AB'nin tavrı ve Türkiye'den istedikleri Bunun yanında AB, Türkiye'den bir çok yeni politik isteklerde bulunmaktadır. AB'nin istekleri arasında Kıbrıs'taki vatan toprağımız KKTC de bulunmaktadır. Öte yandan Türkiye deniz sınırları, Yunanistan tarafından sessizce kuşatılmaktadır. Kıbrıs'ı kaybedersek Ege ve Akdeniz kuşatması tamamlanmış olacaktır. Girit ve 12 ada takımları çoktan Yunanistan'ın eline geçmiş bulunmaktadır. Şimdiye kadar Ege Adalarının birkaç tanesi hariç, neredeyse tümü, Yunan hakimiyetine geçmiştir. Kıbrıs adasıyla da Akdeniz'deki Türkiye kuşatması tamamlanmış olacaktır. AB ile birlikte hareket eden Rumlar ve Yunanlılar planlarını sessizce ve AB yoluyla yürütmeye çalışmaktadır. Türkiye'de ise bazı siyasilerimizin gözleri, kalpleri AB aşkı ile dolu olduğundan dolayı, bu gerçekleri yeterince göremiyor, bu durumun farkına varamıyorlardır! Ancak AB'nin istekleri sadece Kıbrıs'la bitmemektedir. Şimdi AB'nin bizden isteklerini kısaca bir gözden geçirelim: 1 - KKTC'nin Güney Kıbrıs'a bağlanması ve deniz ile hava alanlarının Rumlara açılması. 2 - Kıbrıs'tan Türk askerinin bir an önce çekilmesi, 3 - Güney Kıbrıs'a Türkiye'nin de deniz ve hava limanlarını açması ve Güney Kıbrıs'la bu şartlarda serbest ticaret yapması, 4 - Güney Kıbrıs'ın tüm Kıbrıs devletini temsil ettiği şeklindeki -kendileri tarafından ortaya konulan- fiili durumun tanınması, Rum Patrikhanesi'nin yaptığı toplantılar Rum Patrikhanesi İstanbul'da AP ile birlikte bir toplantı düzenledi. Yeni Şafak Gazetesi toplantı haberini şu şekilde verdi: "Fener Rum Patriği Bartholomeos, AP (Avrupa Parlamentosu) ile düzenledikleri ortak konferansta, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını, ekümenik sıfatını kullanabilmeyi ve mal varlıklarının geri verilmesini istedi." Onların bu isteklerine nasıl cevap verilecek? Şimdi bizden istediklerini "nasılsa vermeyiz" mi diyeceğiz, bunlara karşı biz de bir şeyler mi isteyeceğiz, veya "onlar haklı her istediklerini veririz, yeter ki aramız bozulmasın" tavrını mı takınacağız. Ben onları bilemem, ama bilinen tek şey vardır ki onların istekleri bitmez ve tükenmezdir! Versek de doymazlar ve yine başka şeyler muhakkak isteyeceklerdir! Zannedersem Türkiye'yi parçalara ayırıncaya kadar bu istekler de devam edecektir. AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Patriğe "Ruhban okulu laik düzenin gereği" demiş ve ilk cevabı vermiştir. Gayrimenkuller konusuna da değinen Dişli, "onlar tartışmaya açıktır" demiştir. Öte taraftan Avrupa Demokratlar Birliği Başkanı şunu söylemektedir: "Ekümenik Patrikhane şeklinin Hıristiyan alemini daha iyi temsil edeceğini düşünüyoruz! Bunun yanında 'Ruhban Okulunun' bir an önce açılması gerekir, yoksa Avrupa'da 'İslam Fobisi' gelişecektir." Kısacası siz, Ruhban okulunu açmazsanız biz bu İslam fobisini kolayca geliştiririz! (demek istedi!) Tüm bunlar tartışılırken Ekümeniklik de aslında bir nevi tatbik edilmektedir. Mesela: Fener Patrikhanesi -bir müddet evvel, Gayri Resmi olarak mahkeme heyetini topladı ve bir nevi ekümenik sıfatına bürünerek, Kudüs piskoposunu yargıladı ve aforoz etti.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006