Demek ki memleket sathında mevcut olan bilcümle arşivler açılsa ve Erdoğan'dan Bahçeli'ye, Bahçeli'den Erdoğan'a sadır olan bütün salvolar ortalığa saçılsa Allah korusun kan gövdeyi götürecek.
Fazla değil son beş yılı bu açıdan inceleyen bir araştırıcı ve karıştırıcı arkadaş, hiç yorumsuz sadece bu söz konusu salvoları, karşılıklı atışmaları, kavgada bile söylenemeyecek sertlikteki sözleri iki kapak arasında toplasa ansiklopedi ayarında bir kitap olur.
Elin ağzı çuval değil ki büzesin.
Youtube'un bilgileri, yazılı ve görsel bilgi ve belgeleri belli bir binada değil ki kapısına kilit vurasın.
Facebook'un, molla Google'un bilgi ve belgeleri tozlu raflarda değil ki "kimseler bu tozlu rafların tozunu zinhar almasın" tarzı bir fermanla araştırmacılardan uzak tutasın.
Mümkün değil ama, diyelim ki bütün bunlar mümkün oldu da arşiv adına ne varsa kapısına kilit vurdunuz, ne kadar arşivci varsa hepsini bir KHK ile susturdunuz, peki hafızaları ne yapacaksınız?
Hafızalar o kadar taze ki, okuduğunu ve duyduğunu anlayacak yaştaki çocuklardan yetişkinlere kadar nice on milyonların zihninde Bahçeli'nin Erdoğan'a söyledikleri ve Erdoğan'ın Bahçeli'ye söyledikleri daha dün gibi hatıralarda.
Bu millet bu kadar işin, bunca derdin, bunca geçim sıkıntısının arasında bir de bu ikilinin bir birine yönelik salvolarını her hatırladıkça meşguliyetini bir kenara bırakıp "estağfirullah" mı çekecek?
Gecenin geç saatlerine kadar devam edip sabahın ilk ışıkları ile beraber kabul edilen "ittifak yasasının" içeriğini hukukçularımız tartışsın, millete ve memlekete ne getirip ne götürdüğünü detaylı bir şekilde kamuoyuna anlatsınlar, ama o kavga neydi öyle?
Milletin vekilleri, Millet Meclisi çatısı altında tekme-tokat, ağıza alınmayacak küfürler eşliğinde birbirine girmişler, hem de sabah sabah?
Herkesin bildiği ve benim bilmediğim bir şey mi var, yoksa ben mi kalabalığa uymakta zorlanıyorum; kavgaya sebep olan sözlerin bizzat sahibi el bebek gül bebek, güllerle karşılanıyor ama azcık arşivin kapağını aralamaya çalışan, yani bir nebze hatırlatan tekme-tokat dayak yiyor.
Taze ittifakın taze tarafları arasındaki geçmişe yönelik salvoları ve atışmaları lütfen hiçbir arşiv ve hiçbir arşivci karıştırıp kurcalamasın, tozlu raflara terk edilmesi için azami gayret sarf etsin.
Geriye bir tek sorun kalıyor o da insanların hafızları.
Taze ittifakın iki tarafı bu ittifaktan aldıkları güç ve cesaretle her halde buna da bir çare bulurlar!
Fazla değil son beş yılı bu açıdan inceleyen bir araştırıcı ve karıştırıcı arkadaş, hiç yorumsuz sadece bu söz konusu salvoları, karşılıklı atışmaları, kavgada bile söylenemeyecek sertlikteki sözleri iki kapak arasında toplasa ansiklopedi ayarında bir kitap olur.
Elin ağzı çuval değil ki büzesin.
Youtube'un bilgileri, yazılı ve görsel bilgi ve belgeleri belli bir binada değil ki kapısına kilit vurasın.
Facebook'un, molla Google'un bilgi ve belgeleri tozlu raflarda değil ki "kimseler bu tozlu rafların tozunu zinhar almasın" tarzı bir fermanla araştırmacılardan uzak tutasın.
Mümkün değil ama, diyelim ki bütün bunlar mümkün oldu da arşiv adına ne varsa kapısına kilit vurdunuz, ne kadar arşivci varsa hepsini bir KHK ile susturdunuz, peki hafızaları ne yapacaksınız?
Hafızalar o kadar taze ki, okuduğunu ve duyduğunu anlayacak yaştaki çocuklardan yetişkinlere kadar nice on milyonların zihninde Bahçeli'nin Erdoğan'a söyledikleri ve Erdoğan'ın Bahçeli'ye söyledikleri daha dün gibi hatıralarda.
Bu millet bu kadar işin, bunca derdin, bunca geçim sıkıntısının arasında bir de bu ikilinin bir birine yönelik salvolarını her hatırladıkça meşguliyetini bir kenara bırakıp "estağfirullah" mı çekecek?
Gecenin geç saatlerine kadar devam edip sabahın ilk ışıkları ile beraber kabul edilen "ittifak yasasının" içeriğini hukukçularımız tartışsın, millete ve memlekete ne getirip ne götürdüğünü detaylı bir şekilde kamuoyuna anlatsınlar, ama o kavga neydi öyle?
Milletin vekilleri, Millet Meclisi çatısı altında tekme-tokat, ağıza alınmayacak küfürler eşliğinde birbirine girmişler, hem de sabah sabah?
Herkesin bildiği ve benim bilmediğim bir şey mi var, yoksa ben mi kalabalığa uymakta zorlanıyorum; kavgaya sebep olan sözlerin bizzat sahibi el bebek gül bebek, güllerle karşılanıyor ama azcık arşivin kapağını aralamaya çalışan, yani bir nebze hatırlatan tekme-tokat dayak yiyor.
Taze ittifakın taze tarafları arasındaki geçmişe yönelik salvoları ve atışmaları lütfen hiçbir arşiv ve hiçbir arşivci karıştırıp kurcalamasın, tozlu raflara terk edilmesi için azami gayret sarf etsin.
Geriye bir tek sorun kalıyor o da insanların hafızları.
Taze ittifakın iki tarafı bu ittifaktan aldıkları güç ve cesaretle her halde buna da bir çare bulurlar!
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024