Hakkını teslim edelim CHP ile MHP’nin AKP iktidarına karşı yapamadığı toplumsal muhalefeti Fenerbahçe camiası yapıyor.
Sadece sokak, cadde ve tribünlerde değil, Fenerbahçe taraftarının sanal alemde AKP ile F Tipine karşı başlattığı taarruz her geçen gün genişliyor.
Alay ve esprilerle süslenen muhalefet tarzı gençlik üzerinde müthiş etki bırakıyor.
Mesela önceki gün Twitter’de şu salvolar vardı:
-“Beşar Esad’ı Fenerbahçe tribününde gören iktidarın polisi, biber gazı ile hücuma geçti.”
-F Tipi Emniyet’ten yeni hizmet, Fenerbahçe yaz, 155’e gönder, biber fazı gözüne gelsin!”
-Meğer Fenerbahçe’yi Ergenekoncular kurmuş!”
Sadece bu alaycı ifadeler ve kitlesel sokak gösterileri değil, mesela Fener-Galatasaray maçının hemen sonrasında tribündeki on binlerin polisi kastederek “Cemaat dışarı”
sloganlarını atması toplumda oluşan algıyı resmetmesi bağlamında fevkalade önemliydi.
Tabi bu slogan sonrasında polisin çocukların da bulunduğu tribünlere biber gazını sıkarak düşmana saldırır misali hücuma geçmesi ise ayrıca sorgulanması gereken bir garabet örneğiydi.
Fenerbahçe camiasının iktidara ve F tipine karşı muhalefeti sokağa taşıyıp kitleselleştirmesi siyasetçileri de harekete geçiriyor.
Mesela fanatik bir Fenerbahçeli olan Tayyip Erdoğan önceki gün kendi takımını açıktan hedef alıyor.
Keza Kemal Kılıçdaroğlu da ciddi bir iddiaya göre hapiste ziyaret ettiği Aziz Yıldırım’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını teklif
ediyor.
Evet Fenerbahçe bugün adeta AKP ile devletin kurumlarını sızan F Tipi’nin kurduğu baskı rejimine başkaldırı aracı oluyor ya da muhalif kitlesel kalkışma Fenerbahçe ambalajı ile kendini göstermeye başlıyor.
Bazılarımız spor arenaları siyasi muhalif mecra olamaz diyebilir lakin bunalan yığınlar tepkilerini uygun siyasi mecralar bulamazsa farklı ambalajlarla yansıtırlar ki bu pekâlâ spor kulüpleri de olabilir. Unutulmasın pek çok başkaldırı ve büyük değişim başka ambalajlarla start alıp vücut bulmuştur.
Cübbeli cezaevinden çıkmak için Suriye’ye sövüyor
Cübbeliyi biliyorsunuz malum seks kasetleri ve şantaj iddialarından ötürü hapsedilen şahıstır.
İşte bu Cübbeli hiç utanmadan cezaevinden cihat fetvalarını veriyor ve Suriye’ye hücum diyor.
Ona sorarsanız Şiası, Alevisi kâfir ve onları öldürmek cihat!
İslam’ı cübbe ve sarığa hapseden bu şahıs evet açıktan Müslümanlar arası bir savaşa yani yeni bir Kerbela faciasına hiç utanmadan çığırtkanlık yapıyor.
Peki, bunun arkasında ne mi var?
Cübbeli cemaatinin eski bir mensubuna göre Ahmet Hoca F Tipi ile Tayyip Erdoğan’a bu demeç ile selam gönderip, “Beni cezaevinden çıkarırsanız bu konuda size hizmet
ederim” mesajını veriyor.
Yalanın böylesine pes
Malum Uludere bombalaması ya da katliamı olayı hükümeti şaibe altında bırakıyor.
Aylar oldu Başbakan istihbaratı kimden aldıklarını açıklayamıyor.
Oysa sınır ötesine yapılacak bir operasyon için Başbakan’ın emrinin gerektiği ortada.
Durum bu lakin hem hükümet hem da yalakaları bu işin sorumluluğunu başkalarına atmak için seferberler.
İşte son örnek:
Yandaş Yeni Şafak gazetesinin manşeti:
“Uludere faciasının sorumlusu General Kavuncu istifa etti.”
