120 saatlik süre bitiyor
Türkiye ile ABD arasında 17 Ekim'de varılan mutabakatta PKK/YPG'nin Barış Pınarı Harekâtı bölgesinden çekilmesi için öngörülen 120 saatlik sürenin sonuna yaklaşılıyor. Geride kalan zaman diliminde terör örgütü kısmen geri çekildi. Buna rağmen operasyonun yeniden başlama ihtimali düşük
21.10.2019 00:00:00





RECEP BAHAR / HABER ANALİZ
Türkiye ve ABD, 17 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in yürüttüğü görüşmeler sonunda Barış Pınarı Harekatı konusunda anlaşmaya varmıştı.
Mutabakat uyarınca 9 Ekim saat 16.00'da startı verilen harekât durdurulmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 4 saatten fazla süren görüşmeler boyunca Amerikan tarafı sürekli terör örgütü PKK/YPG mensuplarıyla temas halinde kaldı. Bu temas sırasında Amerikalılar YPG'lilere tam olarak nereden çekilecekleri gibi spesifik lojistik detayları sordu.
Ayrıca ABD tarafı PKK/YPG'lere Türkiye içine yaptıkları havan topu atışlarını durdurmalarını söyledi. O günden itibaren Türkiye'ye havan topu da atılmadı.
ABD, yoğun mesai harcamış
ABD heyetinden Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Pence ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'dan bir gün önce yani 16 Ekim'de Ankara'ya gelerek, Türkiye ile üzerinde uzlaşmak istedikleri metnin taslağını ortaya çıkarmak için Türk yetkililerle görüşmeler yapmıştı.
Türk tarafı ile çalışmalar sonucu ortaya çıkan metni Pence de, Cumhurbaşkanı Erdoğan da kabul edilmeden önce gözden geçirdi. Pence ve Pompeo metin üzerinde çalıştı. Bazı değişiklikler yapıldıktan sonra metne son hali verildi. Türk ve Amerikalı heyetler arasındaki görüşmelerde ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı 'içi hakaretlerle dolu' 9 Ekim tarihli mektup ise gündeme gelmedi.
Çekilme yavaş ilerliyor
ABD ile Türkiye arasındaki görüşmeler sonrasında varılan ateşkes, 17 Ekim'de saat 22.00'de yürürlüğe girse de tarafların mutabakat tarifleri birbirini tutmuyor. Ortak açıklamaya göre, Türkiye ve ABD, YPG'nin elindeki ağır silahların toplanması, muharip mevzilerinin yok edilmesi ve güvenli bölge kurulması planında mutabık kaldı.
Ancak bu hususların önemli bir bölümü yerine getirilmedi. PKK/YPG'li teröristlerin bir kısmı Kızılhaç'a ait ambulanslarla ve diğer araçlarla barış Pınarı Harekâtı bölgesini terkederken, çok sayıda teröristin halen güvenli bölgede bulunduğu belirtiliyor. Mutabakat uyarınca güvenli bölge Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kontrolünde olacak.
YPG, nerelerden çekilecek?
Ancak iki ülkenin uzlaştığı mutabakat metninde YPG'nin tam olarak nerelerden çekileceği ve güvenli bölgenin sınırlarının ne olacağına dair herhangi bir ifade yer almaması mutabakatın uygulanabilirliğine dair kuşkulara yol açıyor! Taraflara manevra alanı bırakan bu muğlaklığı herkes kendi pozisyonuna göre dolduruluyor.
Nitekim Türkiye 32 kilometre derinliğinde ve 444 kilometre uzunluğunda güvenli bölgenin kurulacağını belirtiyor ve bu alanı TSK'nın kontrol edeceğini söylüyor.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise, mutabakattaki güvenli bölgeyi, "Türkiye'nin şu an faaliyet gösterdiği yerlerin 30 kilometre derinliği" olarak tanımladı.
Eskiden gelen muğlaklık
Benzer muğlaklık 7 Ağustos'ta ABD ile Türkiye arasında Müşterek Harekât Merkezi'nin kurulmasını öngören mutabakatta da vardı. O zaman metinden bağımsız olarak Türkiye 32x480 km'lik alandan bahsederken Kürtler, mutabakatın Tel Ebyad ile Ras'ul Ayn arasında 120 kilometre uzunluğunda ve yerine göre 5, 9 ve 14 kilometre derinliğinde bir alanda geçerli olduğunu söylüyordu.
Suriye ordusu da harekete geçti
YPG'nin Şam'la mutabakatı ise Suriye ordusunun Derik'ten Münbiç'e kadar bütün sınırları kontrol etmesini öngörüyor. Kamışlı'da sınırı kapısı ve havaalanı, Haseke'de ise kent merkezinde öteden beri sınırlı sayıda Suriye askeri mevcut.
