AB ile Türkiye'nin kan ve kültür uyuşmazlığı var-16

Şimdi Türkiye de kendini galiba yalnız hissetmektedir. Etrafa bakınarak kendine en iyi grubu seçmek istemektedir. Ancak Türkiye'yi sanki gizli bir güç bu seçimde yönlendirmek istemektedir. O da batıya doğru tek yön demektedir. Halbuki Türkiye biraz düşünürse Batı kendisi için en büyük düşmanlıkları gösteren ve tarihte devamlı olarak savaşan devletlerden kurulmuş kendisine tamamen yabancı bir kültüre ve eğitime sahip bir topluluktur. Ona rağmen Türkiye sanki bilinmeyen güç veya güçler tarafından illa batıya yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Batı medeniyeti miadını doldurmuş -zirvesini çoktan geçmiş- dejenere olmaya başlamış-çürüme belirtileri gösteren ve gittikçe yok olmaya yüz tutan dönemlerini yaşamaktadır. Çağdaşlıktan gittikçe uzaklaşan ve hatta içinde birçok entrikalar olan bir medeniyeti ifade etmektedir. Atatürk'ün dile getirdiği, çağdaş medeniyet yolundaki ilerlemeyle artık hiçbir ilgisi kalmayan bu Batı medeniyeti, diğer taraftan Türkiye'nin ve Osmanlı'nın tarihi düşmanlarını oluşturan, Hıristiyan kökenli ve İslam'a çok ters bakan halkalardan oluşmaktadır. Onlar Türkiye'yi Hasta adam ilan etmiş ve 1918'de işgal etmiş milletlerden oluşmaktadır. Onlara karşı Atamız kurtuluş savaşını vermiş ve yurdumuzdan onları çıkarmıştır. Şimdi ise onlara katılmamız biraz da saflık hatta saflıktan da öte bir akılsızlık ve gaflet olmaz mı? Türkiye'mizin geleceğini onlara teslim etmek için mi Atamız bu savaşları verdi? Atamızın çağdaş medeniyet dediği ilim-irfan ve gelişmiş medeniyeti ifade etmektedir. Batı ise şu anda çoktan zirveyi bırakmış, gençliğinin büyük bir kısmı, çeşitli uyuşturucu ve diğer ahlaki bataklara adeta saplanmış ve istikbal vaadetmeyen bir duruma gelmiş bir topluluğu ifade etmektedir. Onlar kendi aralarında bile anlaşamayan ve her an çökebilecek belirtilerini açıkça gösteren bir birliğe bazı kimseler bizi de sokmak ve onlara tabi tutmak istemektedir. Türkiye'nin istikbalini tehlikeye sokmak kimsenin haddi olamaz, iyi idarecilik bu değildir. Onun için lütfen aklımızı başımıza alalım tekrar tekrar düşünelim. Türkiye'nin geleceği için kendimize, tarihimize, milli şanımıza, şerefimize, fatihlerimize, Kanuni Sultan Süleymanlarımıza, Yavuzlarımıza ve Atatürk'ümüze layık bir geleceğe doğru yol alalım ve istikbalimizi emin ellere teslim edelim. İstikbalimizi, iyi yetiştirilmiş Türk gençlerine, Milli varlıklarımıza, Milli zenginliklerimize ve Milli kültürümüze bırakarak bu gafletten ancak kurtulmuş olabiliriz. O takdirde geleceğimiz ancak aydınlık olur ve Cenab-ı hakkın da yardımıyla doğru yolu bulmuş oluruz. Milletlerin geleceklerini tayin eden gelişmişlik, medeniyet, adalet, Hak ve hukuk ile barış içinde yaşama düsturudur. Onların dışına çıkan hiçbir güç zorbalıktan ileri gidemez ve er veya geç tarihin derinliklerine gömülüp gider. Unutmayalım ki Napolyo'nun Fransa'sı da, Stalin'in ve Lenin'in Sovyetler Birliği de, Hitlerin Almanya'sı da yaptıkları büyük zorbalıklardan ve katliamlardan sonra yıkılıp gitmişlerdir. Şimdilerde yapılan zorbalıklar da geçicidir. Elbette bunlar da geçerek tarihin derinliklerine gömülecektir. Böylece Dünya daha mutlu bir şekilde nefes alacaktır.             (son)