IMF Başkanı Hörst Köhler, cumartesi günü Başbakan Ecevit'e gönderdiği 2.5 sayfalık mektubunda, sanki açtıkları kredi karşılıksızmış ya da en azından faizsizmiş gibi "Her Türk vatandaşının cebine 300 dolar koyduklarını" savundu.
Köhler, mektubun girişinde, 1999-2002 yılları arasında Türkiye'ye verilecek yaklaşık 19 milyar dolarlık Londra'da oluşan faiz oranlarından yüzde 2 daha yüksek olan kredi miktarını hatırlatarak, ''Size sağladığımız kredi, Fon tarihinde verilmiş en kapsamlı yardımdır. Her vatandaşınızın cebine 300 dolar koyuyoruz.'' görüşüne yer verdi. Köhler, bunu IMF'nin Türkiye'ye olan iyi niyetinin göstergesi olarak yorumluyor.
Çekinceleri de var
Hemen ardından, çekincelerini sıralıyor: ''Programa sadece bizim destek vermemiz yetmez. Türk halkının da güveni ve desteğinin sağlanması lazım. Hükümet olarak programın arkasında durmanızı takdirle karşılıyoruz. Ancak faiz hadleri hálá yüksek devam ediyor. IMF'ye destek veren ülkelerin, kamu kesiminize bizim dışımızda da destek vermesi, bu yüksek faizle sağlanamayacağı sizin için de, bizim için de aşikárdır. Programa sadece hükümetiniz ve Türk halkının değil, uluslararası piyasada para verenlerin de güvenmesi, başarıya ulaşmanın bir şartıdır.''
Telekom bir sembolmüş
Köhler, bu paragrafın ardından konuyu krize ve 1.5 milyar dolarlık krediyi askıya almalarına neden olan ''Telekom yönetimine'' getiriyor. Köhler, Telekom konusundaki bu ısrarlarının nedenini şöyle dile getiriyor: ''Telekom yönetimi hadisesi, IMF'ye destek veren ülkelerin güveninin sağlanması için bir sembol niteliğine dönüşmüştür. Bu, hükümetinizin programa bağlılığının kanıtı niteliğindeki bir semboldür. Telekom Yönetim Kurulu üyelerinin konuya vakıf olup olmadıkları ve nitelikleri tarafımızdan sorgulanan bir durum değildir. Bu bizim işimiz de değil. Burada önemli olan programın ruhuyla çatışmamaktır. Anlaştığımız gibi, yönetime gelecek kişilerin telekomünikasyon deneyimi, yeterliliği, özel sektör tecrübelerinin bulunması gerekirdi. Bu, Türkiye'nin ekonomi yönetiminin politikadan uzaklaştığının ispatı için de olumlu bir sinyal olarak algılanacaktır.''
Önümüzdeki yıldan itibaren ödemeye başlayacağız
IMF'nin Türkiye'ye açtığı kredileri önümüzdeki yılın Haziran ayından itibaren geri ödemeye başlayacağız. Geçtiğimiz kasım ayında yaşanan krizin ardından IMF'nin açtığı 18 aylık kısa dönemli kredinin vadesi Haziran 2002'de doluyor. Kredilerin yayıldığı vadeler dikkate alındığında Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, IMF'den kişi başına aldığı her 300 doları bileşik faiz oranları dikkate alındığında yaklaşık 420 dolar olarak geri ödeyecek!
Köhler, mektubun girişinde, 1999-2002 yılları arasında Türkiye'ye verilecek yaklaşık 19 milyar dolarlık Londra'da oluşan faiz oranlarından yüzde 2 daha yüksek olan kredi miktarını hatırlatarak, ''Size sağladığımız kredi, Fon tarihinde verilmiş en kapsamlı yardımdır. Her vatandaşınızın cebine 300 dolar koyuyoruz.'' görüşüne yer verdi. Köhler, bunu IMF'nin Türkiye'ye olan iyi niyetinin göstergesi olarak yorumluyor.
Çekinceleri de var
Hemen ardından, çekincelerini sıralıyor: ''Programa sadece bizim destek vermemiz yetmez. Türk halkının da güveni ve desteğinin sağlanması lazım. Hükümet olarak programın arkasında durmanızı takdirle karşılıyoruz. Ancak faiz hadleri hálá yüksek devam ediyor. IMF'ye destek veren ülkelerin, kamu kesiminize bizim dışımızda da destek vermesi, bu yüksek faizle sağlanamayacağı sizin için de, bizim için de aşikárdır. Programa sadece hükümetiniz ve Türk halkının değil, uluslararası piyasada para verenlerin de güvenmesi, başarıya ulaşmanın bir şartıdır.''
Telekom bir sembolmüş
Köhler, bu paragrafın ardından konuyu krize ve 1.5 milyar dolarlık krediyi askıya almalarına neden olan ''Telekom yönetimine'' getiriyor. Köhler, Telekom konusundaki bu ısrarlarının nedenini şöyle dile getiriyor: ''Telekom yönetimi hadisesi, IMF'ye destek veren ülkelerin güveninin sağlanması için bir sembol niteliğine dönüşmüştür. Bu, hükümetinizin programa bağlılığının kanıtı niteliğindeki bir semboldür. Telekom Yönetim Kurulu üyelerinin konuya vakıf olup olmadıkları ve nitelikleri tarafımızdan sorgulanan bir durum değildir. Bu bizim işimiz de değil. Burada önemli olan programın ruhuyla çatışmamaktır. Anlaştığımız gibi, yönetime gelecek kişilerin telekomünikasyon deneyimi, yeterliliği, özel sektör tecrübelerinin bulunması gerekirdi. Bu, Türkiye'nin ekonomi yönetiminin politikadan uzaklaştığının ispatı için de olumlu bir sinyal olarak algılanacaktır.''
Önümüzdeki yıldan itibaren ödemeye başlayacağız
IMF'nin Türkiye'ye açtığı kredileri önümüzdeki yılın Haziran ayından itibaren geri ödemeye başlayacağız. Geçtiğimiz kasım ayında yaşanan krizin ardından IMF'nin açtığı 18 aylık kısa dönemli kredinin vadesi Haziran 2002'de doluyor. Kredilerin yayıldığı vadeler dikkate alındığında Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, IMF'den kişi başına aldığı her 300 doları bileşik faiz oranları dikkate alındığında yaklaşık 420 dolar olarak geri ödeyecek!