Afganistan'da pazarlık kızıştı
ABD Başkanı Trump’ın Afganistan özel temsilcisi Halilzad liderliğinde ABD-Taliban görüşmeleri devam ederken, diğer taraftan sürece dahil olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri özellikle Pakistan üzerinde çalışıyorlar
14.01.2019 00:00:00
Afganistan'da savaşı sona erdirme çabaları son haftalarda yeniden hızlandı. Bir taraftan ABD Başkanı Trump'ın Afganistan özel temsilcisi Zalmay Halilzad liderliğinde ABD-Taliban görüşmeleri farklı şehirlerde devam ederken, diğer taraftan sürece dahil olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) özellikle Pakistan üzerinde çalışıyor.
Trump, ABD güçlerini Afganistan'dan geri çekme konusunda bir ileri bir geri adım atarken, Taliban'la görüşmelere imkân tanıma adına yedi bin askerinin çekilme talimatını verdiği basına kasıtlı olarak sızdırılmıştı. Bu arada Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid (MbZ) 6 Ocak'ta tam on iki yıl sonra ilk defa Pakistan'ı ziyaret etti. Muhammed bin Selman'ın (MbS) da birkaç hafta içerisinde İslamabad'ı ziyaret etmesi bekleniyor.
Trump, ABD güçlerini Afganistan'dan geri çekme konusunda bir ileri bir geri adım atarken, Taliban'la görüşmelere imkân tanıma adına yedi bin askerinin çekilme talimatını verdiği basına kasıtlı olarak sızdırılmıştı. Bu arada Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid (MbZ) 6 Ocak'ta tam on iki yıl sonra ilk defa Pakistan'ı ziyaret etti. Muhammed bin Selman'ın (MbS) da birkaç hafta içerisinde İslamabad'ı ziyaret etmesi bekleniyor.
İlk kafakol Pakistan'a
Pakistan'ın uzun yıllardır neredeyse her hükümet döneminde yakın ilişkileri olan bu iki Körfez ülkesi, ekonomisi çok zor durumda olan İslamabad'a acil nakit yardımı ve ödeme planı uzun vadeye yayılmış petrol sevkiyatından oluşan yaklaşık 14 milyar dolarlık bir yardım paketi sundu. Suudi yatırımcıların da, Çin'in onayıyla, Çin-Pakistan Ekonomik Koridorunda (CPEC) yer alan sanayi bölgelerine ve Pakistan'ın güneyinde, Arap Denizindeki limanı Gvadar'a yatırım yapacakları basına yansıdı.
Suudi Arabistan'ın yaptığı 6-7 milyar dolara yaklaşan yardım, hassaten Suudi Krallığının Pakistan ordusunca korunması karşılığı yapılmış bir rutin ödeme olarak görülebilirse de, hem Suudilerin hem de BAE'nin Pakistan'dan özellikle Afganistan başlığında bazı talepleri de olabilir.
Dolap üstüne dolap çevriliyor!
Taliban güçleri 1996'da başkent Kabil'i ele geçirdikten sonra, yönetimlerini tanıyan sadece üç devlet olmuştu: Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE. Pakistan ve Körfez ülkeleri arasındaki yakın ilişkiler gerçekte çok daha geriye giderken, özellikle Pakistan-Suudi Arabistan ilişkileri ve farklı Afgan gruplarla Suudiler arasındaki ilişkiler Afgan cihadıyla derinleşti. İran'da Şah yönetimdeyken, ABD-Pakistan ilişkilerinde sorunlar yaşandığında, Şah ABD nezdinde Pakistan için lobi faaliyetinde bulunur, ABD Kongresi Pakistan'a silah satışına izin vermediğinde, ABD silah yardımını Şah kanalıyla yapardı.
Şah envanterinde bulunan silahlardan Pakistan'a gönderir, ABD de Şah'ın envanterinde boşalan kısmı doldururdu. İran'da devrimden sonra bu rolü, Afgan cihadının da etkisiyle hızla Suudiler devraldı, ABD'nin Afganistan'ı işgalinden sonra BAE de benzer rol oynamaya başladı. Pakistan aracılığıyla bu kez Suudi Arabistan'da olacağı söylendi.
Kim neyin peşinde?
Aslında Suudi Arabistan ve BAE de ne Pakistan'a bir politika dikte edecek ne de Taliban'ı bir şeylere zorlayacak güçlerinin olduğunun farkında. Afganistan her iki ülke için yalnızca İran'ın kontrol altında tutulabileceği, bu yapılırken de öngörülemez Trump'ın sempatisinin kazanılabileceği, asgari-risk başlığı olarak görülüyor.
Hem iki Körfez ülkesi hem de İran (ayrıca Hindistan, Rusya ve Pakistan da) çözüm sonrası ortaya çıkacak Afganistan siyasetinin kendilerine yakın olmasını veya karşı tarafın nüfuzuna girmemesinin derdinde.
ÖMER ASLAN/AA