Evet, AKP’ye inat “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyorum. Sadece AKP’ye mi? Hayır. CHP’ye ve MHP’ye de inat; Ne mutlu Türküm diyene. Ya BDP! Ha BDP ha AKP. Fark var mı?
AKP ve BDP’ye inat “Türküm” diyorum. Çünkü bu iki parti açıkta “Türk” kavramına, “Türk Milleti” damgasına savaş açmışlardır. Bu parti vekillerinin, “Türk” ve “Türk Milleti” kavramlarının ne ifade ettiğini, ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar cahil olduklarını sanmıyorum. Onlar da bu kavramların mahiyetlerini çok iyi biliyorlar.
Biz yinede dosta, düşmana karşı gazetemizin değerli köşe yazarı Prof. Dr. Nurullah Çetin hocamızın kaleminden aktaralım. Aktaralım da yüzü kalbi olanlar onurlansın, beyni olanlar düşünsün. Olmayanlar ise ‘afkurmaya’ devam etsin…
“Ulus”, “millet”, “kavim”, ”etnik grup” gibi terimleri, tam olarak bilmediklerinden, bugün bazı siyasetçiler ve birtakım yazarlar, emperyalist Batının etnik siyaset projesine uygun olarak ülkemizde Türk düşmanlığına dayalı kavmiyetçiliği körüklemektedirler.
“Ulus” ile “millet” aynı anlama gelen bir terimdir. ”Ulus” Moğolca, “millet” ise Arapçadır. Her ikisi de siyasi ve coğrafi çerçevesi belli, kesin ve net olan bir devlet kurumu içinde sosyolojik, hukuki ve kültürel anlamda üst siyasi toplumsal yapıyı ifade eder.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarımızın ortak millet adı “Türk Milleti”dir. Bu Türk milleti bütünlüğü içinde elbette Kürt kavmi de var, Arap kavmi de var, Çerkez kavmi de, diğer kavimler de.
“Kavmiyet” ya da “etnik aidiyet”, doğuştan getirilen verili kimliktir. Kimse, kendi kavmini seçme özgürlüğüne ve tercihine sahip değildir. Gayr-i iradî olarak Allah’ın insanlara verdiği bir hususiyettir. Bu kavimlerden birine mensup olarak doğmak, suç ya da övünç kaynağı değildir. O bakımdan etnik aidiyet ya da kavmiyet, diğer kavimler karşısında üstünlük vesilesi sayılamaz ve dava edilemez.
“Millet” ise sosyolojik, hukukî ve kültürel bir toplumsal birliktir, isteğe bağlı kazanılmış bir kimliktir. İnsan, bir kavme istese de giremez ama millete isteyerek dahil olabilir. Nitekim ülkemizdeki değişik kavimden olan insanlar, Türk milletine dahildirler. Zira Türk milliyeti, bir üst kimliktir. Türk milleti, kişilerin hangi kavme mensup olursa olsun sosyolojik, hukukî ve kültürel birlikteliğinin adıdır.
Ama milletimizi bölüp parçalamak isteyenler, kavimleri isimlerini de tek tek sayarak bunları ayrı ayrı millet olarak sunmaktalar. Türklüğü de bir kavim sırasına sokarak, yani milleti kavme indirgeyerek sosyal dokuyu paramparça etmektedirler.
Millet, kavim ya da etnik grup demek değildir. Millet, ya saf bir etnik gruptan oluşur ya da kurucu unsurun hâkim olduğu ve diğer etnik grupların da içinde yer aldığı bir yapıdır…” (30-01-2013 Yeni Mesaj)
Evet, millet bu demek. Ulus bu demek. Bu mantık yüz yıllarca bu coğrafyada hakim oldu. Bu hakimiyetin mayası ise İslam’dı. Şimdi bu mayayı AKP ve BDP bozmak istiyor.
“AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk.” “Türklük ayaklarımızın altındadır.” “Sen Türküm dersen öbürü de Kürdüm, der.” Bu mantığı artık icraatlarını “ulusa eşittir millete” anlatmayacak. Millete (!) anlatacakmış. Hangi millete?
