10 Ağustos Çarşamba, öğle saatleri...Erzurum semalarında, kara bulutlar oluşmaya ve dolaşmaya başladı. Batı yönündeki ilçelerimiz olan Aşkale ve Ilıca üzerini tamamen kapladıktan sonra, karabulutlar şehir merkezine doğru hızla ilerlediler. Önce kovadan boşanırcasına bir sağnak yağışla Erzurum'u selamlayan bulutlar, içlerinde sakladıklarını onbeş dakika sonra dışa vurdular.Tam o saatlerde, şehrin dışında Palandökenlerin dibindeydim. Çocukların bulunduğu piknik yerine ulaşır ulaşmaz hızlı bir şekilde devam eden sağnak yağmur bazen nohut, bazen fındık büyüklüğünde doluya dönüştü. Öyle ki çocukların sığındıkları yer ile arabanın arasında bir iki metrelik bir yer olmasına rağmen ne onlar arabaya gelebildi, ne de ben çıkıp birini alabildim.Kış mevsiminde yoğun fırtınanın karları savurup sağa sola çarpması gibi, dolu tanecikleri arabanın dörtbir yanına öyle bir çarpıyordu ki, aşırı sesten kulaklarımı kapamak zorunda kaldım. Tam bir saat devam eden bu yoğun dolu yağışı sonunda dağlar tepeler bembeyaz bir örtüye büründü ve bu beyaz örtüyü sökmeye çalışan sular, seller yürümeye başladı. Arabadan indiğimde arabanın lastiklerinin yarıya kadar beyaz örtünün içinde kaldığını gördüm.Aradan saatler geçti, şehirdeki durumu gezdik, gördük, anladık ki tam bir felaket. Arabalar caddelerin orta yerinde, kavşaklarda çamurlara saplanıp kalmış, bazı göle çevrilmiş yerlerde arabalar kağıttan kutular gibi bir sağa, bir sola sallanıyor.İlerleyen saatlerde maalesef can kaybı olduğu da anlaşıldı. Şehrin göbeğinde sele kapılan 5 çocuktan üçü kurtarılmış, ikisi de can vermişti.Bu acılarla kıvranırken bizim oltulu Mustafa Aras'ın bir şiiri elime geçti. Vefat eden amcasının ardından yazdığı şiir, Erzurum'da yaşanan felaketi ve yükselen feryadları da dile getiriyordu.Evet, Ağustos'ta Erzurum'a kar düştü ve nice yüreklere kor düştü ve Erzurum topyekün ağladı.Şairimiz Mustafa Aras da şiirinde ağladı diyor.Ebedi aleme göçüp giderkenYollar Şaban Aras diye ağladıBulutlar seslendi gitme çok erkenSeller Şaban Aras diye ağladıEr doğar er ölür er oğlu erlerGözyaşından ilham aldı pınarlarBir bir yıkılıyor koca çınarlarDallar Şaban Aras diye ağladıUnutmadan kardeşinin yasını Hakka teslim etti sonı nefesini Gülşende bülbül diye kesti sesiniGüller de Şaban Aras diye Ağladı
Ecel hepimizi bir yerde beklerDemek boşa değil bunca emeklerBelki de sevindi gökte meleklerKullar Şaban Aras diye ağladı
Nihat Hoca cübbesini giyince Cemaatle namazını kılıncaKardeşimden razı mısınız deyinceEller Şaban Aras diye ağladı
Yaradan affetsin varsa hatasınCennet cemalini esirgemesinHediyen üç ihlas, fatiha, yasinDiller Şaban Aras diye ağladı
Yenisi başlıyor bitmeden yasınSanki felek ile olmuşuz hasımAksam Hazar'a ben de Aras'ımGöller Şaban Aras diye ağladı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025