Türkiye'de AİDS'e karşı tedbirler
11 - Türkiye'de AİDS'le Mücadele Derneği ve tedbirleri alma uğraşıları mevcuttur. Şu ana kadar ülkemizde yaklaşık olarak 1601 HİV virüsü taşıyan şahıs tespit edilmiş bulunmaktadır. Bunların arasından pek azı klinik olarak karşımıza AİDS şeklinde bulunmaktadır. Onların da tedavileri yapılmaktadır. Türkiye bu tür hastalıklar arasında ender ve örnek ülkelerden biri sayılmaktadır.
Çünkü bu hastalık dünyayı gittikçe sarmaktadır. Türkiye de komşu ülkelerden gelen turist sayılarıyla AİDS bakımından büyük bir tehlike altında sayılmaktadır. Ona rağmen şu andaki hastalık rakamları oldukça alt seviyededir. Tabii ki bu durum Türkiye'deki insanların aile hayatlarının korunması ve evlilik dışı cinsel hayatın kucağına henüz kendisini teslim etmemesine bağlı olmaktadır.
Bazı TV'lerimiz ve gazetelerimizin var güçleri ile o tür yayınlar yapmalarına rağmen, inançlı HALKIMIZ TAM bir DİRENÇ GÖSTERMEKTEDİR. Bu telkinlerin sahte cazibesine direnmektedir. Çünkü bu tür sefil hastalıklara karşı en iyi tedbir, güçlü inanç ve ona bağlı olarak evlilik dışı cinsel hayata girmemektir.
12 - Ancak her şeye rağmen AB ülkelerine hayran olan bazı gençlerimiz arasında, moda sayılan ayrı ev tutmaları ve ayrı kadın erkek "Birliktelik Yaşamları" adeta, ZORLA KABUL ETTİRİLMEYE çalışılmaktadır.
Üstelik İslam inancı da çeşitli bahanelerle lekelemeye gidilmek istenmektedir. Son zamanlarda Hıristiyan dünyası, özellikle ABD ve MR. BUSH tarafından tam bir kampanya olarak yürütülen işgaller ve İslam'a karşı tertipler, adeta bir moda haline gelmiş durumdadır. Bizdeki bazı medya kuruluşları da var güçleriyle İslam'ı lekelemeye çalışmaktadırlar. Bazı ateistlerin de önderliğinde, bazı basın kuruluşlarında büyük ve devamlı ters kampanyalar yürütülmektedir.
Bir taraftan kalkınmış ülkelerde ve özellikle Afrika'nın fakir, güney kesimlerinde AİDS'ten yılda 3-3.5 milyondan fazla insan ölmektedir. Bunun çaresi de yıllarca bulunamamıştır. 40-45 milyondan fazla HİV virüs taşıyıcısı mevcuttur. Bunlar etrafa adeta ölüm saçıyorlar. Ama insanlık bu hastalığı önlemeye - namusa ve maneviyata hala yanaşmamaktadır. Diğer taraftan bütün diğer çareler hastalığı durduracak nitelikte değildir. Üstelik AİDS hastalığının yanında daha birçok rezalet virüsleri de ortaya çıkma imkanı bulabilmektedir.
Yeni hastalıkların oluşmaları
Rezil ve sefil yaşamın sonucu olarak, mesela geçen birkaç ay öncesinde, dünyada 19 ülkede 500'e yakın kişinin ölümüne sebep olan yeni bir virüs "S A R S virüsü" hastalığı büyük çapta tedirginlik ve korku oluşturmuştu. O hastalıktan da Türkiyemiz sağ salim kurtulmuştu. Sadece Türkiye değil, bütün İslam ülkeleri de büyük zarar görmediler. Bu hastalıktan kolay kurtulmanın başlıca sebebi ise İslam'daki temizlik uygulamalarıdır.
MÜSLÜMANLARIN SÜNNETLİ OLUŞU, El - YÜZ yıkamaları, GÜNDE BİRKAÇ KEZ ABDEST almaları ve (gerektiğinde) GUSÜL-BOY ABDESTİ uygulamaları, büyük çapta vücut temizliğini temin etmekte ve enfeksiyonlara karşı etkili olmaktadır. Ayrıca ev içine ayakkabı çıkarılarak girilmesi de büyük fayda sağlamaktadır. Çünkü bu sayede ev içi temizliğinin korunması sağlanmaktadır. Böylece bir çok enfeksiyonların önlenmesi mümkün olmaktadır.
Kısacası, mikrobik ve bulaşıcı hastalıklar Müslümanlarda daha düşük çapta olmakta veya hiç olmamaktadır. Çünkü bütün bu İşlemlerde A?IZ VE BURUN YIKAMALARI DA SIKLIKLA UYGULANMAKTADIR. Böylece nefes yollarıyla bulaşan birçok hastalıkların mikroplarının temizlenmesi de mümkün olmaktadır.
Tabii ki cinsel hayatın suistimal edilmemesi de ayrı bir koruma mekanizmasını oluşturmaktadır.
İşte burada DİNİN ve İNANCIN, insan hayatında ne kadar muazzam rol oynadığı da açıkça görülmektedir. Ne mutlu bize ki, böyle bir din mensubuyuz. Bu bakımdan Allah'ımıza ne kadar şükretsek azdır. Çünkü İslam dini bizlere hem dünyada yaşama felsefesini, hem de güçlü bir iman ve manevi güç vermektedir. Kısacası, dinimiz hem bu dünyada hem de Ahiret'e bizi yönlendirmekte ve bize REHBER olmaktadır.