CHP, bu milleti, ulusu bir arada tutan inanç mayası” ile Atatürk’ten sonra hiç barışmadığı için bütün vurguları dilde kaldı. Ne kendileri “milliyet ve ulus” kavramlarına inandılar, ne de başkalarını inandırdılar. Din öğesini dışlayıp, devletin diğer öğelerine sahip çıkmaya kalkınca inandırıcı olamadılar haliyle…
MHP’nin “milliyet” ve “Türklük” kavramları ise hep slogan oldu. Bu kavramların içini bir türlü dolduramadılar. Yani bu kavramları kutsallaştıran (bizler için) İslam mayasını Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-i Veli vb. gibi büyüklerimizin yaşadığı ve anlattığı Türk kavramını, hayatlarına nakşedip, dilleri ile ifade etselerdi zaten bu konu hiç gündeme gelmezdi, getirilemezdi.
Bakın! Geçen hafta Meclis’te bir vakıf üniversitesinin kurulma görüşmeleri var. Ama konu “Türklük”. Kim rahatsız Türk olmaktan? AKP ve BDP. Şamar oğlanı kim? CHP. AKP, dincilik yaparak dini söylemlerle, CHP’yi tokatlarken, BDP ise aynaya bakmadan “ırkçılıkla” tokatlıyor.
AKP vekili Cuma İçten, CHP’li vekile; “Kaç sefer Diyarbakır’a geldin kardeşim. Sen Diyarbakır’ı biliyor musun? Sen Kürt müsün? Diyarbakır’da niye yoksun? Tabela partisisin. Oy bile alamazsınız. Sizler, bizleri 1925’lerde de 37’lerde de 57’lerde de terk ettiniz. O günden beri Diyarbakır’a giremezsiniz. Girebilmek için abdest alman lazım senin. Biz seninle eşit değiliz, elhamdülillah. Zaten ben, seninle eşit olmak istemem. Biz bu ülkenin sahibiyiz.”
Sırrı Sakık, CHP’yi ırkçılık yapmakla suçlayarak şöyle diyor; “Siz Cumhuriyet’in kuruluşunda bugüne kadar ırkçısınız, milliyetçi ve tekçisiniz. Halka zulmeden bir gelenekten geliyorsunuz. Her gün burada, atalarınızın söylediklerini sizin yüzünüze vuracağız. Ya geçmişte yapılanlardan dolayı Kürt halkından, diğer halklardan özür dileyeceksiniz ya da her gün bizi karşınızda göreceksiniz.”
(CHP’nin değerli vekili İhsan Özkes’in, Vatikan musluğundan, ABD musluğundan akan suyun murdar ve alınan abdestin batıl olduğunu anlatmasını bekliyorum.)
AKP ve BDP’ye inat “Türküm” diyorum. Çünkü bu iki parti açıkta “Türk” kavramına, “Türk Milleti” damgasına savaş açmışlardır. Bu parti vekillerinin, “Türk” ve “Türk Milleti” kavramlarının ne ifade ettiğini, ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar cahil olduklarını sanmıyorum. Onlar da bu kavramların mahiyetlerini çok iyi biliyorlar.
Biz yinede dosta, düşmana karşı gazetemizin değerli köşe yazarı Prof. Dr. Nurullah Çetin hocamızın kaleminden aktaralım. Aktaralım da yüzü kalbi olanlar onurlansın, beyni olanlar düşünsün. Olmayanlar ise ‘afkurmaya’ devam etsin…
“Ulus”, “millet”, “kavim”, ”etnik grup” gibi terimleri, tam olarak bilmediklerinden, bugün bazı siyasetçiler ve birtakım yazarlar, emperyalist Batının etnik siyaset projesine uygun olarak ülkemizde Türk düşmanlığına dayalı kavmiyetçiliği körüklemektedirler.
“Ulus” ile “millet” aynı anlama gelen bir terimdir. ”Ulus” Moğolca, “millet” ise Arapçadır. Her ikisi de siyasi ve coğrafi çerçevesi belli, kesin ve net olan bir devlet kurumu içinde sosyolojik, hukuki ve kültürel anlamda üst siyasi toplumsal yapıyı ifade eder.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarımızın ortak millet adı “Türk Milleti”dir. Bu Türk milleti bütünlüğü içinde elbette Kürt kavmi de var, Arap kavmi de var, Çerkez kavmi de, diğer kavimler de.
“Kavmiyet” ya da “etnik aidiyet”, doğuştan getirilen verili kimliktir. Kimse, kendi kavmini seçme özgürlüğüne ve tercihine sahip değildir. Gayr-i iradî olarak Allah’ın insanlara verdiği bir hususiyettir. Bu kavimlerden birine mensup olarak doğmak, suç ya da övünç kaynağı değildir. O bakımdan etnik aidiyet ya da kavmiyet, diğer kavimler karşısında üstünlük vesilesi sayılamaz ve dava edilemez.
