11 Eylül akşama doğru ABD'de cereyan eden olayları seyretmeye başladık. Tabii ki olayın hacmi çok büyük. Devasa binalar kibrit kutusu gibi çöküyor. İstihbarat servisleri olaydan habersiz.
Her ne kadar acilen Filistin, Japonya Kızıl Ordusu ve benzeri adresler gündem edildi ise de, olay sırriyetini korumaktadır.
Nihayet George Bush konuştu ve hesap sorulacağını ifade etti.
Fakat bu güne kadar ciddi sayılabilecek bir bilgiye ulaşılabilmiş değil. Hala daha tahminler, yorumlar yapılmaktan ileriye gidilebilmiş değil.
Burada altı çizilecek iki konu var. Birincisi, istihbarat birimlerinin aşılmış olması, ikincisi ABD kaynaklarının kullanılmış olması. Her ikisi de ABD açısından ciddi prestij kaybı demektir.
Görülen o ki, başta ABD olmak üzere, artık dünyanın yeniden strateji hesapları yapması gerekiyor.
Durum gerçekten vahim. Binlerce sivil insan ölmüştür. Toplumda kaos oluşmuştur. Alışık olmayan ABD halkı artık terörle iç içedir.
Bu durumu, başta Bush olmak üzere ABD halkı hazmetmek zorunda kalacaktır. Özellikle ABD kaynaklarının kullanılması teknoloji, bilgi, beceri ve kararlılık bakımından çok yüksek bir seviye söz konusu olmuştur. Hiç kimse yarınından emin olamayacak demektir.
Kaybedilen prestijin iadesi ve dünya kamuoyu önünde yeniden itibar kazanmak için ABD'nin duygusal davranması kaybına yeni kayıplar ekler. Sn. Ecevit özellikle İslam aleminin hedef gösterilmesini yanlış bulmuştur. Akl-ı selim olan her insanın da kanaati o dur ki, bu mega proje dış kaynaklı olamaz.
Öyleyse olayın çözümü içte aranmalıdır. ABD ispatı yapılmamış iddialarla, hiçbir kimseye ve devlete saldırmamalıdır. Olayın altında kalmamak gerekçesi ile bir eyleme girişmemelidir.
ABD bu soğukkanlılığı gösteremezse, birilerini belgesiz olarak fail ilan ederse, bu davranış dünya kamuoyunda ABD'ye puan kaybettirir. Öfkeyle kalktığı sürece zararla oturmak zorunda kalır.
Yıllardan beri Ortadoğu'da ve Uzakdoğu'da uygulanan ABD projeleri giderek ABD aleyhine gelişmiştir. Bu vahim olayda adeta içten içe memnuniyet ifa edilen kesimlerin psikolojisini iyi tahlil etmek gerekir.
ABD tek kelime ile aklı, bilgiyi, siyaseti iyi sentez etmelidir. Adil, kararlı ve tutarlı olmalıdır.
Bu ölçülere göre hareket eden bir ABD önce kendi içini sağlama alır, sonra dünya kamuoyunda sempati bulur.
Mesela Filistin-İsrail kavgasında ABD'nin ortada durmadığı, İsrail lehine tavır koyduğu kanaati hakimdir. Büyük devlet olmanın, demokrat olmanın yolu ise tarafsızlıktan geçer.
Netice olarak bir insanlık suçu işlenmiş, on binlerce sivil insan katledilmiştir. Aşılmaz, ulaşılmaz olarak varsayılan bir zirve aşılmıştır.
Dünya yeni bir döneme girmiştir. Artık terörün sebepleri, akıl, ilim ve psikoloji ile çözülmelidir. Aksi halde gelinen teknolojik seviye, dünyanın birinci devi de olsanız, emin olamayacağınız noktasına ulaşmıştır.
Şimdi ABD ya doğru, soğukkanlı bir yol seçip puan toplayacak, ya da duygusal öç mantığı ile davranıp küçülecektir. Yakın günler bu bekleyişin cevabını verecektir.
Her ne kadar acilen Filistin, Japonya Kızıl Ordusu ve benzeri adresler gündem edildi ise de, olay sırriyetini korumaktadır.
Nihayet George Bush konuştu ve hesap sorulacağını ifade etti.
Fakat bu güne kadar ciddi sayılabilecek bir bilgiye ulaşılabilmiş değil. Hala daha tahminler, yorumlar yapılmaktan ileriye gidilebilmiş değil.
Burada altı çizilecek iki konu var. Birincisi, istihbarat birimlerinin aşılmış olması, ikincisi ABD kaynaklarının kullanılmış olması. Her ikisi de ABD açısından ciddi prestij kaybı demektir.
Görülen o ki, başta ABD olmak üzere, artık dünyanın yeniden strateji hesapları yapması gerekiyor.
Durum gerçekten vahim. Binlerce sivil insan ölmüştür. Toplumda kaos oluşmuştur. Alışık olmayan ABD halkı artık terörle iç içedir.
Bu durumu, başta Bush olmak üzere ABD halkı hazmetmek zorunda kalacaktır. Özellikle ABD kaynaklarının kullanılması teknoloji, bilgi, beceri ve kararlılık bakımından çok yüksek bir seviye söz konusu olmuştur. Hiç kimse yarınından emin olamayacak demektir.
Kaybedilen prestijin iadesi ve dünya kamuoyu önünde yeniden itibar kazanmak için ABD'nin duygusal davranması kaybına yeni kayıplar ekler. Sn. Ecevit özellikle İslam aleminin hedef gösterilmesini yanlış bulmuştur. Akl-ı selim olan her insanın da kanaati o dur ki, bu mega proje dış kaynaklı olamaz.
Öyleyse olayın çözümü içte aranmalıdır. ABD ispatı yapılmamış iddialarla, hiçbir kimseye ve devlete saldırmamalıdır. Olayın altında kalmamak gerekçesi ile bir eyleme girişmemelidir.
ABD bu soğukkanlılığı gösteremezse, birilerini belgesiz olarak fail ilan ederse, bu davranış dünya kamuoyunda ABD'ye puan kaybettirir. Öfkeyle kalktığı sürece zararla oturmak zorunda kalır.
Yıllardan beri Ortadoğu'da ve Uzakdoğu'da uygulanan ABD projeleri giderek ABD aleyhine gelişmiştir. Bu vahim olayda adeta içten içe memnuniyet ifa edilen kesimlerin psikolojisini iyi tahlil etmek gerekir.
ABD tek kelime ile aklı, bilgiyi, siyaseti iyi sentez etmelidir. Adil, kararlı ve tutarlı olmalıdır.
Bu ölçülere göre hareket eden bir ABD önce kendi içini sağlama alır, sonra dünya kamuoyunda sempati bulur.
Mesela Filistin-İsrail kavgasında ABD'nin ortada durmadığı, İsrail lehine tavır koyduğu kanaati hakimdir. Büyük devlet olmanın, demokrat olmanın yolu ise tarafsızlıktan geçer.
Netice olarak bir insanlık suçu işlenmiş, on binlerce sivil insan katledilmiştir. Aşılmaz, ulaşılmaz olarak varsayılan bir zirve aşılmıştır.
Dünya yeni bir döneme girmiştir. Artık terörün sebepleri, akıl, ilim ve psikoloji ile çözülmelidir. Aksi halde gelinen teknolojik seviye, dünyanın birinci devi de olsanız, emin olamayacağınız noktasına ulaşmıştır.
Şimdi ABD ya doğru, soğukkanlı bir yol seçip puan toplayacak, ya da duygusal öç mantığı ile davranıp küçülecektir. Yakın günler bu bekleyişin cevabını verecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002