Salı günü akşamı Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul İl Başkanlığı’ndaydık.
İl Başkanı Fuat Şengül, ‘Yerel Basın İle Tanışma ve Kaynaşma Programı’ düzenledi.
Yerel medyadan yoğun ilgi
Avrupa yakası ağırlıklı olarak 39 ilçenin her birinden 2-3 yerel medya mensubu oradaydı. Benzer programın Anadolu yakasında da icra edileceği müjdesi verildi.
Yemekler yendi, çaylar içildi. Türkiye’nin ve dünyanın gündemindeki iki konu ele alındı. Fuat başkan, önemli açıklamalarda bulundu. Sorular soruldu, cevaplandı.
Tam bir kaynaşma yemeği oldu.
Bir yerel basın mensubu arkadaş, Fuat beye, on sene önce Meltem TV’de gerçekleştirdikleri “yerel basının meselelerine dair program” sebebiyle özellikle teşekkür etti. O programdan sonra bazı TV kanallarının ve Ankara’dakilerin yerel basının problemlerine ilgi duymaya başladıklarının altını çizdi.
Fuat Şengül, AKP-PKK sürecini ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin önceki hafta Rusya Devlet Duması’nda ağırlanmasını değerlendirdi.
AKP-PKK pazarlık süreci Anayasa’yı ihlaldir
Prof. Dr. Baş, 22 Mart günkü Yenimesaj gazetemizdeki makalesinde AKP hükümetinin terör örgütü PKK ile yürüttüğü pazarlığın ve Apo’nun fermanlarıyla ortaya getirilen taleplerin, Anayasa’ya ve AB Temel Haklar Şartına aykırı olduğunu ortaya koymuştu.
Şengül, konuşmasının ilk bölümünde bu önemli gerçekleri bir kez daha hatırlattı.
Anayasa’nın ilgili maddelerini tek tek okudu Şengül.
Madde 4 ise, 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini anayasal güvenceye almıştır.
Bugün ise, yeni Anayasa çalışmalarının siyasi kanadı, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek vatanın bölünmez bütünlüğünü, yıllardır vatanı bölmek isteyenlerle pazarlıktadır. Hatta onların fikirleri alınmadan Anayasa yazımı için kalem oynamamaktadır.
İcraatlar mevcut anayasanın 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerine aykırıdır ve anayasal suçtur.
Şengül, işin daha vahim olanı, PKK ile bu işleri yürütenler, belki de yaptıkları ihlallerin farkında bile değillerdir, dedi.
Süreç AB Temel Hakları Şartı’na da aykırı
Şengül, yapılanların AB müktesebatına göre de suç olduğuna dikkat çekti.
Sürecin bu yönüne yapılan vurgu, AB’ye ham hayallerle bağlı AKP hükümeti için çok önemli uyarıdır.
Üye devletler açısından bağlayıcı bir metin haline gelen “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı”nın 21. maddesi şunu söylüyor:
“Cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, dil, din, inanç... gibi temellere dayanan her türlü ayrımcılık yasaktır” demektedir.
AB’nin İşleyişi Hakkında Anlaşmanın 19. Maddesi çerçevesinde, ırkçı ve etnik kökene dayalı ayrımcılık yasağının ihlali durumunda AB Konseyine hukuki yaptırım ve tedbirler alma yetkisi tanımaktadır.
Yani ırka ve etnik kökene dayalı ayrımcılık Avrupa Birliği’ne göre de suçtur.
Herkes Anayasa ve yasa önünde eşittir
Şengül, Anayasa’mızda temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra devletin her türlü hizmet ve imkanından yararlanma hakkının Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan “herkes” için eşit olarak düzenlendiğini, hiçbir ayrımcılık olmadığını anlattı.
Şengül, buradaki “herkes”, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş’ın dikkat çektiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan ve ben Türk’üm diyebilen “herkes” olduğunu hatırlattı.
“Herkes”, Atatürk’ün devleti kurarken seçtiği ve Lozan anlaşmasında kayıtlara geçirttiği Türk Milleti üst kimliği içindeki Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Boşnak.. vs. herkestir.
Bu bağlamda PKK ile yürütülen pazarlıklar, imtiyaz ve hak vermenin ötesinde, Anayasanın 3. maddesinde vurgulanan “devleti ve milleti ile bölünmez bütünlüğü”nü zedelemeye sürüklenmektir.
Dünya sessiz bir devrim yaşıyor
Şengül, Prof. Dr. Baş’ın Rusya Devlet Duması’nda ağırlanması ekseninde programa katılan Rus devlet erkanı, iktidar ve muhalefet partileri yetkilileri, bürokratlar ve ilim adamlarının modele dair görüşlerini detaylı olarak anlattı. Şengül şu ortak kanaati aktardı:
“Rusya Devlet Duması’nda gerçekleşen bu tarihi toplantı ile Kapitalizm sessiz bir devrimle tarihe gömülmüştür.”
Devlet Başkanı Putin, 2005’ten bu yana çeşitli projelerini uyguladığı ve Duma toplantısında danışmanlarının ağzından, tamamını uygulamaya koyacağını ilan ettiği Milli Ekonomi Modeli’yle liberal-kapitalizme ve Amerika’ya adeta meydan okudu.