“Millet” ise sosyolojik, hukukî ve kültürel bir toplumsal birliktir, isteğe bağlı kazanılmış bir kimliktir. İnsan, bir kavme istese de giremez ama millete isteyerek dahil olabilir. Nitekim ülkemizdeki değişik kavimden olan insanlar, Türk milletine dahildirler. Zira Türk milliyeti, bir üst kimliktir. Türk milleti, kişilerin hangi kavme mensup olursa olsun sosyolojik, hukukî ve kültürel birlikteliğinin adıdır.
Ama milletimizi bölüp parçalamak isteyenler, kavimleri isimlerini de tek tek sayarak bunları ayrı ayrı millet olarak sunmaktalar. Türklüğü de bir kavim sırasına sokarak, yani milleti kavme indirgeyerek sosyal dokuyu paramparça etmektedirler.
Millet, kavim ya da etnik grup demek değildir. Millet, ya saf bir etnik gruptan oluşur ya da kurucu unsurun hâkim olduğu ve diğer etnik grupların da içinde yer aldığı bir yapıdır…” (30-01-2013 Yeni Mesaj)
Evet, millet bu demek. Ulus bu demek. Bu mantık yüz yıllarca bu coğrafyada hakim oldu. Bu hakimiyetin mayası ise İslam’dı. Şimdi bu mayayı AKP ve BDP bozmak istiyor.
“AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk.” “Türklük ayaklarımızın altındadır.” “Sen Türküm dersen öbürü de Kürdüm, der.” Bu mantığı artık icraatlarını “ulusa eşittir millete” anlatmayacak. Millete (!) anlatacakmış. Hangi millete?
CHP, bu milleti, ulusu bir arada tutan inanç mayası” ile Atatürk’ten sonra hiç barışmadığı için bütün vurguları dilde kaldı. Ne kendileri “milliyet ve ulus” kavramlarına inandılar, ne de başkalarını inandırdılar. Din öğesini dışlayıp, devletin diğer öğelerine sahip çıkmaya kalkınca inandırıcı olamadılar haliyle…
MHP’nin “milliyet” ve “Türklük” kavramları ise hep slogan oldu. Bu kavramların içini bir türlü dolduramadılar. Yani bu kavramları kutsallaştıran (bizler için) İslam mayasını Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-i Veli vb. gibi büyüklerimizin yaşadığı ve anlattığı Türk kavramını, hayatlarına nakşedip, dilleri ile ifade etselerdi zaten bu konu hiç gündeme gelmezdi, getirilemezdi.
Bakın! Geçen hafta Meclis’te bir vakıf üniversitesinin kurulma görüşmeleri var. Ama konu “Türklük”. Kim rahatsız Türk olmaktan? AKP ve BDP. Şamar oğlanı kim? CHP. AKP, dincilik yaparak dini söylemlerle, CHP’yi tokatlarken, BDP ise aynaya bakmadan “ırkçılıkla” tokatlıyor.
AKP vekili Cuma İçten, CHP’li vekile; “Kaç sefer Diyarbakır’a geldin kardeşim. Sen Diyarbakır’ı biliyor musun? Sen Kürt müsün? Diyarbakır’da niye yoksun? Tabela partisisin. Oy bile alamazsınız. Sizler, bizleri 1925’lerde de 37’lerde de 57’lerde de terk ettiniz. O günden beri Diyarbakır’a giremezsiniz. Girebilmek için abdest alman lazım senin. Biz seninle eşit değiliz, elhamdülillah. Zaten ben, seninle eşit olmak istemem. Biz bu ülkenin sahibiyiz.”
Sırrı Sakık, CHP’yi ırkçılık yapmakla suçlayarak şöyle diyor; “Siz Cumhuriyet’in kuruluşunda bugüne kadar ırkçısınız, milliyetçi ve tekçisiniz. Halka zulmeden bir gelenekten geliyorsunuz. Her gün burada, atalarınızın söylediklerini sizin yüzünüze vuracağız. Ya geçmişte yapılanlardan dolayı Kürt halkından, diğer halklardan özür dileyeceksiniz ya da her gün bizi karşınızda göreceksiniz.”
(CHP’nin değerli vekili İhsan Özkes’in, Vatikan musluğundan, ABD musluğundan akan suyun murdar ve alınan abdestin batıl olduğunu anlatmasını bekliyorum.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025