AKP hükümeti günlerdir anons ediyor. "Af yasası çıkartıyoruz. Çok kapsamlı bir yasa teklifi hazırladık. 650 bin öğrenciye af kapısı açılıyor."
Haberi duyan başörtüsü mağduru kızlarımız, dikkat kesiliyorlar. Onlar ki; haksız yere, sudan sebeplerden ötürü kapılardan kovuldular, hakaretlere uğradılar, avuç avuç gözyaşı döktüler. Kimi ilk sınıfta bıraktı, kimi son sınıfın son aylarında okulunu terk etmek zorunda kaldı. Haklı olarak, bu öğrenci affı haberine ilk kulak kabartan kesim oldular. Ve çatık kaş hükümetim açıkladı:
"Sizler af kapsamının dışındasınız."
AKP'nin adalet komisyonu, başörtülü öğrencilere bir lütuf ve ihsanda daha bulundu ve dedi ki: "Başörtünüzü atıp gelirseniz, siz de bu öğrenci affından yararlanabilirsiniz."
Adaletin bu mu dünya tarzında arabesk şarkı sözlerini hatırlamanın bir anlamı yok. Hem sonra dünyanın ne suçu var? Ama "Adaletin bu mu, Adalet ve Kalkınma Partisi" diyebilirsiniz ki, yerden göğe kadar haklısınız tabii.
Şimdi ey ahali düşünebiliyor musunuz? Seçim çalışmaları sırasında miting meydanlarında "başörtüsü namus borcumuzdur, mutlaka halledeceğiz" diyerek oy alanlar, iktidar olmuş ve ikibuçuk yıl başörtülüleri hiç hatırlamamış bir hükümet, ikibuçuk yıl sonra bir öğrenci affı yasası hazırlıyor ve başörtülüler kapsamdışı bırakılıyor.
Bu af yasasının affedilir bir tarafı var mı?
Düşünebiliyor musunuz? Hükümeti eleştirenlere, imzaladığı uluslar arası anlaşmalardan endişe duyanlara, haçlıların yanında yer almasından tedirgin olanlara, el altından "canım siz de çok abartıyorsunuz, kabinenin yarısından çoğunun hanımının tesettürlü olduğu bir hükümeti bu kadar acımasız eleştirmeyin" dedirten bir hükümet, af yasası çıkartıyor fakat başörtüsü yüzünden atılmış olanlar af kapsamına alınmıyor.
Böyle bir af yasası, millet nezdinde affedilebilir mi? Müslim Karabacak'ın müsaadesiyle bir Karadeniz fıkrasını hatırlatalım, hamsi balığından şu kadar çeşit yemek yapıldığını iddia eden Karadenizliden bir kaçını saymasını istemişler de "bir hamsi tatlısı" deyince, tamam tamam gerisini saymana gerek kalmadı demişler.
Şimdi hükümetin durumu da aynen böyle. Affımız var, af yasamız var diye ortaya çıktılar. Söyle bakalım kimleri affediyorsun diyenlere: "Başörtüsü mağdurları affın dışında" şeklinde cevap veriyor.
Gerisi hikaye, dinlemeye bile değmez.
Haberi duyan başörtüsü mağduru kızlarımız, dikkat kesiliyorlar. Onlar ki; haksız yere, sudan sebeplerden ötürü kapılardan kovuldular, hakaretlere uğradılar, avuç avuç gözyaşı döktüler. Kimi ilk sınıfta bıraktı, kimi son sınıfın son aylarında okulunu terk etmek zorunda kaldı. Haklı olarak, bu öğrenci affı haberine ilk kulak kabartan kesim oldular. Ve çatık kaş hükümetim açıkladı:
"Sizler af kapsamının dışındasınız."
AKP'nin adalet komisyonu, başörtülü öğrencilere bir lütuf ve ihsanda daha bulundu ve dedi ki: "Başörtünüzü atıp gelirseniz, siz de bu öğrenci affından yararlanabilirsiniz."
Adaletin bu mu dünya tarzında arabesk şarkı sözlerini hatırlamanın bir anlamı yok. Hem sonra dünyanın ne suçu var? Ama "Adaletin bu mu, Adalet ve Kalkınma Partisi" diyebilirsiniz ki, yerden göğe kadar haklısınız tabii.
Şimdi ey ahali düşünebiliyor musunuz? Seçim çalışmaları sırasında miting meydanlarında "başörtüsü namus borcumuzdur, mutlaka halledeceğiz" diyerek oy alanlar, iktidar olmuş ve ikibuçuk yıl başörtülüleri hiç hatırlamamış bir hükümet, ikibuçuk yıl sonra bir öğrenci affı yasası hazırlıyor ve başörtülüler kapsamdışı bırakılıyor.
Bu af yasasının affedilir bir tarafı var mı?
Düşünebiliyor musunuz? Hükümeti eleştirenlere, imzaladığı uluslar arası anlaşmalardan endişe duyanlara, haçlıların yanında yer almasından tedirgin olanlara, el altından "canım siz de çok abartıyorsunuz, kabinenin yarısından çoğunun hanımının tesettürlü olduğu bir hükümeti bu kadar acımasız eleştirmeyin" dedirten bir hükümet, af yasası çıkartıyor fakat başörtüsü yüzünden atılmış olanlar af kapsamına alınmıyor.
Böyle bir af yasası, millet nezdinde affedilebilir mi? Müslim Karabacak'ın müsaadesiyle bir Karadeniz fıkrasını hatırlatalım, hamsi balığından şu kadar çeşit yemek yapıldığını iddia eden Karadenizliden bir kaçını saymasını istemişler de "bir hamsi tatlısı" deyince, tamam tamam gerisini saymana gerek kalmadı demişler.
Şimdi hükümetin durumu da aynen böyle. Affımız var, af yasamız var diye ortaya çıktılar. Söyle bakalım kimleri affediyorsun diyenlere: "Başörtüsü mağdurları affın dışında" şeklinde cevap veriyor.
Gerisi hikaye, dinlemeye bile değmez.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024