ABD'deki saldırı terör mü, göçmen krizi mi?
Beyaz Saray'ın gölgesinde Ulusal Muhafızlara kurşun yağdı. Afgan sığınmacıdan gelen terör, Trump'a sınırları kapattırdı
27.11.2025 14:20:00 / Güncelleme: 27.11.2025 14:24:20
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Washington'da meydana gelen ve iki Ulusal Muhafız üyesinin vurulmasıyla sonuçlanan saldırı, ABD'nin iç güvenlik ve göçmenlik politikalarını sarsan bir olay haline geldi.
Beyaz Saray'ın hemen yakınında gerçekleşen bu "hedefli" saldırı, Donald Trump'ın suçla mücadele kapsamında başkentte konuşlandırdığı Ulusal Muhafız birliklerini doğrudan tehdit etti. Olay, sadece askeri bir trajedi değil, aynı zamanda kutuplaşmış bir toplumda artan gerilimlerin simgesi.
İlk bulgular
Saldırı, dün saat 14:15 civarında Farragut West metro istasyonu girişinde patlak verdi. İki West Virginia Ulusal Muhafızı, rutin devriye sırasında yalnız bir silahlı saldırgan tarafından yakın mesafeden vuruldu. Kurbanlar, Trump'ın Washington'daki suç oranlarını düşürmek için gönderdiği 2.200 askerden ikisiydi. Saldırgan, diğer Muhafızlarla çıkan çatışmada yaralandı ve yakalandı.
FBI, olayı "terör bağlantılı" olarak nitelendirirken, ilk raporlar kurbanların kritik durumda olduğunu doğruladı. Daha sonra iki askerin öldüğü duyuruldu. Olay yeri incelemeleri, saldırganın askerleri özellikle hedef aldığını gösteriyor; metro kameraları ve tanık ifadeleri, kaçış girişiminin başarısız olduğunu ortaya koydu.
Şüphelinin profili
Şüpheli, 29 yaşındaki Rahmanullah Lakanwal olarak teşhis edildi. Afganistan doğumlu Lakanwal, 2021'de Taliban'ın iktidara gelmesi sonrası Biden yönetiminin "Operation Allies Welcome" programı kapsamında ABD'ye sığınmıştı. Eylül 2021'de giriş yapan ve Aralık 2024'te sığınma başvurusu onaylanan Lakanwal, Washington eyaletinde yaşıyordu ve bilinen bir suç kaydı yoktu.
Motivasyon hâlâ belirsiz; yetkililer, radikalleşme veya kişisel kin bağlantılarını araştırıyor, ancak Taliban sempatizanlığı şüphesi ön planda. 27 Kasım'da federal savcılar, "federal memura saldırı" ve "terörle bağlantılı cinayet girişimi" suçlamalarıyla dava açtı. Lakanwal'ın yaralı halde sorgusu, DHS'in (İç Güvenlik Bakanlığı) öncülüğünde sürüyor. Bu profil, Trump'ın "göçmen tehdidi" retoriğini güçlendirirken, Afgan diaspora gruplarını tedirgin etti; #AfghanEvac gibi örgütler, toplu cezalandırmaya karşı uyarıda bulundu.
Hükümetten sert tepkisi
ABD Başkanı Trump, Florida'daki tatilinden olayı "kötülüğün eylemi, nefretin ve terörün eylemi" olarak nitelendirdi ve hemen harekete geçti. 500 ek Ulusal Muhafız askerini Washington'a sevk etti; bu, toplam sayıyı 2.700'e çıkarıyor ve federal bir yargıcın daha önceki konuşlandırma yasağını acil temyize taşıdı.
Göçmenlik politikalarında köklü değişiklikler duyuruldu. ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS), tüm Afgan sığınma, yeşil kart ve özel göçmen vizelerini askıya aldı. Trump, Biden dönemindeki "Afgan kurtarma" programını eleştirerek, tüm resettled Afganların yeniden incelenmesini emretti ve sınır dışı operasyonlarını "iki katına" çıkardı. Başkan Yardımcısı JD Vance, bunu "göçmenlik politikalarımızın haklılığı" olarak savundu. DHS Bakanı Kristi Noem, Lakanwal'ın vetting sürecini "yetersiz" bulduklarını belirtti. Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser ise, olayın "şehir güvenliğini" riske attığını vurgulayarak federal yardımı talep etti.
Öte yandan bu saldırı, Ulusal Muhafızların urban alanlardaki rolünü tartışmaya açtı. Önceki iç yazışmalar, askerlerin "yalnız kurt" tehditlerine karşı uyarıldığını gösteriyor; olay, bu korkuları doğruladı.
Toplumsal olarak, anti-göçmenlik söylemi tırmanırken, Afgan-Amerikan toplulukları ayrımcılıktan şikayetçi. Eski yetkililer, olayın Trump'ın "kitle sınır dışı" ajandasını hızlandıracağını öngörüyor. Güvenlik açısından, DC'de ek kontroller getirildi; ancak eleştirmenler, bu adımların sivil özgürlükleri kısıtlayabileceğini söylüyor. Uzmanlar, benzer saldırıların artma riskine dikkat çekiyor, zira kutuplaşma ve dezenformasyon sosyal medyada yayılıyor.
