AKP-PKK sürecinde, artık Meclis de işin içine dahil edilmiş vaziyettedir.
Yasalaşan 4. Yargı paketi, Meclis’in AKP-PKK sürecine somut olarak dahil edilmesidir.
Sürece dair hiçbir bilgileri bulunmayan ve hatta bu hususta bilgisizliklerini itiraf eden Akil pazarlamacılar piyasaya yayıldılar. Milletin gazını almak için kolları sıvadılar.
PKK terör örgütü ise meşrulaşma sürecine girdi.
BDP, PKK ve akil pazarlamacılar, madem ki bir barış süreci başlatıldı, öyleyse terör örgütü, terörist, operasyon gibi şiddet içeren kavramları ve uygulamaları kaldırmamız lazım, diyorlar.
AKP-PKK sürecinin taşlarını yumuşak kavramlarla döşemek istiyorlar.
4. yargı paketiyle “terör”e somut yumuşatma ayarı çekildi.
Yumuşatmada AB ve AİHM katalizörleri kullanılıyor şüphesiz!
PKK ve Apo’nun talepleri, Meclis’ten paketler halinde geçmeye başladı.
Dağdakiler, AKP hükümetinin salt söz ve taahhütlerini kendileri için güvenilir ve hukuki bulmuyorlar çünkü. Açıkladılar bunu.
PKK terör elebaşları, devlet garantisi istiyor, aksi halde silah filan bırakmayız diyorlar.
Kandildekiler, yakın gelecekte silah bırakmayacaklarını açıklıyor.
AKP ise, askeri, o bölgelerden çekiyor. Yani devlet silah bırakıyor.
AKP sürükleniyor, Türkiye’yi de sürüklüyor.
Apo ise dağdakilerle zoru gösteriyor.
Zoru gören AKP, maalesef oldu-bittiyle Meclis’i işin içine çekiveriyor.
4. yargı paketi, Meclis’in AKP-PKK sürecine çekilmesinden başka nedir?!
Türk milletine ne getiriyor paket?! Hiçbir şey…
Fakat PKK terör örgütüne somut müjdeler veriyor.
Böyle olması zaten çok doğal… Zira AKP-PKK sürecinde, yükselen değer PKK, Apo, Kandil, federasyon… vs!
Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti (TC), üniter devlet, devletçilik, milliyetçilik… vs. ise ayaklar altına alınan ve düşürülen değer!
Yasalaşan 4. yargı paketi ile “örgüt suçu” yumuşatıldı; buradan epeyce PKK üyesi kodesten kurtarılacak…
Millete çaktırmadan kısmî bir af bu!
Milletin, cezaevlerinin kapısında bekleyerek salıverilen PKK’lıların sayısını sayacak hali yok elbette…
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “terör ve şiddet” eksenli suçlar da yumuşatıldı.
PKK, Apo ve federasyon propagandasına kimse bir şey diyemeyecek. Diyen suçlu olacak!
Daha ilginç olanı 4. Yargı paketiyle, öyle bir terör ve örgüt suçu tanımlaması yapılıyor ki, PKK ve Apocular sıyırıyor.
TCK madde 215’teki “suç ve suçluyu övme” fiiline, “kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike” kıstası getiriliyor.
Kamu düzeni ne, açık tehlike ne, yakın tehlike ne; belli değil… Bunların tefsiri, siyasetin karnında saklı!
AKP-PKK sürecinde Apo, PKK, Kandil ve federasyon…vs yükselen değer olunca; elbette kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike oluşturmuyor. Hatta bunlar AKP’nin “barış sürecinin birer parçaları” niteliği taşıyor.
Lakin “siyasallaştırılmış F tipi yargı” sisteminde ve AKP-PKK süreciyle artık Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, üniter devlet, terörle mücadele… gibi kavram ve kurumlar “alçaltılan değerler” cümlesindendir. Bu münasebetle sözkonusu değerleri savunmak ve öne çıkarmak, AKP-PKK süreci bağlamında “kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike” arz edeceği için, suç teşkil ettirilecektir.
4. yargı paketinin yeni kıstasıyla, PKK elamanları salıverilecek, onların yerlerine vatanı, milleti, devleti koruyup kollayanlar kodese tıkılabilecektir. Artık yasa öyle diyor ne de olsa…
Hükümet, Meclis’i kullanarak AKP-PKK sürecini semirten yasal düzenlemeleri yapa-duruyor.
Ancak bir de tabii hukuk kuralları var. O da diyor ki:
Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner!
Yazıma bitirip sonuna ünlemi koyduğum esnada, önümde açık bulunan Mesnevi’ye gözüm ilişti, Hz. Mevlana şöyle sesleniyordu:
Ey adaleti belirsiz idareci, kurt yavrusunu emziren ahmak keçi gibisin! (Mesnevi, VI,1576).
