem 2017 yılının kalan günlerini, hem de 2018 yılını nasıl geçireceği konusunda belirleyici olacak.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023