Evliya ile konuşmak ve onu görmek, Allah-ü Teâlâ'yı hatırlamaya sebep olur. Allah-ü Teâlâ'dan başka her şey kalbe soğuk gelir. Allah-ü Teâlâ, "Evliyam şunlardır ki; Ben anılırsam onlar hatırlanır, onlar hatırlanınca Ben anılırım" buyurmaktadır.
Resûlullah Efendimize evliyanın alametleri sorulunca, "Onlar görülünce Allah hatırlanır" buyurmaktadır.
Onlar her devirde bulunurlar ve kıyamete kadar dini ihya ve ikame ederler.
Bir kutsi hadis-i şerifte ise Allah-ü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Her kim Benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak Ben ona harp açarım (dostumun intikamını alırım). Bir kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle Bana yaklaşmamıştır. Kulum Bana nafile ibadetleriyle de durmadan yaklaşır; nihayet onu severim. Bir kere de onu sevdim mi artık Ben o kulumun (özel ihsan edeceğim nurum ile) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden herhangi bir şey isterse, onu verir, Bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim." (Buhari, Rikak 38; İbn-i Mace, Fiten 16).
Bu kutsi hadiste mürşid-i kamile (Allah dostlarına) ait birçok özellikler anlatılmaktadır. Hadisi biraz düşünerek ve gözümüzle değil de aklımızla ve kalbimizle okursak şu önemli neticeleri elde ederiz:
Allah dostları (hususiyle mürşid-i kamil) İlahi koruma altındadır. Onlara eziyet Cenab-ı Hakk'ı gayrete getirir.
Onlara sataşan İlahi azaba uğrar.
Allah (c.c.) sevdiği kuluna diğer kullardan ayrı hususiyetler ve hasletler verir. Başkalarının göremediği hikmet ve tecellileri o görür. İşitemediğini o işitir. Güç yetiremediğine o güç yetirir. Çünkü ona ayrı bir nur ve yetki verilmiştir.
Veli (kâmil mürşid) naz makamındadır. Duaları müstecab ve makbuldür.
Allah-u Teâlâ'nın bu şekilde sevdiği ve övdüğü bir kimseyi, "Ben Allah'a iman ettim, ben Rabbimi severim" diyen her mü'minin sevmesi ve saygı göstermesi vacip; ona yakın olup, o eşsiz ilim ve maneviyattan istifade etmesi ise kaçınılmaz bir hakikattir.
Şimdi de evliyaullahın (Allah dostlarının) hadis-i şeriflerde anlatılan diğer özelliklerine geçelim:
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Ümmetimden bir topluluk (kıyamete kadar) Allah'ın emrini ayakta tutmaya devam ederler. Onları terk edenler ve muhalif davranalar, onlara bir zarar veremez. Bu, Allah'ın (kıyamet) emri gelinceye kadar devam eder. Onlar insanlara devamlı üstün gelirler." (Buhari İ'tisam 10; Müslim İmamet, 53; Tirmizi Fiten 27).
"Ümmetimden her devirde sabikun (hayırlarda önderlik eden ehlullah) bulunur" (Ebu Nuaym, Hilyet'ül-Evliya; Suyuti, El Camiu's-Sağir 2. No 7327).
"Şüphesiz Allah-u Teâlâ bu ümmet için her yüz senenin başında onları dinlerini yenileyecek (kalpleri nifak ve gafletten, hallerini bid'at ve ma'siyetten temizleyip kulları Allah'a sevk edecek) kimseler gönderir." (Ebû Davud, Melahim).
Hadis-i şeriflerden de anladığımız üzere, Allah dostları, Resûlullah'ın (s.a.v.) vârisi ve halifeleridir. Ehl-i Beyt'i bir nur yayar ve sünneti ihya, kulları ıslah ederler. Onlara hürmet Allah'a, Resûlü'ne ve Ehl-i Beyt'ine hürmet olur.
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Âlimlere ikram (ve hürmet) ediniz. Onlar Peygamber vârisleridir. Kim onlara ikramda (ve hürmette) bulunursa Allah ve Resûlü'ne hürmette bulunmuş olur." (Suyuti, el-Camiu's-Sağir c.1, s.212).
Resûlullah (s.a.v.) üç defa, "Allah'ım halifelerime rahmet et!" diye dua etti.
Ashab, "Halifeleriniz kimlerdir, ya Resûlallah?" diye sorunca, Efendimiz (s.a.v.), "Onlar sünnetimi ihya eden ve onu Allah'ın kullarına öğreten" buyurdu." (İbn-i Abdilberr, Camiu'l-Beyan c.1, s.46).
"Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Şüphesiz peygamberler altın ve gümüş (cinsi maddi şeyler) miras bırakmazlar. Onlar sadece ilim bıraktılar. Kim o ilmi alır (ve hakkı ile amel edip yayarsa) (dünya ve ahiret) büyük bir nasib (ve derece) elde etmiş olur." (Ebu Davud; Tirmizi, İlim s.19; İbn-i Mace, Mukaddime, s.17). (devam edecek...)