Yasalaşan 4. Yargı paketi, Meclis’in AKP-PKK sürecine somut olarak dahil edilmesidir.
Sürece dair hiçbir bilgileri bulunmayan ve hatta bu hususta bilgisizliklerini itiraf eden Akil pazarlamacılar piyasaya yayıldılar. Milletin gazını almak için kolları sıvadılar.
PKK terör örgütü ise meşrulaşma sürecine girdi.
BDP, PKK ve akil pazarlamacılar, madem ki bir barış süreci başlatıldı, öyleyse terör örgütü, terörist, operasyon gibi şiddet içeren kavramları ve uygulamaları kaldırmamız lazım, diyorlar.
AKP-PKK sürecinin taşlarını yumuşak kavramlarla döşemek istiyorlar.
4. yargı paketiyle “terör”e somut yumuşatma ayarı çekildi.
Yumuşatmada AB ve AİHM katalizörleri kullanılıyor şüphesiz!
PKK ve Apo’nun talepleri, Meclis’ten paketler halinde geçmeye başladı.
Dağdakiler, AKP hükümetinin salt söz ve taahhütlerini kendileri için güvenilir ve hukuki bulmuyorlar çünkü. Açıkladılar bunu.
PKK terör elebaşları, devlet garantisi istiyor, aksi halde silah filan bırakmayız diyorlar.
Kandildekiler, yakın gelecekte silah bırakmayacaklarını açıklıyor.
AKP ise, askeri, o bölgelerden çekiyor. Yani devlet silah bırakıyor.
AKP sürükleniyor, Türkiye’yi de sürüklüyor.
Apo ise dağdakilerle zoru gösteriyor.
Zoru gören AKP, maalesef oldu-bittiyle Meclis’i işin içine çekiveriyor.
4. yargı paketi, Meclis’in AKP-PKK sürecine çekilmesinden başka nedir?!
Türk milletine ne getiriyor paket?! Hiçbir şey…
Fakat PKK terör örgütüne somut müjdeler veriyor.
Böyle olması zaten çok doğal… Zira AKP-PKK sürecinde, yükselen değer PKK, Apo, Kandil, federasyon… vs!
Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti (TC), üniter devlet, devletçilik, milliyetçilik… vs. ise ayaklar altına alınan ve düşürülen değer!
Yasalaşan 4. yargı paketi ile “örgüt suçu” yumuşatıldı; buradan epeyce PKK üyesi kodesten kurtarılacak…
Millete çaktırmadan kısmî bir af bu!
Milletin, cezaevlerinin kapısında bekleyerek salıverilen PKK’lıların sayısını sayacak hali yok elbette…
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “terör ve şiddet” eksenli suçlar da yumuşatıldı.
PKK, Apo ve federasyon propagandasına kimse bir şey diyemeyecek. Diyen suçlu olacak!
Daha ilginç olanı 4. Yargı paketiyle, öyle bir terör ve örgüt suçu tanımlaması yapılıyor ki, PKK ve Apocular sıyırıyor.
TCK madde 215’teki “suç ve suçluyu övme” fiiline, “kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike” kıstası getiriliyor.
Kamu düzeni ne, açık tehlike ne, yakın tehlike ne; belli değil… Bunların tefsiri, siyasetin karnında saklı!
AKP-PKK sürecinde Apo, PKK, Kandil ve federasyon…vs yükselen değer olunca; elbette kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike oluşturmuyor. Hatta bunlar AKP’nin “barış sürecinin birer parçaları” niteliği taşıyor.
Lakin “siyasallaştırılmış F tipi yargı” sisteminde ve AKP-PKK süreciyle artık Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, üniter devlet, terörle mücadele… gibi kavram ve kurumlar “alçaltılan değerler” cümlesindendir. Bu münasebetle sözkonusu değerleri savunmak ve öne çıkarmak, AKP-PKK süreci bağlamında “kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike” arz edeceği için, suç teşkil ettirilecektir.
4. yargı paketinin yeni kıstasıyla, PKK elamanları salıverilecek, onların yerlerine vatanı, milleti, devleti koruyup kollayanlar kodese tıkılabilecektir. Artık yasa öyle diyor ne de olsa…
Hükümet, Meclis’i kullanarak AKP-PKK sürecini semirten yasal düzenlemeleri yapa-duruyor.
Ancak bir de tabii hukuk kuralları var. O da diyor ki:
Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner!
Yazıma bitirip sonuna ünlemi koyduğum esnada, önümde açık bulunan Mesnevi’ye gözüm ilişti, Hz. Mevlana şöyle sesleniyordu:
Ey adaleti belirsiz idareci, kurt yavrusunu emziren ahmak keçi gibisin! (Mesnevi, VI,1576).
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019