Başbakan Erdoğan İstanbul Ticaret Odası'nın 125. kuruluş yıldönümünde, AB sürecinde birçok taviz vererek geldiğimiz son noktayı şu itirafla ifade etti: "AB dürüst davranmıyor"Gerçi bu "herkesin bildiği" gerçeği öğrenebilmek için 4,5 yıl gibi büyük bir zamanda tamamen tavizlerle dolu bir tecrübe geçirmeye gerek yoktu. Çünkü gerek yakın tarihimizde, gerekse daha önceki tarihlerde Batılı ülkelerin tavır ve davranışları, bizlere bakışları, topraklarımız üzerindeki emelleri ve tarihi kinleri zaten tarih kitaplarında yazıyordu. Siyasilerimiz zahmet edip biraz tarihin sayfalarını karıştırsalardı, Batılı ülkelerin hiçbir dönemde bizlere karşı dürüst davranmadığını görebilirlerdi.Gerçi ben siyasilerimizin bu bilgiden yoksun olduğunu da zannetmiyorum.Şimdi biraz düşünelim. Sayın Erdoğan bu itirafı yaptı da sonrasında nasıl bir adım attı. Çıkıp da milletin önünde "Ey millet! AB bize dürüst davranmıyor, ama hata bizde, yıllardan beri sizi bu yanlış politikalarla meşgul ettik, özür dileriz" mi dedi? Hayır."Ey millet bizim AB politikaları dışında başka bir politikamız, projemiz yok, yanılmışız, sizden partim adına özür diliyorum, bakın falanca yıllardan beri milli projelerden bahsediyor, gelin ben de dahil hepimiz ona destek olalım, bu yıllarca yapılan hatayı beraberce düzeltelim" mi dedi? Tabii ki hayır.Manzaraya bakın. "AB dürüst davranmıyor" demek ne demek? Bu ne anlama geliyor? Sayın Erdoğan'ın ve AKP'nin bütün projelerinin çöktüğü anlamına gelmiyor mu?Bu manada Sayın Erdoğan, doğru, AB bize dürüst davranmıyor, tarihin hiçbir döneminde de zaten dürüst davranmadı, peki ya siz? Milletinize karşı ne kadar dürüst davrandınız?Siz ve sizin yetkilileriniz "AB bizim aşkımız", "AB bizim milli politikamız", "AB Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ideali" gibi sözler sarfederek AB'ye karşılıksız bir kara sevdaya tutuldunuz. Bu sevda uğruna milletimizin 4,5 yılını yediğinizi neden dürüstçe itiraf etmiyorsunuz?AB'nin bize dürüst davranmadığı doğru ve tarihi bir gerçek, ama AB, bize karşı dürüst davranmıyor, kendi milletini ise kolluyor, ya siz?Onlar kendi ideallerini koruyorlar, tarihi asla unutmuyorlar, kendi milletlerine dürüst davranıp, dış ülkelere siyaset yapıyorlar, ülkelerinin çıkarlarını her arenada koruyorlar, ya siz?Ülkemizin kırmızı çizgileri bembeyaz oldu, en haklı davalarımızda tamamen haksız konuma geldik, soykırımla itham edildik, ülkemiz parçalanma aşamasına geldi, millet olarak ülkemiz üzerinde hesabı olanlara el açıp dilenmeye başladık, her şeyimiz yabancılara peşkeş çekildi? Bütün bu gerçeklerin ışığında gerçekten siz milletinize karşı ne kadar dürüstsünüz?Bazı gerçekleri itiraf etme zamanı gelmedi mi?Dışarıda kuzu olup, içeride milletimize karşı aslan kesilmek, sağa sola fırça atmak bir siyasetçinin vasfı mı olmalı?Bir siyasetçi seçim döneminde siyaset yapar, bir takım vaatlerde bulunur, partisini ve ekibini tanıtır, peki ya seçimden sonra?Siyasetçi seçimden sonra artık politika yapmayı bir kenara bırakıp "milletime, devletime adil bir şekilde, parti ayrımı yapmadan, milletimi kamplara bölmeden nasıl hizmet ederim"in hesabını yapmalıdır. Gerçek siyaset de budur.Bir siyasetçi ampul gibi sadece kendi bulunduğu yeri, yakın çevresini değil, bir güneş gibi bütün bir milleti aydınlatmalıdır.Prof. Dr. Haydar Baş bir idareci nasıl olmalıdır sorusuna, "Bir idareci evvel Allah, sonra milletim demelidir" şeklinde cevap vermektedir.Eğer siyasetçinin iktidara gelmeden önce milli bir takım projeleri varsa bunu yapabilir, yoksa topu taca atmanın yollarını arar, sağı solu suçlamaya başlar, millet de bundan nasibini alır.Dürüst siyaset, millete hizmet, ancak milli projelerle olur.Ülkemiz üzerinde menfur hesabı olanlarla işbirliği içinde olanlar, onların desteğiyle iktidara gelenler, millete değil, o söz verdiklerine hizmet ederler.Artık millet olarak acı itiraflar duymak istemiyorsak, geri adım atmak, elimizdeki bulgurdan da olmak istemiyorsak, işte söz bu yıl bizim.5 yılda bir gelen demokratik hakkımızı lütfen düşünerek kullanalım, sakın ha son anlardaki siyasi manevralara aldanmayalım. 5 yıllık icraatları alt alta yazalım ve geldiğimiz noktayı iyi hesap edelim.Gelen siyasilere mutlaka proje ve kaynağını soralım. Bugün projesi olmayanlar, ya da var olduğunu söyleyip de sizinle paylaşmayanlar yarın da önünüze bir şey koyamazlar.Lütfen ayık olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025
- Asgari ücrete zam, enflasyonun sebebi değil, sonucudur / 13.12.2025
- Kokuşmuşluk her yerde! / 12.12.2025
- Trump'ın 'Türk ordusu' övgüsü, Barrack'ın 'monarşi' ilgisi / 11.12.2025
- Millet fakirleştiren büyüme, büyüme değildir / 10.12.2025
- 'Dün salonlara sığmadık, yarın sandıklara sığmayacağız' / 09.12.2025
- BTP'den 'Büyük Kongre'ye büyük hazırlık / 06.12.2025
- Etrafımız ateş çemberi / 05.12.2025
- Enflasyon, ‘talebi baskılama’ aracı mı? / 04.12.2025
- Asgari ücreti kim belirliyor: Komisyon mu, hükümet mi, JpMorgan mı? / 03.12.2025
- Asgari ücrete zam, enflasyonun sebebi değil, sonucudur / 13.12.2025
- Kokuşmuşluk her yerde! / 12.12.2025
- Trump'ın 'Türk ordusu' övgüsü, Barrack'ın 'monarşi' ilgisi / 11.12.2025
- Millet fakirleştiren büyüme, büyüme değildir / 10.12.2025
- 'Dün salonlara sığmadık, yarın sandıklara sığmayacağız' / 09.12.2025
- BTP'den 'Büyük Kongre'ye büyük hazırlık / 06.12.2025
- Etrafımız ateş çemberi / 05.12.2025
- Enflasyon, ‘talebi baskılama’ aracı mı? / 04.12.2025
- Asgari ücreti kim belirliyor: Komisyon mu, hükümet mi, JpMorgan mı? / 03.12.2025






















































































