Bunca yıla rağmen bazıları için aklın almadığı bir kavramdır insan hakları.
Bugün 10 Aralık, 1948'de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yayımlandığı gündür. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor.
72 yıl önce Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ni ilan etti.
Belki 72 yıl geçti aradan, ama hâlâ Bildirge'nin çok özel bir yeri var insan hakları hareketi içinde.
Adına da aldığı "evrensellik" vurgusu Bildirge'nin en önemli mesajıydı. İlk insan hakları beyannamesi değildi kuşkusuz;
1689'da İngiliz Haklar Bildirgesi vardı. 1789'un İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi vardı. 1791'de Amerikan Haklar Bildirgesi ilan edilmişti. Ama hep ulusal metinlerdi bunlar. Belki etkileri sınırlarını çok aşmıştı ama hep bir ulusun sınırları içinde tarih sahnesine çıkmışlardı.
Evrensel Beyanname işte her şeyden önce bu açıdan farklıydı. Gerçek anlamdaki ilk uluslararası haklar bildirisiydi.
O gün var olan devletlerin neredeyse tümü müzakerelere katıldı. UNESCO, dünyanın her tarafından aydınların görüşlerini derledi. Herkes bir şeyler kattı metne. Ve 81 oturum, 168 değişiklik önergesi, yaklaşık 1400 ayrı oylamadan sonra metin kabul edildi. Hiçbir devlet aleyhte oy kullanmadı.
Verilen mesaj netti; insan hakları kültürden kültüre değişmez. Kültürü, medeniyeti, dini, ırkı ne olursa olsun her insanın elinden alınamaz hakları vardır.
Bu mesaj, günümüzde de güncelliğini korumaktadır… Tabii ki, anlayana!
Beyanname'nin önemli bir mesajı da demokrasinin ve barışın temeline insan haklarını koymasıydı.
Daha ilk cümlesinde temel hakları, özgürlüğün, adaletin ve barışın temeli olarak tanımladı.
Gerçekten de Beyanname, uluslararası anlamda demokrasinin yeni kazandığı boyutu duyuruyordu; bir yandan 21.maddesinde "halk iradesi, hükûmet otoritesinin temelini oluşturmalıdır" diyordu. Diğer yandan da bu otoritenin arkasında ne kadar popüler destek olursa olsun, dokunamayacağı bireysel hakları sayıyordu. Demokrasiyi sadece seçimlere indirgemenin nelere yol açtığını çok acı şekilde görenler tarafından kaleme alınmıştı sonuçta bu metin.
Ülkemizde de, siyasal iktidar, "biz seçimle geldik" sloganı ile muhalefete ve muhalif kurum ve kuruluşlara sandığı göstermesi demokrasi kültürünün eksikliğindendir. Alınan oyla insan hakları ihlallerinin üstü örtülemez.
İnsan hakları bir mücadeledir. Beyanname, insan haklarının sadece hukuk metinleriyle korunamayacağını görmüştür. Beyanname ortak bir başarı standardı belirliyor ve toplumun tüm organlarından, tüm bireylerden bu amaca ulaşmak için barışçıl yöntemlerle mücadele etmelerini istiyordu.
Kâğıt üzerinde kazandığımız birçok hakkın teker teker elimizden kayıp gittiği bugünlerde bu mesaj da çok güncel. "Mücadele edin" mesajı bize.
Peki ya yönetenlere? Beyanname asıl uyarıyı onlara yolluyor. Ve insan haklarını hukuk devleti içinde korumalısın, diyor.
72 yıl önce dünyaya ilan edilen bir mesaj hâlâ güncelliğini bu kadar koruyorsa, emin olun bunda, mesajın gücü kadar, mesajı anlamamakta direnenlerin de payı vardır.
Ancak, bu mesajın arkasında yüzyılların mücadelesi, evrensel bir uzlaşı var. Hiçbir medeniyetin fıtratında bu mesaja direnme gücü bulunmuyor.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023