Haberdeki imzaya bakıyorsunuz Ankara temsilciliğini yapan çocuk!
Ve ertesi gün Genelkurmay’dan tokat gibi bir açıklama:
“Tuğgeneral Kavuncu 17 Kasım tarihinde özel gerekçeleri sebebi ile istifa etmiştir. Oysa Uludere olayı bu istifadan 11 gün sonra yani 28 Kasım’da vuku
bulmuştur.”
Fecaati ya da yalan haberi görüyor musunuz?
Kavuncu General kazara Uludere olayı günlerinde istifa etseydi ihale ona kalacaktı.
AKP’yi aklama ya da koruma adına yapılan gazeteciliğe bakar mısınız?
Sorsanız bunlar Müslümanlığı kimseye bırakmazlar. Ulan kul hakkı diye bir şeyi hiç işitmediniz mi. Yoksa siz ondan muaf mısınız?
Başbakan’dan Yunanistan oluruz endişe ve itirafı
Başbakan Erdoğan Yunanistan oluruz buyurdu.
Kastı onlar gibi biz de batarız demek.
Peki, bu ifadeyi hangi gerekçeyle mi kullandı?
Memura zam
yapmamak için…
Evet, Erdoğan’a göre memura zam Türkiye’yi iflasa sürükler.
Peki, memurun
istediği ne?
Enflasyon kadar ücret artışı…
Başbakan, “hayır veremeyiz” deyip istenilenin yarısını, üstelik onu da 6’şar ay arayla ikiye bölerek (Yüzde 3) verebilecekleri söylüyor.
Gelin şimdi bu ifade ya da itirafı
sorgulayalım.
Bir ülke memuruna kendi enflasyonu kadar bir fiyat artışını
veremiyor ise, o ülkenin ekonomisi hiç iyi olabilir mi?
Evet, Tayyip Bey aslında ekonomide bıçak sırtında gezindiğimizi ve zorda olduğumuzu itiraf
ediyor.
Gerçek tablo bu ise lafa geldiğinde ekonomide mucizeyi başardık diye caka satmak insafa ve ahlaka sığar mı?
Sadece sokak, cadde ve tribünlerde değil, Fenerbahçe taraftarının sanal alemde AKP ile F Tipine karşı başlattığı taarruz her geçen gün genişliyor.
Alay ve esprilerle süslenen muhalefet tarzı gençlik üzerinde müthiş etki bırakıyor.
Mesela önceki gün Twitter’de şu salvolar vardı:
-“Beşar Esad’ı Fenerbahçe tribününde gören iktidarın polisi, biber gazı ile hücuma geçti.”
-F Tipi Emniyet’ten yeni hizmet, Fenerbahçe yaz, 155’e gönder, biber fazı gözüne gelsin!”
-Meğer Fenerbahçe’yi Ergenekoncular kurmuş!”
Sadece bu alaycı ifadeler ve kitlesel sokak gösterileri değil, mesela Fener-Galatasaray maçının hemen sonrasında tribündeki on binlerin polisi kastederek “Cemaat dışarı”
sloganlarını atması toplumda oluşan algıyı resmetmesi bağlamında fevkalade önemliydi.
Tabi bu slogan sonrasında polisin çocukların da bulunduğu tribünlere biber gazını sıkarak düşmana saldırır misali hücuma geçmesi ise ayrıca sorgulanması gereken bir garabet örneğiydi.
Fenerbahçe camiasının iktidara ve F tipine karşı muhalefeti sokağa taşıyıp kitleselleştirmesi siyasetçileri de harekete geçiriyor.
Mesela fanatik bir Fenerbahçeli olan Tayyip Erdoğan önceki gün kendi takımını açıktan hedef alıyor.
Keza Kemal Kılıçdaroğlu da ciddi bir iddiaya göre hapiste ziyaret ettiği Aziz Yıldırım’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını teklif
ediyor.
Evet Fenerbahçe bugün adeta AKP ile devletin kurumlarını sızan F Tipi’nin kurduğu baskı rejimine başkaldırı aracı oluyor ya da muhalif kitlesel kalkışma Fenerbahçe ambalajı ile kendini göstermeye başlıyor.
