logo
14 MAYIS 2024

Akşener'den Erdoğan'a: İktidar teslim edilmez devredilir

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin Meclis grup toplantısında konuştu
14.07.2021 13:38:00
Akşener'den Erdoğan'a: İktidar teslim edilmez devredilir
Akşener'den Erdoğan'a: İktidar teslim edilmez devredilir
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Bak Sayın Erdoğan, iktidar olmak milletin verdiği bir yetkidir ve bu yönüyle bir bayrak yarışıdır. O nedenle iktidar teslim edilmez, devredilir. Millet, sandıkta kararını ortaya koyar ve iktidar da o karara göre devredilir. Millet işareti verdiğinde bu iş biter. Hiçbir güç, o yüce kararın üzerinde değildir." dedi.

 

Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, tütün üreticilerini mağdur eden yasanın 6 ay ertelendiğini, atılan bu doğru adıma rağmen haklarını arayan çiftçilerin gözaltına alındığını söyledi.

Gözaltına alınanlar arasında 66 yaşındaki bir üreticinin de olduğunu dile getiren Akşener, "İşe bakar mısınız' İktidar yanlışı görüyor, yasağı erteliyor. Bu durumda, o üretici kardeşlerimiz ne yapmış oluyor' Bir yanlışı protesto etmiş oluyor. Buna rağmen evlerinden alınıp, cezaevine gönderiliyorlar. Buradan Sayın Erdoğan'a çağrıda bulunmak istiyorum. Bu yanlışı derhal düzeltin. Yazıktır, günahtır. Böyle haksızlık, böyle adaletsizlik olmaz. Böyle devlet yönetilmez." diye konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, 15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasının 5'inci yılı olduğunu anımsatarak, şehit düşen vatandaşları rahmet ve saygıyla andı.

Akşener, milletin, Meşrutiyet'ten bu yana tercihini hep demokrasiden ve milli iradenin üstünlüğünden yana kullandığını, her darbe, muhtıra ve vesayet girişimi sonrasında darbecilere en ağır siyasi bedelleri ödettiğini vurguladı.

İktidarın 15 Temmuz felaketinden ders alacağını umduklarını ancak bu umutlarının boşa çıktığını ifade eden Akşener, şunları kaydetti:

"(Kandırıldık, milletimiz affetsin) deyip ellerini yıkayıp çekildiler, olanlardan hiçbir ders almadılar. Ders almadıkları gibi, 'FETÖ'nün siyasi ayağını araştıralım' diye verdiğimiz önergelere her defasında 'Hayır' dediler. Üstüne bir de utanmadan bize çamur atmaya kalktılar. Ama milletimizin yüksek feraseti sayesinde o çamur ellerinde kaldı. Hukukun üstünlüğünü, liyakati, demokrasinin gereklerini kavrayacaklar diye umduk. Tam aksine, geçen her sene Türkiye'yi demokrasiden, adaletten ve devlet aklından daha da uzaklaştırdılar. Üstüne bir de ucube bir sistem uydurup milli birlik ve beraberliğimizi koltuk siyasetinin zehirli diliyle kirlettiler. Aradan 5 sene geçmiş. Yetki var ama sorumluluk yok. Suç var ama üstüne alan yok. Beraber yol yürünmüş, kurumlar paylaşılmış, zengin olunmuş, günahın tövbesi dışında, siyasi bedeli yok."

- "İktidar teslim edilmez, devredilir"

Türkiye'nin dört bir yanında milletin İYİ Partiyi iktidara çağırdığını savunan Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çaktırmamaya çalışsa da aslında bu gerçeği Sayın Erdoğan da görüyor. İşte tam da bu gerçeğin telaşıyla her hafta yeni bir gafın altına imza atıyor. Bu haftanın gafı iki gün önceydi. Kendisi yine çıktığı bir kürsüde dedi ki 'memleketi bunlara teslim edemeyiz' Aynen böyle dedi. Sayın Erdoğan, devleti teslim aldığını sanıyor ya seçim kaybedince de teslim edeceğini düşünüyor. Şu zihniyete bakar mısınız' Şu gaflete bakar mısınız' Bak Sayın Erdoğan, iktidar olmak milletin verdiği bir yetkidir ve bu yönüyle bir bayrak yarışıdır. O nedenle iktidar teslim edilmez, devredilir. Millet, sandıkta kararını ortaya koyar ve iktidar da o karara göre devredilir. Millet işareti verdiğinde bu iş biter. Hiçbir güç, o yüce kararın üzerinde değildir.

