AKP hükümetinin, Danıştay'ı refarandum paketine koyup millete boğdurtmaya çalışmasının perde arkasındaki en önemli sebeplerden biri de, hükümetin Yahudi Ofer'e el altından yaptığı Galataport peşkeşine Danıştay'ın engel olmasıdır. Danıştay, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarını sümen altından Ofer grubuna veremezsin, demiştir. Bu sebeple referandum paketine "hayır" demek, vatan, millet, hukuk ve iman borcu halini almıştır.İşte size AKP'nin elini-kolunu bağlayıp yetkilerini alarak hadım olmuş hukuk haline çevirmek istediği Danıştay'ın millet ve devlet adına "hayır"lı ve "yerinde" kararlarından birkaç örnek daha?Referandumda oyları bölmeden ve peşkeşçi AKP'ye kaptırmadan, 70 milyon hep beraber "Hayır"da yarışalım, diye bu örnekleri hatırlatıyorum?1- AKP hükümeti İstanbul'un gözbebeği ve iş merkezi Karaköy-Beşiktaş tarihî sahil yerleşkesindeki Galataport'u ihale-mihale yapmaksızın sümen altından Yahudî Sami Ofer grubuna devrediyor. Yine aynı şekilde rekabet ve pazarlık şartları oluşmaksızın, millet ve devlet menfaatleri gözetilmeksizin kelepir fiyatına TÜPRAŞ, TELEKOM, SEKA vs. en kârlı işletmeler, değerlerinin ve müştemilatlarının yüzde 1 fiyatına elden çıkartılıyor, ecnebilere devrediliyor. Danıştay hepsini durdurdu. Danıştay sürekli önüne çıktı, Galataport'u Yahudi Ofer'e böyle pazarlıksız veremezsin dedi. (Danıştay 6. Dairesi, 6 Ocak 2006). AKP Hükümeti, hukuku dolandı vereceklerini verdi. Aynı şekilde TÜPRAŞ, TELEKOM vs. en kârlı işletmeleri ecnebilere veremezsini, dedi, durdurma kararları verdi. (Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2004; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 3 Ocak 2006) Hükümet, TÜPRAŞ, TELEKOM gibi birçok işletmede yine yapacağını yaptı, elden çıkarttı. Galataport ise referandum sonrasını bekliyor.Referanduma evet demek, bütün bu peşkeşlere evet demektir. Galataport'un Yahudi Ofer'e peşkeş çekilmesine evet demektir.Bu işletmeler, milletin malıdır, tüyü bitmemeiş yetimlerin hakkıdır, ayağında çarık ve sırtında fanila olmayan milletimizin Kuruluş Mücadelesini dişinden-tırnağından artırıp ortaya çıkarttığı en kârlı işletmelerdir. Bunlar ecnebiye verilemez, bunları "peşkeş çekmeye hayır" demek için referanduma hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz!Tekel işletmelerinde de, şeker fabrikalarında da aynı peşekeş yaşanmıştır, Danıştay dur demiştir.2- "Tekel'i şakır şakır yabancıya sattık, işçilerini de ya kapının önüne koyalım ya da 4C çuvalına sokarak köle gibi çalışsınlar" hükmüne vardılar, Danıştay durdurdu. (Danıştay 12. Dairesi, 1 Mart 2010) "Şeker fabrikalarını da Tekel gibi yabancıya satalım, nasıl olsa işçilerini 4C yaparız" dediler, Danıştay onu da durdurdu. (Danıştay 13. Dairesi, 23 Ocak 2010)Referanduma evet demek, bütün bu peşkeşlere ve haksızlıklara evet demektir. Bu peşkeşleri ve haksızlıkları son erdirmek için referanduma hayır diyoruz! Hayırda yarışıyoruz!3- AKP hükümeti, 6-7 sene tıp okuduktan sonra üzerine 5 yıl daha ekleyip ihtisas için anası ağlayan doktorları, hem bedavaya çalıştırmak, hem de muayene açtırmamak istedi. Mesaiden sonra muayenehanende dahi çalışamazsın, dedi. Ya özele geçeceksin, yahut devlette çalışıyorsan muayenehane açmayacaksın dayatması yaptı. Sağlık hizmetini taşeronlara devretti. Öte yandan da ihtisas yapan doktorlara 1 700 TL civarında maaş verirken, henüz yeni mezun olmuş ve ihtisas yapmamış pratisyenlere de 5 bin TL artı, 2 bin 500 TL para vererek Aile Hekimi olarak atama yoluna gitti. Devlet ve üniversite hastanelerindeki doktorlara adeta kapıyı gösterdi. Doktorlar da mağdur oldu, millet de mağdur oldu. "Doktorlar ukalalık yapmasın, alayını taşeron yapalım, mal gibi kiralayalım" dediler, Danıştay durdurdu. (Danıştay 5. Dairesi, 22 Temmuz 2010; Anayasa Mahkemesi 16 Temmuz 2010 günü yasayı iptal etti)Referanduma evet demek, bu mağduriyetlere evet demektir. Bu mağduriyetlere son vermek için hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz! 4- AKP hükümeti, özürlüleri rencide edecek bir düzenleme yapmaya kalkıştı. "Özürlülerin ne kadar özürlü olduklarını nüfus cüzdanlarına yazalım, kimliklerini gösterdiklerinde ne kadar özürlü olduklarını bilelim" yönetmeliği çıkardı, Danıştay bunu da durdurdu. (Danıştay 10. Dairesi, 3 haziran 2008)Referanduma evet demek, özürlülerimize yönelik bu rencide edici tavırlara evet demektir. Milletimiz, özürlü evlatlarını kendisinden ayrı-gayrı görmediği için referanduma "hayır" diyecek, hayırda yarışacaktır."Hayır"lı referandum sonrasında da BTP'yi iktidara taşıyarak, BTP'nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri kapsamında tüm özürlü ve engelli vatan evlatlarına maaş bağlanacaktır, her türlü eğitim, rehabilitasyon ve sağlık hizmetleri devlet tarafından parasız karşılanacaktır.O halde 12 Eylül günü "hayırda yarışalım", şimdiden hayırlı hazırlıklar yapalım ki, referandum Türk milleti hakkında "hayır"lı olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019