24 Eylül 2017 tarihli araştırma yazımızda İsrail Hebrew Üniversitesi tarafından 1300'den fazla Yahudi ve Kürt üzerinde yapıldığı öne sürülen ve peşine İsrail'in Haaretz Gazetesi'nde de yayımlanan sözde 'Yahudi-Kürt genetik bağı' iddialarını incelemiş ve bunun Büyük İsrail yolunda önemli bir altyapı çalışması olduğuna değinmiştik.
Yeni Mesaj'da yayımlandıktan kısa bir süre sonra başka köşe yazıları ve makalelere de kaynak olan 2017 tarihli bu yazımızı http://www.yenimesaj.com.tr/buyuk-israil-yolunda-soybagi-tezgahi-H1284632.htm adresinden okuyabilirsiniz.
Bugün…
ABD Sağlık Bakanlığı ise 10283 Arap kökenli bireyin genetik kodları üzerinde yapılmış olan ve kendi sitesinde 'Arap nüfusların HLA gen temelli genetik ayrışıklığı (heterojenliği)' başlıklı araştırma yazısını nih.gov adresli resmi internet sitesinde yayımladı.
Yazının 2018 tarihli orijinaline 'The genetic heterogeneity of Arab populations as inferred from HLA genes' araması yapılarak hem 'Plos Dergisi' üzerinden hem de Sağlık Bakanlığı sitesi üzerinden ulaşılabilir.
Çalışmada imzası bulunan ekip ABD, İspanya, Lübnan ve Tunus kökenli olup toplam 50 sayfalık ayrıntılı bir rapor şeklinde hazırlanmıştır.
Çalışmanın konusunu tahmin etmeniz pek de zor değil. Birincil olarak Kuzey Afrika, İberya ve Arap Yarımadası çeşitlilik üzerinden hazırlanan raporun alt sayfalarında ise 10000'den fazla kişiye ait geniş bir örneklem bulunması sebebi ile Arap nüfusun bir şekilde yaşadığı neredeyse her ülkeye ait detaylar yer almaktadır.
Sonuç bölümünde ise yeryüzündeki Arapların birbirinden farklı 4 ayrı kökene sahip olduğun belirtilerek rapor sona eriyor.
Araştırma raporunda herhangi bir yorum bulunmamakta ama tıpkı bir önceki yazımıza konu sözde Yahudi-Kürt soybağı araştırmasında olduğu üzere raporun kopyaları hem basılı medyada hem de dijital ortamda yayımlanmış ve yayılmış vaziyette.
Aslında çalışmanı arkasındaki niyeti görmek çok da zor değil. Kısaca birileri boş durmuyor ve 'önce ayrıştır sonra böl veya parçala ve sonrasında işgal et veya yönet' kuralı işlemeye devam ediyor.
Arap kökenli zaten yeterince ayrışık bir düzen mevcut, Kuzey Afrika'nın da, Ortadoğu'nun da hali ortada diye düşünebilirsiniz ama gerek Suriye gerekse Irak'taki son 30 yıldaki olaylar gösteriyor ki 'işgal et veya yönet' yeterince hızlı işlemiyor.
Küresel güçlerin daha hızlı ve etkili bir sömürü düzenine ihtiyacı var zira kapitalist batı ekonomileri 'yaralı'...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Kayalı / diğer yazıları
- Borsa İstanbul’da yeni düzenleme şart / 11.02.2021
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020