Yani, sen ve küçük ortağın beğenseniz de beğenmeseniz de demokrasilerde esas olan milletin iradesi ve milletin kararıdır. Ama eğer millet iradesiyle probleminiz varsa, eğer aklınızdan başka bir şeyler geçiyorsa, benden sana tavsiye, çok uzaklara gitme, yakın tarihimize bak. Millet iradesinin nasıl bir sel olduğunu, nasıl önünde hiçbir engelin tutunamadığını, açıkça görürsün. Sayın Erdoğan, günü geldiğinde Türkiye'yi kimin yöneteceğine sen değil, milletimiz karar verecek. Ve o karar verildiğinde sen de aynı senden öncekiler gibi yapılması gerekeni yapacak ve elinde çiçeklerle iktidarı devredip senden sonra gelene görevinde başarılar dileyeceksin. Rahmetli Ecevit'in yaptığı gibi. Bu kadar basit. Bunu böyle bil, aklını başına al."

- "Yörüklük bir yaşam biçimidir"

Yörüklerin yaşadığı sorunlara değinen Akşener, Yörük çadırlarının ağır bir tehdit altında olduğunu öne sürdü.

Göçebelik veya konar-göçerliğin Türk kültürünün bir parçası olduğuna işaret eden Akşener, "Yörüklük bir yaşam biçimidir. Ama ne yazık ki Yörüklüğü de Yörükleri de onların üretim biçimi olan konar-göçer yaşamı da yok ediyorlar. Yörüklerin, sürüleriyle birlikte yaptıkları o geleneksel yolculuğa bile tahammül edemiyorlar. Karşılarına jandarmayı, zabıtayı çıkarıyorlar. Mera parası, orman parası, toprak bastı parası derken karşılarına her tülü engeli çıkarıyorlar. Bırakın sahip çıkmayı, yollarını kesiyorlar." ifadelerini kullandı.

Akşener, iktidara geldiklerinde Yörüklerin göç yolları haritasını çıkaracaklarını, güvenliklerini sağlayacaklarını, göç yolları üzerindeki kamuya ait Hazine arazilerini, mera ve otlakları, oba oba tahsis edeceklerini, mobil süt sağım üniteleri sağlayacaklarını, yol boyunca temiz içme suyu, mobil tuvalet, banyo, kitaplık ve internet erişimi sağlayacaklarını anlattı.

-"Kurban Bayramı dönemine özel fiyat ilan edilsin"

Yaklaşan Kurban Bayramı'nı anımsatan Akşener, her yıl kurban ibadeti için yaklaşık 900 bin büyükbaş, 3 milyona yakın da küçükbaş hayvan kesildiğini söyledi.

Türkiye'nin, vatandaşların 5 liralık kıyma, yarım kilo çorbalık tavuk kırpıntısı aldığı bir ülke haline geldiğini ileri süren Akşener, Et ve Süt Kurumunun, Kurban Bayramı dönemine özel, karkas kesim referans fiyatı ilan etmesini istedi.

Akşener, Millet İttifakı belediyeleri başta olmak üzere, tüm büyükşehir ve il belediyelerine şu çağrıda bulundu:

"Şehrinizde misafir ettiğiniz besicilere ve hayvanlara gereken konforu sağlayın. Kaba ve karma yem yardımı yapın. Besicilerden alınan ücretleri ve sağlanan gelirleri asgari seviyede tutun. Et ve Süt Kurumu devreye girmezse siz devreye girin ve elde kalan hayvanları satın alın. İhtiyaç sahiplerine ve gıda yardımı yaptığınız vatandaşlarımıza, buradan üretilecek etleri, taze ya da işlenmiş olarak dağıtın. Bu, hem zorluk çeken vatandaşlarımız için önemli bir hizmet olur hem de yüzbinlerce vatandaşımızın ekmek yediği bir sektöre can suyu olur."

