Başbakan Erdoğan'ın son cümleyi başta söyleyen yaklaşımı ile "Rumlar'dan hep bir adım önde" olacağımızı öğrenen ABD ve BM Türkiye'nin kaygılarını bir kenara itti.
Hoş Türkiye'nin de bir kaygısı kalmamıştı ya... Pazartesi günü MGK olağanüstü toplanacakmış. Kıbrıs'ı alan Rumlar Akdeniz'i geçtikten sonra...
Güzelyurt'u, Karpaz'ı hemen Ada'nın tümünü tedrici olarak Rumlar'a terk eden anlaşmayı kabul ettikten sonra neyi görüşecekler merak ediyorum.
Türkiye daha pazarlıkların başladığı ilk günden yelkenleri indirerek Annan'a teslim oldu.
Ambargo ile bunaltılan, AB propagandaları ile uyutulan ve kirli paralarla avutulan Kıbrıslıların da evet diyeceği ortada olduğuna göre, Türkler ve Türkiye için Kıbrıs meselesi bitti sayılır.
Eh çözüm diyenler kına yaksın artık.
AKP Kıbrıs'ı gerçekten çözdü.
Rumların ve AB'nin vatanı haline dönüşecek olan Kıbrıs'a bundan böyle vize alarak gideceğiz.
Orada kan gövdeyi götürse Türk askeri müdahale edemeyecek.
Rumlar Avrupa'ya İnsan Hakları Mahkemesi'ne doluşarak tüm ada toprağını mülkiyetine dönüştürecek.
Rum papazlar bayram ediyor. Türk tarafındaki kiliseleri harıl harıl onarıyor.
Türk tarafında ise ne cami, ne imam kalmadığından böyle bir meseleleri yok.
Buna rağmen Rumlar işi sağlama götürüyor. Planı onaylamak için BM'den güvence istiyorlar.
Rumlar'ın "hayır" diyeceği yaygarası ile Rum kesimi BM Güvenlik Konseyi'ni devreye sokmaya çalışıyor.
En itirazcı görünen Papadopulos baklayı ağzından çıkardı:
"Plan iyi ama güvencesi eksik".
Annan ve ABD'nin planı şimdilik Rusya veto etti ama referandumdan sonra tekrar BM Güvenlik Konseyi'nin önüne getirilecek.
Başbakan Erdoğan daha ilk günlerde "ABD bize güvence verdi" diye kamuoyunu yanıltarak direnci kırmıştı. Oysa şimdi anlaşılıyor ki, ABD asıl güvenceyi Rumlar'a vermiş.
Eğer ABD planı tutarsa yandık demektir.
Nasıl mı?