Bazı kaynaklara göre Suriye ordusu, Ras'ul Ayn ve Tel Ebyad'a da girmek istiyordu fakat Rusya, Türkiye ile olası çatışmaları önlemek için bunu engelledi.
Türkiye ve ABD, 17 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in yürüttüğü görüşmeler sonunda Barış Pınarı Harekatı konusunda anlaşmaya varmıştı.
Mutabakat uyarınca 9 Ekim saat 16.00'da startı verilen harekât durdurulmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 4 saatten fazla süren görüşmeler boyunca Amerikan tarafı sürekli terör örgütü PKK/YPG mensuplarıyla temas halinde kaldı. Bu temas sırasında Amerikalılar YPG'lilere tam olarak nereden çekilecekleri gibi spesifik lojistik detayları sordu.
Ayrıca ABD tarafı PKK/YPG'lere Türkiye içine yaptıkları havan topu atışlarını durdurmalarını söyledi. O günden itibaren Türkiye'ye havan topu da atılmadı.
ABD, yoğun mesai harcamış
ABD heyetinden Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Pence ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'dan bir gün önce yani 16 Ekim'de Ankara'ya gelerek, Türkiye ile üzerinde uzlaşmak istedikleri metnin taslağını ortaya çıkarmak için Türk yetkililerle görüşmeler yapmıştı.
Türk tarafı ile çalışmalar sonucu ortaya çıkan metni Pence de, Cumhurbaşkanı Erdoğan da kabul edilmeden önce gözden geçirdi. Pence ve Pompeo metin üzerinde çalıştı. Bazı değişiklikler yapıldıktan sonra metne son hali verildi. Türk ve Amerikalı heyetler arasındaki görüşmelerde ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı 'içi hakaretlerle dolu' 9 Ekim tarihli mektup ise gündeme gelmedi.
Çekilme yavaş ilerliyor
ABD ile Türkiye arasındaki görüşmeler sonrasında varılan ateşkes, 17 Ekim'de saat 22.00'de yürürlüğe girse de tarafların mutabakat tarifleri birbirini tutmuyor. Ortak açıklamaya göre, Türkiye ve ABD, YPG'nin elindeki ağır silahların toplanması, muharip mevzilerinin yok edilmesi ve güvenli bölge kurulması planında mutabık kaldı.
Ancak bu hususların önemli bir bölümü yerine getirilmedi. PKK/YPG'li teröristlerin bir kısmı Kızılhaç'a ait ambulanslarla ve diğer araçlarla barış Pınarı Harekâtı bölgesini terkederken, çok sayıda teröristin halen güvenli bölgede bulunduğu belirtiliyor. Mutabakat uyarınca güvenli bölge Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kontrolünde olacak.
YPG, nerelerden çekilecek?
Ancak iki ülkenin uzlaştığı mutabakat metninde YPG'nin tam olarak nerelerden çekileceği ve güvenli bölgenin sınırlarının ne olacağına dair herhangi bir ifade yer almaması mutabakatın uygulanabilirliğine dair kuşkulara yol açıyor! Taraflara manevra alanı bırakan bu muğlaklığı herkes kendi pozisyonuna göre dolduruluyor.
Nitekim Türkiye 32 kilometre derinliğinde ve 444 kilometre uzunluğunda güvenli bölgenin kurulacağını belirtiyor ve bu alanı TSK'nın kontrol edeceğini söylüyor.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise, mutabakattaki güvenli bölgeyi, "Türkiye'nin şu an faaliyet gösterdiği yerlerin 30 kilometre derinliği" olarak tanımladı.
Eskiden gelen muğlaklık
Benzer muğlaklık 7 Ağustos'ta ABD ile Türkiye arasında Müşterek Harekât Merkezi'nin kurulmasını öngören mutabakatta da vardı. O zaman metinden bağımsız olarak Türkiye 32x480 km'lik alandan bahsederken Kürtler, mutabakatın Tel Ebyad ile Ras'ul Ayn arasında 120 kilometre uzunluğunda ve yerine göre 5, 9 ve 14 kilometre derinliğinde bir alanda geçerli olduğunu söylüyordu.
Suriye ordusu da harekete geçti
YPG'nin Şam'la mutabakatı ise Suriye ordusunun Derik'ten Münbiç'e kadar bütün sınırları kontrol etmesini öngörüyor. Kamışlı'da sınırı kapısı ve havaalanı, Haseke'de ise kent merkezinde öteden beri sınırlı sayıda Suriye askeri mevcut.
Bazı kaynaklara göre Suriye ordusu, Ras'ul Ayn ve Tel Ebyad'a da girmek istiyordu fakat Rusya, Türkiye ile olası çatışmaları önlemek için bunu engelledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




























































