Bazılarımız spor arenaları siyasi muhalif mecra olamaz diyebilir lakin bunalan yığınlar tepkilerini uygun siyasi mecralar bulamazsa farklı ambalajlarla yansıtırlar ki bu pekâlâ spor kulüpleri de olabilir. Unutulmasın pek çok başkaldırı ve büyük değişim başka ambalajlarla start alıp vücut bulmuştur.
Cübbeli cezaevinden çıkmak için Suriye’ye sövüyor
Cübbeliyi biliyorsunuz malum seks kasetleri ve şantaj iddialarından ötürü hapsedilen şahıstır.
İşte bu Cübbeli hiç utanmadan cezaevinden cihat fetvalarını veriyor ve Suriye’ye hücum diyor.
Ona sorarsanız Şiası, Alevisi kâfir ve onları öldürmek cihat!
İslam’ı cübbe ve sarığa hapseden bu şahıs evet açıktan Müslümanlar arası bir savaşa yani yeni bir Kerbela faciasına hiç utanmadan çığırtkanlık yapıyor.
Peki, bunun arkasında ne mi var?
Cübbeli cemaatinin eski bir mensubuna göre Ahmet Hoca F Tipi ile Tayyip Erdoğan’a bu demeç ile selam gönderip, “Beni cezaevinden çıkarırsanız bu konuda size hizmet
ederim” mesajını veriyor.
Yalanın böylesine pes
Malum Uludere bombalaması ya da katliamı olayı hükümeti şaibe altında bırakıyor.
Aylar oldu Başbakan istihbaratı kimden aldıklarını açıklayamıyor.
Oysa sınır ötesine yapılacak bir operasyon için Başbakan’ın emrinin gerektiği ortada.
Durum bu lakin hem hükümet hem da yalakaları bu işin sorumluluğunu başkalarına atmak için seferberler.
İşte son örnek:
Yandaş Yeni Şafak gazetesinin manşeti:
“Uludere faciasının sorumlusu General Kavuncu istifa etti.”
Haberdeki imzaya bakıyorsunuz Ankara temsilciliğini yapan çocuk!
Ve ertesi gün Genelkurmay’dan tokat gibi bir açıklama:
“Tuğgeneral Kavuncu 17 Kasım tarihinde özel gerekçeleri sebebi ile istifa etmiştir. Oysa Uludere olayı bu istifadan 11 gün sonra yani 28 Kasım’da vuku
bulmuştur.”
Fecaati ya da yalan haberi görüyor musunuz?
Kavuncu General kazara Uludere olayı günlerinde istifa etseydi ihale ona kalacaktı.
AKP’yi aklama ya da koruma adına yapılan gazeteciliğe bakar mısınız?
Sorsanız bunlar Müslümanlığı kimseye bırakmazlar. Ulan kul hakkı diye bir şeyi hiç işitmediniz mi. Yoksa siz ondan muaf mısınız?
Başbakan’dan Yunanistan oluruz endişe ve itirafı
Başbakan Erdoğan Yunanistan oluruz buyurdu.
Kastı onlar gibi biz de batarız demek.
Peki, bu ifadeyi hangi gerekçeyle mi kullandı?
Memura zam
yapmamak için…
Evet, Erdoğan’a göre memura zam Türkiye’yi iflasa sürükler.
Peki, memurun
istediği ne?
Enflasyon kadar ücret artışı…
Başbakan, “hayır veremeyiz” deyip istenilenin yarısını, üstelik onu da 6’şar ay arayla ikiye bölerek (Yüzde 3) verebilecekleri söylüyor.
Gelin şimdi bu ifade ya da itirafı
sorgulayalım.
Bir ülke memuruna kendi enflasyonu kadar bir fiyat artışını
veremiyor ise, o ülkenin ekonomisi hiç iyi olabilir mi?
Evet, Tayyip Bey aslında ekonomide bıçak sırtında gezindiğimizi ve zorda olduğumuzu itiraf
ediyor.
Gerçek tablo bu ise lafa geldiğinde ekonomide mucizeyi başardık diye caka satmak insafa ve ahlaka sığar mı?
Sabahattin Önkibar / diğer yazıları
- Genelkurmay'da 40 Gülen taraftarı? / 30.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014