Fındık üreticilerinin sorunlarına da değinen Akşener, artan maliyetler, dolar kuru, refah payı, enflasyon ve dünyadaki rekolte düşüşü göz önüne alındığında bu yıl için kilo başına 35 liranın uygun olacağını kaydetti.

Akşener, "Sayın Erdoğan, Rizelilik, Karadenizli fındık üreticisini yabancı şirketlere ezdirmeyerek olur. Eğer, her fırsatta söylediğin gibi gerçekten Karadeniz'in oğluysan o zaman bu sefer yabancı lobilerin elemanlarını bu işten uzak tut ve fındık üreticilerimize sahip çık." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu sıralar "Çin Komünist Partisine şirin görünmeye" çalışmakla meşgul olduğunu iddia eden Akşener, şöyle devam etti:

"Kendisi, Çin Komünist Partisinin, 100'üncü kuruluş yıl dönümü için yeni kankası, Şi Cinping'i arayıp, pamuk gibi yumuşacık mesajlar vermiş. Yalnız yanlış olmasın, Türkiye'dekini değil, orijinalini aramış. Peki görüşmede neler var' İlişkileri ilerletme arzusu, Çin politikalarına tam destek, bol miktarda takdir, teşekkür, övgü var. Peki Uygurlara yapılan soykırıma, evlerinden alınan erkeklerin köle kamplarına yerleştirildiği veya Uygur evlerine Çinli erkeklerin yerleştirildiği konularında bir şey var mı' Yok. Dünya Uygurlara sahip çıkarken Sayın Erdoğan, Çin'le ilişki geliştirme peşinde."

-"Nedense bu tesislerin sadece depoları yanıyor"

Akşener, konuşmasının bir bölümünde eczacılık fakültesi öğrencisi Kemal Hündür'ü kürsüye davet etti.

Hündür'ün ardından konuşmasına kaldığı yerden devam eden Akşener, Türkiye'de doğaya, çevreye ve insan sağlığına dair krizlere her gün bir yenisinin eklendiğini ileri sürdü.

"Betondan başka bir şeyi bilmeyen AK Parti iktidarının ellerinde doğal güzelliklerimiz, ormanlarımız yok ediliyor, sularımız kirletiliyor. Denizlerimize daha önce görmediğimiz belalar musallat oluyor." diyen Akşener, son yıllarda atık sektöründeki plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında bazı yangınlar çıktığına işaret etti.

Akşener, Interpol raporlarında; çöp ticaretinin artık bir suç faaliyetine dönüştüğü, uluslararası dolaşıma giren plastik atıkların yasa dışı şekilde bertaraf edildiğine yönelik tespitlerin olduğunu aktardı.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlginçtir, nedense bu tesislerin sadece depoları yanıyor. Bu yangınlar nedense ana tesise hasar vermiyor, sadece depolardaki atıklar yanıyor. Ya depolanmış plastik atıklar yanıyor ya da normal şartlarda ithalatı yasak olan çöpler yok oluyor. Böylelikle, yasaklı ithal malzemeye dair kanıtlar da mistik bir biçimde ortadan kalkmış oluyor. Ben bunlara akıllı yangın deyince konunun ilgilileri çok kızıyor ama ne yapalım; veriler ortada. 2016'da plastik ve geri dönüşüm fabrikalarında 8, 2017'de 7 yangın, 2020'de nedeni bilinmeyen tam 65 yangın çıkmış. Yangınlardaki bu artışın sebebi nedir' Geçen hafta itibarıyla yeniden serbest bırakılan çöp ithalatından başka bir şey değil. 'Çöpün de ithalatı mı olur'' demeyin. Maalesef oluyor. Batı dünyası ve Avrupa, kendi çöplerini az gelişmiş ülkelere gönderiyor. 2015 yılına kadar bu çöplerin büyük kısmı Çin'e gidiyordu. Ancak Çin bile doğasını, çevresini düşünerek 2017'de çöp ve atık ithalatını yasakladı. Peki, artık Çin'e gitmeyen bu çöpler, nereye gitmeye başladı dersiniz' Malezya, Bangladeş, Filipinler ve maalesef Türkiye'ye gelmeye başladı. AK Parti iktidarının dış ticaret anlayışına bakar mısınız' Sayın Erdoğan'ın ithalat sevgisinin ulaştığı noktaya bakar mısınız'"