11 - Türkiye'de AİDS'le Mücadele Derneği ve tedbirleri alma uğraşıları mevcuttur. Şu ana kadar ülkemizde yaklaşık olarak 1601 HİV virüsü taşıyan şahıs tespit edilmiş bulunmaktadır. Bunların arasından pek azı klinik olarak karşımıza AİDS şeklinde bulunmaktadır. Onların da tedavileri yapılmaktadır. Türkiye bu tür hastalıklar arasında ender ve örnek ülkelerden biri sayılmaktadır.
Çünkü bu hastalık dünyayı gittikçe sarmaktadır. Türkiye de komşu ülkelerden gelen turist sayılarıyla AİDS bakımından büyük bir tehlike altında sayılmaktadır. Ona rağmen şu andaki hastalık rakamları oldukça alt seviyededir. Tabii ki bu durum Türkiye'deki insanların aile hayatlarının korunması ve evlilik dışı cinsel hayatın kucağına henüz kendisini teslim etmemesine bağlı olmaktadır.
Bazı TV'lerimiz ve gazetelerimizin var güçleri ile o tür yayınlar yapmalarına rağmen, inançlı HALKIMIZ TAM bir DİRENÇ GÖSTERMEKTEDİR. Bu telkinlerin sahte cazibesine direnmektedir. Çünkü bu tür sefil hastalıklara karşı en iyi tedbir, güçlü inanç ve ona bağlı olarak evlilik dışı cinsel hayata girmemektir.
12 - Ancak her şeye rağmen AB ülkelerine hayran olan bazı gençlerimiz arasında, moda sayılan ayrı ev tutmaları ve ayrı kadın erkek "Birliktelik Yaşamları" adeta, ZORLA KABUL ETTİRİLMEYE çalışılmaktadır.
Üstelik İslam inancı da çeşitli bahanelerle lekelemeye gidilmek istenmektedir. Son zamanlarda Hıristiyan dünyası, özellikle ABD ve MR. BUSH tarafından tam bir kampanya olarak yürütülen işgaller ve İslam'a karşı tertipler, adeta bir moda haline gelmiş durumdadır. Bizdeki bazı medya kuruluşları da var güçleriyle İslam'ı lekelemeye çalışmaktadırlar. Bazı ateistlerin de önderliğinde, bazı basın kuruluşlarında büyük ve devamlı ters kampanyalar yürütülmektedir.
Bir taraftan kalkınmış ülkelerde ve özellikle Afrika'nın fakir, güney kesimlerinde AİDS'ten yılda 3-3.5 milyondan fazla insan ölmektedir. Bunun çaresi de yıllarca bulunamamıştır. 40-45 milyondan fazla HİV virüs taşıyıcısı mevcuttur. Bunlar etrafa adeta ölüm saçıyorlar. Ama insanlık bu hastalığı önlemeye - namusa ve maneviyata hala yanaşmamaktadır. Diğer taraftan bütün diğer çareler hastalığı durduracak nitelikte değildir. Üstelik AİDS hastalığının yanında daha birçok rezalet virüsleri de ortaya çıkma imkanı bulabilmektedir.
Yeni hastalıkların oluşmaları
Rezil ve sefil yaşamın sonucu olarak, mesela geçen birkaç ay öncesinde, dünyada 19 ülkede 500'e yakın kişinin ölümüne sebep olan yeni bir virüs "S A R S virüsü" hastalığı büyük çapta tedirginlik ve korku oluşturmuştu. O hastalıktan da Türkiyemiz sağ salim kurtulmuştu. Sadece Türkiye değil, bütün İslam ülkeleri de büyük zarar görmediler. Bu hastalıktan kolay kurtulmanın başlıca sebebi ise İslam'daki temizlik uygulamalarıdır.
MÜSLÜMANLARIN SÜNNETLİ OLUŞU, El - YÜZ yıkamaları, GÜNDE BİRKAÇ KEZ ABDEST almaları ve (gerektiğinde) GUSÜL-BOY ABDESTİ uygulamaları, büyük çapta vücut temizliğini temin etmekte ve enfeksiyonlara karşı etkili olmaktadır. Ayrıca ev içine ayakkabı çıkarılarak girilmesi de büyük fayda sağlamaktadır. Çünkü bu sayede ev içi temizliğinin korunması sağlanmaktadır. Böylece bir çok enfeksiyonların önlenmesi mümkün olmaktadır.
Kısacası, mikrobik ve bulaşıcı hastalıklar Müslümanlarda daha düşük çapta olmakta veya hiç olmamaktadır. Çünkü bütün bu İşlemlerde A?IZ VE BURUN YIKAMALARI DA SIKLIKLA UYGULANMAKTADIR. Böylece nefes yollarıyla bulaşan birçok hastalıkların mikroplarının temizlenmesi de mümkün olmaktadır.
Tabii ki cinsel hayatın suistimal edilmemesi de ayrı bir koruma mekanizmasını oluşturmaktadır.
İşte burada DİNİN ve İNANCIN, insan hayatında ne kadar muazzam rol oynadığı da açıkça görülmektedir. Ne mutlu bize ki, böyle bir din mensubuyuz. Bu bakımdan Allah'ımıza ne kadar şükretsek azdır. Çünkü İslam dini bizlere hem dünyada yaşama felsefesini, hem de güçlü bir iman ve manevi güç vermektedir. Kısacası, dinimiz hem bu dünyada hem de Ahiret'e bizi yönlendirmekte ve bize REHBER olmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006