Fıtratı bozulmamış bir insan, mesleği, branşı, tahsil durumu ve uzmanlık alanı her en olursa olsun, her daim adaletten yana olan insandır.
Fıtratındaki safiyeti muhafaza edebilmiş bir insanın, özü doğrudur, doğrulardan ve doğruluktan yana tavı alır, sözü doğrudur, hakikat hilafına herhangi bir söz ondan sadır olmaz, izi doğrudur, daima Hak elçilerinin, sadıkların ve sıddıkların izlerini takip eder.
Yunus Emre'nin; "Yol oldur ki Hakka var/ Göz oldur ki Hakkı göre" şeklinde özetlediği gibi o, daima Hakka varacak yolun yolcusudur ve her şartta Hakkı görebilecek gözlerin sahibidir.
Kulağına çalınan bir sözü kabul ya da reddetmesindeki ölçü, o sözün kime ait olduğundan önce, o sözün hakikate uygun olup olmadığıdır.
Fıtratını koruyabilmiş olan kadın ya da erkek, Şahit olduğu herhangi bir işin, bir eylemin, failine bakmadan, hakikate uygun olmadığına bakarak hüküm veren ve kararını açıklayandır.
Kitlelerin, kalabalıkların gözlerine baka baka yalan söyleyen, talanı savunan, soygunlara kılıflar hazırlayan en yakını dahi olsa, babası da kardeşi de olsa, fıtrattan sapmamış olan, tereddütsüz onun karşısına dikilir ve hakikati haykırır.
Doğuştan tertemiz olan fıtratını bozmuş olanlar, dünya çıkarları için vicdanlarını karartmış olanlar ve bu yüzden daima yalancının, talancının ve soyguncunu yanında yer alanlardan ne yazık ki insanlık çok çekmiş ve çekmeye de devam ediyor.
Fıtrat… Fıtrat… Bozulmamış fıtrat.
Ne mutlu, dünyanın bütün tozuna-toprağına, kirine-pasına rağmen, tertemiz fıtratını bozmamış olanlara.
"O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm'a yönelt. Yani Allah'ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et. Allah'ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler."(Rum:30)
"O hâlde, ey insan; sen bir hanîf olarak, yani her türlü bâtıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak, yüzünü dosdoğru bu dine, Kur'an'ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine çevir! Yani, Allah'ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu o saf, temiz ve doğal yaratılış hâline! Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin, Allah'ın yarattığı ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gönderdiği inanç kurallarında hiçbir bozulma, pörsüme ve değişiklik göremezsin; işte dosdoğru din budur; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez."(Ruma:30)
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024