Kaynaklarda Şah Hatayi olarak geçen Şah İsmail, 17 Temmuz 1487 yılında Erdebil şehrinde doğmuştur. Şah İsmail'in babası Şeyh Haydar, dedesi ise Şeyh Cüneyd'dir ve Kürt'tür. Şah İsmail'in annesi Alemşah Halime Begim Akkoyunlu hükümdarı, Uzun Hasan'ın kızıdır ve Türk'tür.
Şah İsmail Safevi Devleti'nin hem kurucusu, hem de hükümdarıdır. Küçük yaşta başlayan kaçak hayatı, o dönemde yaşanan inançsal sorunlardan kaynaklanan manevi baskı, Şah İsmail'in hayatında Safevi Devletini kurana kadar devam etmiştir. Bu dönem içerisinde, öz Türkçe ile şiirler yazmış ve halka olan mesajlarını bu yolla vermiştir.
"Biz tüccar değiliz alıp satmayız
Erkan gözetiriz yoldan sapmayız
Gönlümüz ganidir kibir tutmayız
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz."
Halk ozanı kimliği kadar da siyasi kimliği ile de tarihte yer almıştır. Yavuz Sultan Selim karşısında, Çaldıran Savaşı'nda yenik düşmesine rağmen, sergilediği tavır ve duruşuyla da halk üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.
O dönemde Osmanlı Devleti siyasi başarı sağlıyor ve geniş topraklara hükmediyordu. Fakat bu durum sarayla halk arasında bazı sorunlara sebep oluyordu. Üst düzey görevlerde Türkmenlerden ziyade başka milletlerden insanlar bulunuyor, Anadolu halkı adeta göz ardı ediliyordu. Bazı idarecilerin keyfi tavırları da halkı Osmanlıdan uzaklaştırıyordu. Dolayısıyla halk da, sosyal hayatın içinden kendisine mesajlar veren Şah İsmail'e yöneliyordu.
Bu dönemde yaşanan siyasi sıkıntılar, bazı kıyımların yaşanmasına da sebep olmuştu. Bu durum ise Şah İsmail'i daha çok yazmaya teşvik ediyor, eserleriyle halkın üzerinde etki bırakıyordu.
"Gerçek aşık menzilinde durursa
Çırağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliği kendisinde bulunursa
O da erdir yine erden sayılır."
Şah Hatayi siyasi kimliğinden çok, deyişleri ve yazdığı eserleriyle halkın içinde olmuş ve ozan kimliğiyle büyük yer edinmiştir. Günümüzde dahi Anadolu coğrafyası dışında, Balkanlarda, Mısır'da, Tunus'ta birçok bölgede onun deyişleri söylenmektedir.
"Hu diyelim gerçeklerin demine,
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
On iki imam katarına uyanlar,
Muhammed Ali'ye yardan sayılır
Üç gün imiş şu dünyanın sefası,
Sefasından artık olur cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi,
Biri kırktır kırkı birden sayılır
İhlâs ile gelen bu yoldan dönmez,
Dost olan dostuna ikilik sanmaz
Eri hak görmeyen Hakk'ı göremez,
Gözü bakar amma körden sayılır
Gerçek aşık menzilinde durursa,
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliği kendi özünde bulursa,
O da erdir yine erden sayılır
Şah Hatayi'm eydir Bağdat'tır vatan,
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yanında kıyl u kal tutan,
Yolu dikenlidir hardan dayılır"
diyen Şah İsmail, sadece 37 yıl yaşamış ve bu kısacık ömrüne birçok eserler sığdırarak, onu saygıyla anmamızı sağlamıştır.
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Şah İsmail Safevi Devleti'nin hem kurucusu, hem de hükümdarıdır. Küçük yaşta başlayan kaçak hayatı, o dönemde yaşanan inançsal sorunlardan kaynaklanan manevi baskı, Şah İsmail'in hayatında Safevi Devletini kurana kadar devam etmiştir. Bu dönem içerisinde, öz Türkçe ile şiirler yazmış ve halka olan mesajlarını bu yolla vermiştir.
"Biz tüccar değiliz alıp satmayız
Erkan gözetiriz yoldan sapmayız
Gönlümüz ganidir kibir tutmayız
Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz."
Halk ozanı kimliği kadar da siyasi kimliği ile de tarihte yer almıştır. Yavuz Sultan Selim karşısında, Çaldıran Savaşı'nda yenik düşmesine rağmen, sergilediği tavır ve duruşuyla da halk üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.
O dönemde Osmanlı Devleti siyasi başarı sağlıyor ve geniş topraklara hükmediyordu. Fakat bu durum sarayla halk arasında bazı sorunlara sebep oluyordu. Üst düzey görevlerde Türkmenlerden ziyade başka milletlerden insanlar bulunuyor, Anadolu halkı adeta göz ardı ediliyordu. Bazı idarecilerin keyfi tavırları da halkı Osmanlıdan uzaklaştırıyordu. Dolayısıyla halk da, sosyal hayatın içinden kendisine mesajlar veren Şah İsmail'e yöneliyordu.
Bu dönemde yaşanan siyasi sıkıntılar, bazı kıyımların yaşanmasına da sebep olmuştu. Bu durum ise Şah İsmail'i daha çok yazmaya teşvik ediyor, eserleriyle halkın üzerinde etki bırakıyordu.
"Gerçek aşık menzilinde durursa
Çırağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliği kendisinde bulunursa
O da erdir yine erden sayılır."
Şah Hatayi siyasi kimliğinden çok, deyişleri ve yazdığı eserleriyle halkın içinde olmuş ve ozan kimliğiyle büyük yer edinmiştir. Günümüzde dahi Anadolu coğrafyası dışında, Balkanlarda, Mısır'da, Tunus'ta birçok bölgede onun deyişleri söylenmektedir.
"Hu diyelim gerçeklerin demine,
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
On iki imam katarına uyanlar,
Muhammed Ali'ye yardan sayılır
Üç gün imiş şu dünyanın sefası,
Sefasından artık olur cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi,
Biri kırktır kırkı birden sayılır
İhlâs ile gelen bu yoldan dönmez,
Dost olan dostuna ikilik sanmaz
Eri hak görmeyen Hakk'ı göremez,
Gözü bakar amma körden sayılır
Gerçek aşık menzilinde durursa,
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliği kendi özünde bulursa,
O da erdir yine erden sayılır
Şah Hatayi'm eydir Bağdat'tır vatan,
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yanında kıyl u kal tutan,
Yolu dikenlidir hardan dayılır"
diyen Şah İsmail, sadece 37 yıl yaşamış ve bu kısacık ömrüne birçok eserler sığdırarak, onu saygıyla anmamızı sağlamıştır.
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016