-"Kesin bilgi, yayalım"

İktidara geleceklerini ve buna herkesin hazır olması gerektiğini savunan Meral Akşener, "Nereden biliyorum biliyor musunuz' Sayın Erdoğan da ortağı da, saray şürekası da iktidar medyası da bir şeyi çok merak ediyor. O merakla yatıp, o merakla kalkıyorlar. Her yerde aynı soruyu soruyorlar: 'İYİ Parti'nin, Millet İttifakı'nın, cumhurbaşkanı adayı kim olacak'' diyorlar. Buradan, kendilerine açık ve net cevap vermek istiyorum. Rahat olun, stres yapmayın, kendinizi de çok yıpratmayın, yaşlı başlı adamlarsınız. Siz hiç merak etmeyin, bizim cumhurbaşkanı adayımız Türkiye Cumhuriyeti'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacak. Kesin bilgi, yayalım." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Akşener, toplantının başlangıcında partisine katılan üyelere de rozet taktı.

İsrail Nuseyrat Mülteci Kampı'nda 3 katlı bir evi bombaladı
14 sivil hayatını kaybetti
Gökyüzünde eşsiz şölen
Türk Yıldızları nefesleri kesti
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İsrail Nuseyrat Mülteci Kampı'nda 3 katlı bir evi bombaladı
14 sivil hayatını kaybetti
Gökyüzünde eşsiz şölen
Türk Yıldızları nefesleri kesti
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor

Devlet destek verecek yerde köstek oluyor

 
 
Türkiye'de çiftçilik zor iş, Güneydoğu'da çok daha zor bir iş. Hele hele sulamalı tarım yapıyorsanız hepten zor. Zira elektrik giderleri çok para tutuyor. Devlet çiftçilerin sulamayla karşılaştığı sorunu çözmek yerine garibanların üzerine Dicle Elektrik'in elemanlarını salıyor. Gariban çiftçiler üretimle yüksek elektrik faturaları arasında kalıyor. 
13.05.2024 19:00:00 / Güncelleme: 13.05.2024 20:16:18
AHMET TURAN YİĞİT
Devlet destek verecek yerde köstek oluyor
Devlet destek verecek yerde köstek oluyor

Dicle Elektrik; Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak'ta 2.2 milyon aboneye hizmet veriyor. Bölge kaçak elektrik kullanımının Türkiye'de en yaygın olduğu bölge konumunda. 2013 yılındaki özelleştirme öncesinde kayıp kaçak oranı yüzde 76'lar civarındaydı. Geçen sene itibarıyla yüzde 42'lere indi.

Kaçak elektrik kullanımının büyük bölümü tarımsal sulama faaliyetleri esnasında gerçekleşiyor. Çünkü bölgede hüküm süren kuraklık nedeniyle çiftçi ihtiyaç duyduğu suyu 700 metreye varan sondajlardan temin etmek zorunda kalıyor. Güneydoğu; Türkiye'nin pamuk, buğday, mercimek, nohut deposu... Oysa çiftçinin tarlasına suyu devlet getirmek zorunda. Ne gezer! Aksine çiftçinin kapısına jandarma ya da polis eşliğinde Dicle Elektrik'in (DEDAŞ) bodyguardları gidiyor. Hükümet sorunu çözmek yerine meseleyi özel sektöre havale ediyor.