Resûlullah Efendimize evliyanın alametleri sorulunca, "Onlar görülünce Allah hatırlanır" buyurmaktadır.
Onlar her devirde bulunurlar ve kıyamete kadar dini ihya ve ikame ederler.
Bir kutsi hadis-i şerifte ise Allah-ü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Her kim Benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak Ben ona harp açarım (dostumun intikamını alırım). Bir kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle Bana yaklaşmamıştır. Kulum Bana nafile ibadetleriyle de durmadan yaklaşır; nihayet onu severim. Bir kere de onu sevdim mi artık Ben o kulumun (özel ihsan edeceğim nurum ile) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden herhangi bir şey isterse, onu verir, Bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim." (Buhari, Rikak 38; İbn-i Mace, Fiten 16).
Bu kutsi hadiste mürşid-i kamile (Allah dostlarına) ait birçok özellikler anlatılmaktadır. Hadisi biraz düşünerek ve gözümüzle değil de aklımızla ve kalbimizle okursak şu önemli neticeleri elde ederiz:
Allah dostları (hususiyle mürşid-i kamil) İlahi koruma altındadır. Onlara eziyet Cenab-ı Hakk'ı gayrete getirir.
Onlara sataşan İlahi azaba uğrar.
Allah (c.c.) sevdiği kuluna diğer kullardan ayrı hususiyetler ve hasletler verir. Başkalarının göremediği hikmet ve tecellileri o görür. İşitemediğini o işitir. Güç yetiremediğine o güç yetirir. Çünkü ona ayrı bir nur ve yetki verilmiştir.
Veli (kâmil mürşid) naz makamındadır. Duaları müstecab ve makbuldür.
Allah-u Teâlâ'nın bu şekilde sevdiği ve övdüğü bir kimseyi, "Ben Allah'a iman ettim, ben Rabbimi severim" diyen her mü'minin sevmesi ve saygı göstermesi vacip; ona yakın olup, o eşsiz ilim ve maneviyattan istifade etmesi ise kaçınılmaz bir hakikattir.
Şimdi de evliyaullahın (Allah dostlarının) hadis-i şeriflerde anlatılan diğer özelliklerine geçelim:
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Ümmetimden bir topluluk (kıyamete kadar) Allah'ın emrini ayakta tutmaya devam ederler. Onları terk edenler ve muhalif davranalar, onlara bir zarar veremez. Bu, Allah'ın (kıyamet) emri gelinceye kadar devam eder. Onlar insanlara devamlı üstün gelirler." (Buhari İ'tisam 10; Müslim İmamet, 53; Tirmizi Fiten 27).
"Ümmetimden her devirde sabikun (hayırlarda önderlik eden ehlullah) bulunur" (Ebu Nuaym, Hilyet'ül-Evliya; Suyuti, El Camiu's-Sağir 2. No 7327).
"Şüphesiz Allah-u Teâlâ bu ümmet için her yüz senenin başında onları dinlerini yenileyecek (kalpleri nifak ve gafletten, hallerini bid'at ve ma'siyetten temizleyip kulları Allah'a sevk edecek) kimseler gönderir." (Ebû Davud, Melahim).
Hadis-i şeriflerden de anladığımız üzere, Allah dostları, Resûlullah'ın (s.a.v.) vârisi ve halifeleridir. Ehl-i Beyt'i bir nur yayar ve sünneti ihya, kulları ıslah ederler. Onlara hürmet Allah'a, Resûlü'ne ve Ehl-i Beyt'ine hürmet olur.
Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Âlimlere ikram (ve hürmet) ediniz. Onlar Peygamber vârisleridir. Kim onlara ikramda (ve hürmette) bulunursa Allah ve Resûlü'ne hürmette bulunmuş olur." (Suyuti, el-Camiu's-Sağir c.1, s.212).
Resûlullah (s.a.v.) üç defa, "Allah'ım halifelerime rahmet et!" diye dua etti.
Ashab, "Halifeleriniz kimlerdir, ya Resûlallah?" diye sorunca, Efendimiz (s.a.v.), "Onlar sünnetimi ihya eden ve onu Allah'ın kullarına öğreten" buyurdu." (İbn-i Abdilberr, Camiu'l-Beyan c.1, s.46).
"Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Şüphesiz peygamberler altın ve gümüş (cinsi maddi şeyler) miras bırakmazlar. Onlar sadece ilim bıraktılar. Kim o ilmi alır (ve hakkı ile amel edip yayarsa) (dünya ve ahiret) büyük bir nasib (ve derece) elde etmiş olur." (Ebu Davud; Tirmizi, İlim s.19; İbn-i Mace, Mukaddime, s.17). (devam edecek...)
Gülsüm Kavak / diğer yazıları
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -2- / 29.08.2021
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020