AB'nin başındaki iki devlet: Almanya ve Fransa Bu iki devlet AB'nin hem dinamo görevini yapmakta, hem de AB'yi istedikleri şekilde idare etmektedir. Onların verdikleri kararları diğer devletlerin sadece uygulaması gerekmektedir. Bu bakımdan onların Türkiye'ye bakışı önceli olmaktadır. Son günlere bu iki devletten de Türkiye'ye bir nevi olumsuz mesajlar gelmektedir. Bazı önemli kimseler Türkiye'nin AB üyeliğine karşı değişik alternatifler ortaya sürmeye başladılar! Fransa'da Sarcosy (İktidardaki Halk Hareketi -ki Shirac'tan sonra Cumhurbaşkanı olabilir), Almanya'da ise Merkel'in (Alman Hıristiyan Demokrat Partisi Lideri - gelecekteki en güçlü başbakan adayı) sözleri pek iç açıcı değil. Onlar Türkiye için özel statü istemektedir. AB'nin bütünleşmesi gerektiğini Türkiye'nin buna uygun olmadığını ve aynı zamanda AB'nin kesin sınırlarının artık belirlenmesinin çizilmesi ihtiyacını da ortaya koydular! Bunun yanında Almanya Federal Meclisine bir Ermeni soykırım tasarısı da kabul etti. Bu durum da Türkiye'nin aleyhine bir durumdur. Bunu da sunan Merkel'in muhalefette olan partisidir. Bu tasarıda Türkiye'nin bu soykırımı kabul etmesi ve Ermenistan'dan özür dilemesi istenmektedir. Çünkü Türkiye Osmanlı'nın mirasçısıdır. Bu tasarı, Ermenistan'ın da ondan sonra Türkiye'yi affetmesini öngörmektedir. (Tüm bunların son noktası ise Doğu bölgesinde büyük bir Ermenista'nın kurulma hayallerinin yatmasıdır! Öteki tarafları ise sadece ve sadece bu hayallere giden yollardır.) Tasarıdaki gerekçe ise şöyle düzenlenmiştir: Türkiye AB topluluğu içine girmek istemektedir. AB'nin aynı zamanda değerler birliği olduğunu da unutmamak gerekir. Onun için topluluk üyeleri arasında buna azami derecede uygunluk gösterilmesi şarttır. Türkiye ile Ermenistan'ın bu bakımdan barışık olması gerekir. Şimdiki durum ise çelişki oluşturmaktadır. Almanya'da bulunan büyük elçimiz ise buna cevap olarak: 1 - Geçmişteki tarihi olayların değerlendirilmesini tarihçilere bırakmak gerekir, 2 - Beyrut'tan Paris'e kadar, Los Angeles'ten Viyana'ya kadar dünyanın dört bir yanında örgütlü terörün kol gezdiği hadiseler unutulmuş görülmektedir. 3 - Günümüzde Türkiye topraklarının bütünlüğünü-kuzey sınırımızı tanımayan, tüm bunların yanında uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen aldırmadan Azerbaycan topraklarının % 20'sini yıllarca işgal ve baskı altında tutan, tutmaya devam eden Fanatik ve ırkçı Ermeni milliyetçiliğin sözcüğüne soyunan Almanya'nın sorumluluğuyla mütenasip düşmemektedir. Bu tutum Almanlara yakışmamaktadır. Tüm bunlardan şu anlaşılmaktadır: 1 - Uluslararası tüm sorunlarda Türkiye devamlı olarak haksız çıkarılmakta ve suçlu olarak görülmektedir, 2 - AB'den gelen bu haksız istekleri karşısında ise Türkiye'nin içinden bazı çatlak sesler: "Aman sesinizi çıkarmayın. Onlar ne derse yapın. İsteklerini kabul edin. İtiraz etmeyin. Güney Kıbrıs'ı tanıyın. Kuzeyde sorun olacak durumları oluşturmayın. ABD'yi kızdırmayın ve benzeri aşağılayıcı ve seviyesiz istekler gelmektedir. Kısacası Türkiye'nin hakkını istemesi dahi suç sayılabilmektedir! Halbuki ise Türkiye sadece ve sadece kendi hakkını ve hukukunu istemektedir!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006