DEDAŞ'a göre 6 ilin tamamında kayıtlı 140 bin çiftçiden yaklaşık 65 bini sulu tarım yapıyor. Bölgede 9.8 milyon dönüm sulu tarım alanı bulunurken toplam sulamanın yüzde 79'u aşırı elektrik tüketen motopomplarla gerçekleştiriliyor. Örneğin kırmızı mercimeğiyle ünlü Mardin Kızıltepe'de kuyudan motopompla su çekmek dışında başka alternatif yok.


Borç, Ağrı Dağı'nı da aştı

Güneydoğu'da çiftçiler yılda yaklaşık 7 milyar kilovat/saat elektrik tüketiyor. Türkiye'de tüketilen elektriğin yüzde 2.4'üne denk geliyor bu. Bölgede tarlaların yüzde 50'sinde sulu tarım yapılıyor. Bölgedeki çiftçilerin elektrik borcu 30 milyar liraya ulaşmış... Bu sadece ana para, bir de bunun faizi var! Bırakın ürünlerini servetlerini satsalar ödeyemezler. Peki çiftçiler bu şartlarda ne yapsın? İki şık var: ekmeyecek, biçmeyecek, borcunu da ödemeyecek ya da susuz tarım yapacak. Susuz tarım yaparsa pamuk üretimi sıfırlanacak. Türkiye'nin pamuk ithalatı fırlayacak. Zaten çiftçiler zor şartlarda üretim yapıyor.

Bitirin çiftçiyi bakalım, ne yiyeceksiniz?

Şanlıurfa'dan bir ziraat mühendisi, çiftçilerin hep zarara uğradığına işaret ederek, "Çünkü ektikleri pamuk ve tahıl çok ucuza satıldı. Çiftçi zarar ettiğinde borçlarını ödeyemiyor. Dicle Elektrik ayrıca borçlarını ödemeyen çiftçilere elektrik verilmeyeceğini de söylüyor. Şirket elektrik sağlamazsa tarım olmaz. Bugün bölgemizde insanların geçimi tarıma bağlı" ifadeleriyle durumu özetliyor. Güneydoğu'da çiftçi yıllarca fahiş elektrik faturalarının altında eziliyor. Sulama meselesine hükümet el atmadıkça da bu sorun giderek derinleşecek. 

Van'da işten çıkarılan işçiler yürüyüş düzenledi

Van'da DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkarılan işçiler, yürüyüş yaparak kararı protesto etti.
13.05.2024 14:36:00
İhlas Haber Ajansı
Van'da işten çıkarılan işçiler yürüyüş düzenledi
Van'da işten çıkarılan işçiler yürüyüş düzenledi
DEM Partili Van Büyükşehir Belediyesi ile İpekyolu Belediyesi, 1 Mayıs İşçi Bayramı'ndan 1 gün sonra çok sayıda işçinin iş akdine son vermişti. İşten çıkarılan işçiler, HAK-İŞ Van Şubesi öncülüğündeki eylemlerini sürdürüyor.

Protestolar kapsamında sendika binası önünde bir araya gelen işçiler; Soydan Kavşağı, ardından Maraş Caddesi'nden devam ederek İpekyolu Belediyesi binasına kadar yürüdü.

Ellerindeki pankartlarla belediye önünde davullu protestolarını sürdüren işçiler, daha sonra basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Vekili Halil Özdemir, Türkiye, 31 Mart Yerel Seçimlerini geride bırakırken, bazı belediyelerde seçimden icraata geçilemediğini belirtti. Seçim sonrası halkın yüksek beklentisinin hayal kırıklığına dönüştüğünü ifade eden Genel Başkan Vekili Özdemir, 'Hizmetin konuşulması gereken bir zamanda, bazı CHP'li ve DEM'li belediyelerin işçilere yaptığı baskılar, tehditler ve kıyımlar konuşuluyor. Bunlardan biri de Van Büyükşehir ile İpekyolu belediyeleridir. Her iki belediyede de 31 Mart seçimlerinde yönetime gelen belediye başkanları, maalesef Van halkını hayal kırıklığına uğratmıştır. Van Büyükşehir ve İpekyolu belediyelerinde 1 Nisan'dan beri emekçiler sendikal baskıya uğruyor, iş akitleri haksız ve hukuksuz bir şekilde feshediliyor. Van Büyükşehir Belediyesi BELVAN A.Ş.'de 225, VASKİ Genel Müdürlüğüne bağlı iştirak şirketi VANSU'da 170, İpekyolu Belediyesinde 280, toplam 700'e yakın arkadaşımız haksız ve hukuksuz bir şekilde ekmeğinden ediliyor' dedi.