Darısı Türkiye’nin başına…
İl Başkanı Fuat Şengül, ‘Yerel Basın İle Tanışma ve Kaynaşma Programı’ düzenledi.
Yerel medyadan yoğun ilgi
Avrupa yakası ağırlıklı olarak 39 ilçenin her birinden 2-3 yerel medya mensubu oradaydı. Benzer programın Anadolu yakasında da icra edileceği müjdesi verildi.
Yemekler yendi, çaylar içildi. Türkiye’nin ve dünyanın gündemindeki iki konu ele alındı. Fuat başkan, önemli açıklamalarda bulundu. Sorular soruldu, cevaplandı.
Tam bir kaynaşma yemeği oldu.
Bir yerel basın mensubu arkadaş, Fuat beye, on sene önce Meltem TV’de gerçekleştirdikleri “yerel basının meselelerine dair program” sebebiyle özellikle teşekkür etti. O programdan sonra bazı TV kanallarının ve Ankara’dakilerin yerel basının problemlerine ilgi duymaya başladıklarının altını çizdi.
Fuat Şengül, AKP-PKK sürecini ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin önceki hafta Rusya Devlet Duması’nda ağırlanmasını değerlendirdi.
AKP-PKK pazarlık süreci Anayasa’yı ihlaldir
Prof. Dr. Baş, 22 Mart günkü Yenimesaj gazetemizdeki makalesinde AKP hükümetinin terör örgütü PKK ile yürüttüğü pazarlığın ve Apo’nun fermanlarıyla ortaya getirilen taleplerin, Anayasa’ya ve AB Temel Haklar Şartına aykırı olduğunu ortaya koymuştu.
Şengül, konuşmasının ilk bölümünde bu önemli gerçekleri bir kez daha hatırlattı.
Anayasa’nın ilgili maddelerini tek tek okudu Şengül.
Madde 4 ise, 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini anayasal güvenceye almıştır.
Bugün ise, yeni Anayasa çalışmalarının siyasi kanadı, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek vatanın bölünmez bütünlüğünü, yıllardır vatanı bölmek isteyenlerle pazarlıktadır. Hatta onların fikirleri alınmadan Anayasa yazımı için kalem oynamamaktadır.
İcraatlar mevcut anayasanın 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerine aykırıdır ve anayasal suçtur.
Şengül, işin daha vahim olanı, PKK ile bu işleri yürütenler, belki de yaptıkları ihlallerin farkında bile değillerdir, dedi.
Süreç AB Temel Hakları Şartı’na da aykırı
Şengül, yapılanların AB müktesebatına göre de suç olduğuna dikkat çekti.
Sürecin bu yönüne yapılan vurgu, AB’ye ham hayallerle bağlı AKP hükümeti için çok önemli uyarıdır.
Üye devletler açısından bağlayıcı bir metin haline gelen “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı”nın 21. maddesi şunu söylüyor:
“Cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, dil, din, inanç... gibi temellere dayanan her türlü ayrımcılık yasaktır” demektedir.
AB’nin İşleyişi Hakkında Anlaşmanın 19. Maddesi çerçevesinde, ırkçı ve etnik kökene dayalı ayrımcılık yasağının ihlali durumunda AB Konseyine hukuki yaptırım ve tedbirler alma yetkisi tanımaktadır.
Yani ırka ve etnik kökene dayalı ayrımcılık Avrupa Birliği’ne göre de suçtur.
Herkes Anayasa ve yasa önünde eşittir
Şengül, Anayasa’mızda temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra devletin her türlü hizmet ve imkanından yararlanma hakkının Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan “herkes” için eşit olarak düzenlendiğini, hiçbir ayrımcılık olmadığını anlattı.
Şengül, buradaki “herkes”, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş’ın dikkat çektiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan ve ben Türk’üm diyebilen “herkes” olduğunu hatırlattı.
“Herkes”, Atatürk’ün devleti kurarken seçtiği ve Lozan anlaşmasında kayıtlara geçirttiği Türk Milleti üst kimliği içindeki Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Boşnak.. vs. herkestir.
Bu bağlamda PKK ile yürütülen pazarlıklar, imtiyaz ve hak vermenin ötesinde, Anayasanın 3. maddesinde vurgulanan “devleti ve milleti ile bölünmez bütünlüğü”nü zedelemeye sürüklenmektir.
Dünya sessiz bir devrim yaşıyor
Şengül, Prof. Dr. Baş’ın Rusya Devlet Duması’nda ağırlanması ekseninde programa katılan Rus devlet erkanı, iktidar ve muhalefet partileri yetkilileri, bürokratlar ve ilim adamlarının modele dair görüşlerini detaylı olarak anlattı. Şengül şu ortak kanaati aktardı:
“Rusya Devlet Duması’nda gerçekleşen bu tarihi toplantı ile Kapitalizm sessiz bir devrimle tarihe gömülmüştür.”
Devlet Başkanı Putin, 2005’ten bu yana çeşitli projelerini uyguladığı ve Duma toplantısında danışmanlarının ağzından, tamamını uygulamaya koyacağını ilan ettiği Milli Ekonomi Modeli’yle liberal-kapitalizme ve Amerika’ya adeta meydan okudu.
Darısı Türkiye’nin başına…
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019