Sonuçta, bu saldırı ABD'nin güvenlik ikilemini yansıtıyor. Suçla mücadele mi, yoksa aşırı önlemler mi? Trump'ın sert politikaları kısa vadede caydırıcı olabilir, ama uzun vadede toplumsal yaraları derinleştirebilir. Soruşturmanın ilerleyişi ve kurbanların iyileşmesi, önümüzdeki günlerde belirleyici olacak. Bu olay, göç ve güvenlik dengesinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Beyaz Saray'ın hemen yakınında gerçekleşen bu "hedefli" saldırı, Donald Trump'ın suçla mücadele kapsamında başkentte konuşlandırdığı Ulusal Muhafız birliklerini doğrudan tehdit etti. Olay, sadece askeri bir trajedi değil, aynı zamanda kutuplaşmış bir toplumda artan gerilimlerin simgesi.
İlk bulgular
Saldırı, dün saat 14:15 civarında Farragut West metro istasyonu girişinde patlak verdi. İki West Virginia Ulusal Muhafızı, rutin devriye sırasında yalnız bir silahlı saldırgan tarafından yakın mesafeden vuruldu. Kurbanlar, Trump'ın Washington'daki suç oranlarını düşürmek için gönderdiği 2.200 askerden ikisiydi. Saldırgan, diğer Muhafızlarla çıkan çatışmada yaralandı ve yakalandı.
FBI, olayı "terör bağlantılı" olarak nitelendirirken, ilk raporlar kurbanların kritik durumda olduğunu doğruladı. Daha sonra iki askerin öldüğü duyuruldu. Olay yeri incelemeleri, saldırganın askerleri özellikle hedef aldığını gösteriyor; metro kameraları ve tanık ifadeleri, kaçış girişiminin başarısız olduğunu ortaya koydu.
Şüphelinin profili
Şüpheli, 29 yaşındaki Rahmanullah Lakanwal olarak teşhis edildi. Afganistan doğumlu Lakanwal, 2021'de Taliban'ın iktidara gelmesi sonrası Biden yönetiminin "Operation Allies Welcome" programı kapsamında ABD'ye sığınmıştı. Eylül 2021'de giriş yapan ve Aralık 2024'te sığınma başvurusu onaylanan Lakanwal, Washington eyaletinde yaşıyordu ve bilinen bir suç kaydı yoktu.
Motivasyon hâlâ belirsiz; yetkililer, radikalleşme veya kişisel kin bağlantılarını araştırıyor, ancak Taliban sempatizanlığı şüphesi ön planda. 27 Kasım'da federal savcılar, "federal memura saldırı" ve "terörle bağlantılı cinayet girişimi" suçlamalarıyla dava açtı. Lakanwal'ın yaralı halde sorgusu, DHS'in (İç Güvenlik Bakanlığı) öncülüğünde sürüyor. Bu profil, Trump'ın "göçmen tehdidi" retoriğini güçlendirirken, Afgan diaspora gruplarını tedirgin etti; #AfghanEvac gibi örgütler, toplu cezalandırmaya karşı uyarıda bulundu.
Hükümetten sert tepkisi
ABD Başkanı Trump, Florida'daki tatilinden olayı "kötülüğün eylemi, nefretin ve terörün eylemi" olarak nitelendirdi ve hemen harekete geçti. 500 ek Ulusal Muhafız askerini Washington'a sevk etti; bu, toplam sayıyı 2.700'e çıkarıyor ve federal bir yargıcın daha önceki konuşlandırma yasağını acil temyize taşıdı.
Göçmenlik politikalarında köklü değişiklikler duyuruldu. ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS), tüm Afgan sığınma, yeşil kart ve özel göçmen vizelerini askıya aldı. Trump, Biden dönemindeki "Afgan kurtarma" programını eleştirerek, tüm resettled Afganların yeniden incelenmesini emretti ve sınır dışı operasyonlarını "iki katına" çıkardı. Başkan Yardımcısı JD Vance, bunu "göçmenlik politikalarımızın haklılığı" olarak savundu. DHS Bakanı Kristi Noem, Lakanwal'ın vetting sürecini "yetersiz" bulduklarını belirtti. Washington Belediye Başkanı Muriel Bowser ise, olayın "şehir güvenliğini" riske attığını vurgulayarak federal yardımı talep etti.
Öte yandan bu saldırı, Ulusal Muhafızların urban alanlardaki rolünü tartışmaya açtı. Önceki iç yazışmalar, askerlerin "yalnız kurt" tehditlerine karşı uyarıldığını gösteriyor; olay, bu korkuları doğruladı.
Toplumsal olarak, anti-göçmenlik söylemi tırmanırken, Afgan-Amerikan toplulukları ayrımcılıktan şikayetçi. Eski yetkililer, olayın Trump'ın "kitle sınır dışı" ajandasını hızlandıracağını öngörüyor. Güvenlik açısından, DC'de ek kontroller getirildi; ancak eleştirmenler, bu adımların sivil özgürlükleri kısıtlayabileceğini söylüyor. Uzmanlar, benzer saldırıların artma riskine dikkat çekiyor, zira kutuplaşma ve dezenformasyon sosyal medyada yayılıyor.
Sonuçta, bu saldırı ABD'nin güvenlik ikilemini yansıtıyor. Suçla mücadele mi, yoksa aşırı önlemler mi? Trump'ın sert politikaları kısa vadede caydırıcı olabilir, ama uzun vadede toplumsal yaraları derinleştirebilir. Soruşturmanın ilerleyişi ve kurbanların iyileşmesi, önümüzdeki günlerde belirleyici olacak. Bu olay, göç ve güvenlik dengesinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