Van Büyükşehir Belediyesi ile İpekyolu Belediyesinin Van halkına hizmet etme noktasında mücadele etmesi gerekirken, işçilerle mücadele yolunu seçtiğini dile getiren Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Oysa emek deyince, emekçi deyince, ekmek deyince, hak, hukuk, adalet deyince, barış, özgürlük, kardeşlik deyince, en çok bunların sesi çıkıyordu. Mazbatayı alınca 700'e yakın emekçiyi işinden, aşından, özgürlüğünden ettiler. Şimdi demezler mi size, 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu'. Nerede emekçi söyleminiz' Nerede kaldı adaletiniz' Nerede kaldı özgürlük ve kardeşlik' Demek ki her şey, seçimi kazanana kadarmış. Lütfen, söylemlerinizin arkasında durun. Emekten yanı mısınız, emek düşmanı mısınız' Barışçıl mısınız savaşçı mısınız' Kardeşlikten kastınız nedir' Söyleyin de anlayalım. Oy isterken işçiyi kardeş bil, kazanınca ötekileştir. Böyle politika olmaz ama her atı alan Üsküdar'ı geçemez. Bu adaletsizliğe, bu kıyıma, bu hak gaspına sessiz kalmayacağız.'

Yapılan basın açıklamasının ardından oturma eylemine geçildi.

Yargıtay Başkanı 36. turda da seçilemedi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 36. tur oylamasında da hiçbir aday seçilme yeterliliğini sağlayamadı.
13.05.2024 12:54:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı 36. turda da seçilemedi
Yargıtay Başkanı 36. turda da seçilemedi
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi günü sandık başına gitti.

Seçimin ilk 35 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle 36. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu, Akarca 111, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 169 oy aldı. Seçime katılım 327 olarak kayıtlara geçerken, 36 oy geçersiz sayıldı. Boş oy rakamı ise 11 oldu.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçimin 37. tur oylaması yarın yapılacak.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı evde birlikte kaldıkları, örgütün gizlilik talimatları ile hareket ettikleri ve kendilerini çevrelerindeki yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, tüm sanıkları 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırdı.
13.05.2024 12:23:00
İhlas Haber Ajansı
Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası
Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası
Fethullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın, örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı evde birlikte kaldıkları, örgütün gizlilik talimatları ile hareket ettikleri ve kendilerini çevrelerindeki yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları iddiasıyla yargılandığı dava karara bağlandı.

İstanbul 24.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Selman Gülen Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Sanık avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatını talep etti.

6'şar yıl 3'er ay hapis cezası

Kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ü 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Sanık Selman Gülen'in tutuklulukta geçirdiği süreyi de dikkate alan heyet, imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Diğer sanıkların ise haklarındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmedildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheliler Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ün, örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı ve kira sözleşmesi başkası tarafından yapılmış bir evde birlikte kaldıkları, kendilerini çevrelerinde yaşayanlara farklı isimler ile tanıttıkları, yakalanmamak amacıyla tedbir alarak market alışverişini dahi internet tabanlı market uygulamaları üzerinden yaptıkları ve yıllarca herhangi bir gelir getirici işte çalışmamalarına rağmen evlerinde 4 bin 500 dolar, 850 euro ve 500 kron paranın bulunduğu kaydedildi.

Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergiledikleri, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettikleri ve kendi iradelerini örgüt yöneticilerinin iradesine rızaen teslim ettikleri belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ün 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.