İlkesiz ve projesiz çok yüzlü siyaset, çok yüzlü medya ve iktidarın ulufelerine talim eden aydın takımı ülkede söz sahibi olduğu müddetçe Türkiye iflah olmaz.Bunlar, sadece Avrupa Birliği macerasıyla Türkiye'yi batırıyorlar, Türk milletini darmadağın ediyorlar. Türk tarımını, Türk köylüsünü, Türk imalatçısı ve sanayicisini bitiriyorlar.Türkiye'nin batması için, AB macerasından başka bir dalalete ve ihanete gerek yok; bu macera yeter ve artar bile?AB'nin Türkiye'ye ilişkin İlerleme raporları yayınlandığında birkaç değerlendirme, bir-iki çıkış yapılıyor, tamam.Lakin Türkiye'nin AB macerası hususunda, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayrı hesaba-kitaba uygun konuşan bir Allah kulu yok.Siyaset, bilim ve medya dünyasının ekseri beyinleri adeta iğdiş edilmiş.Görünen köyü dahi görmüyorlar!Türkiye 1996'da Gümrük Birliği'nin üye oldu.O günden bu yana Gümrük Birliği'nin ülkemize verdiği reel zarar, 221 milyarı doları aşmış durumda. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), "Türkiye-AB: Bitmeyen Senfonide 50 Yıl" raporuyla AB macerası zararımızı kalem kalem ortaya koydu.AKP döneminde maliyet faturamız daha da kabardı.Para ile ölçülemeyecek sosyal, siyasal ve askeri maliyetimiz cabası.Türkiye, AB ülkeleri arasındaki ticari ilişkide sürekli eksi bakiye verdi. Dış ticaretteki negatif denge, AKP iktidarının son beş yılında hızla arttı. 1996-2009 arasında yıllık ortalama 10 milyar dolar seviyesinde açık verilirken, 2010 yılında bu açık 19,5 milyar dolar, 2011 yılında 28,8 milyar dolar, 2012 yılında da 28,2 milyar dolar oldu. Son beş yılın toplam açığı 100 milyar dolara yaklaştı. 2013 yılının ilk 5 aylık döneminde açık 12 milyar doları buldu. 1996 yılından 2013'ün Mayıs sonuna kadar verilen toplam açık ise 221 milyar doları aştı.440 milyar TL?Bu parayla, her birinde en az bin ailenin reisine geçim ve istihdam sağlayacak kaç tane 1 milyon TL'lik fabrika yapılırdı, biliyor musunuz?440 bin tane fabrika?81 vilayetimizin her birine ayrı ayrı 5 bin 400'er tane fabrika kurulurdu bu parayla.Bu parayla Türk köylüsü-çiftçisi desteklenseydi; sadece köyü değil, esnaf ve sanayici de milletin efendisi olurdu, eli para görürdü. Hangi aydın, hangi medya, hangi siyasetçi bu derece ağır bir reel maliyeti ortaya koyup konuştu bugüne kadar, böylesi bir AB macerasıyla artık Türkiye'ye artık yazık etmeyelim dedi?!Prof. Dr. Baş'tan gayrı kimse yok? Dahası Prof. Dr. Baş, "içe kapanık bir ekonomi" anlayışı teklif etmedi; bilakis Türkiye'nin önüne yepyeni pazarlar ve piyasa açılımları da getirdi.Bu AB macerası, bu kadarlık maliyetle bitecek mi?Hayır?AB'ci şu AKP, MHP, CHP ve sair aymaz siyaset var olduğu müddetçe, Türkiye sadece şu AB macerasıyla batırılacak, dağıtılacak.Türkiye'nin AB ile yaptığı Gümrük Birliği anlaşmasının maliyeti önümüzdeki dönemde patlayacak. Çünkü AB ile ABD arasında görüşmeleri sürdürülen Serbest Ticaret Anlaşması (STA) hayata geçecek. ABD ve AB, söz konusu Serbest Ticaret Anlaşması'yla tarafların ticaret hacimlerine yaklaşık 100 milyar avro düzeyinde artış bekliyor.Türkiye, Gümrük Birliği ile sömürülen ülke, başkalarının pazarı haline gelen ülke olmaya devam edecek!Türkiye yine kendi avucunu bile değil, başkalarının tabanını yalayacak!Çünkü Türkiye'nin AB ile yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması hükümleri gereği, AB üyesi ülkeler ve AB'nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkeler, Türkiye'ye gümrüksüz ürün satma hakkı kazanırken, Türkiye aynı haktan yararlanamıyor.AKP hükümeti bu maliyeti iliklerine kadar yaşıyor.Ama bunlar, öyle bir AB macerasına yakalanmış, öyle bir akıl ve gönül tutulması yaşıyorlar ki, bile bile Türkiye'yi batırıyorlar.23 Nisan 2013 günü Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bunca çabalarımız karşısında AB her türlü iki yüzlülüğü göstermeye devam ediyor, tekrar ediyorum, AB iki yüzlüdür; yapılacak STA ile Amerikan malları Avrupa üzerinden gümrüksüz girecek, benim ülkemin ürünü Amerika'ya giderken engelle karşılaşacak, 50 yıllık müttefikliğe yakışan bir olay değil, diye sızlanıyor AB başkentinde.Kendi ekonomi projesi ve modeli olmayan siyaset, iktidar da olsa, muhalefet de olsa, liberal kapitalist dünyaya kuyruk olarak batmaya mahkumdur. İktidar ve muhalefet bu kaderi yaşıyor, Türkiye'ye bu batışı yaşatıyorlar.Bu büyük batıştan kurtulmanın tek yolu, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Rusya başta olmak üzere dünyanın 150'yi aşkın ülkesi Prof. Dr. Baş'ın modeline sarılırken; Türk milleti, gözünün önündeki bu kendi gerçeğini görmüyor, hakkı teslim etmiyorsa, elbette batmaya mahkumdur, gün yüzü görmesi haramdır.Sadece AB maceramızın şu maliyeti bile ayıkmamız için fazlasıyla yeter? Prof. Dr. Haydar Baş gerçeğini gördüğümüz ve hakkı teslim ettiğimiz gün, Türkiye'nin kurtuluş günü olacaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019