‘Allah, o gibileri yeryüzünden alsın’
Nefsini sevince boğan, dünya sultanları önünde zerreler gibi küçülen; onların önünde zelil ve hakir düşen pespayelere uymayınız
03.02.2025 00:50:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Nefsini sevince boğan, dünya sultanları önünde zerreler gibi küçülen; onların önünde zelil ve hakir düşen pespayelere uymayınız.
Onlar, Hakk'ın emrettiğini demez, onun yasak kıldığını bildirmez. Şayet böyle bir şeyi yapacak olsa dahi nefsi, şeytanı için, nifakı için yapar. Allah, o gibileri yeryüzünden alsın. Yeri, onların kirinden temiz etsin.
Rabbimiz, cümle münafıkı yeryüzünden ya temizlesin ya da onları ıslâh etsin, tevbe nasip etsin ve hidayet versin.
Şu kimseye kızarım ki, dille: "Allah, Allah... der, fakat başkasında kuvvet görür."
Ey Allah'ı anan, kendini O'nun yanında bilerek an. Dilden O'nu anıp, kalbin başkasında olmasın.
Bana dost ve düşman aynı görünür. Yeryüzünde seçmiş olduğum ne bir dostum, ne de düşmanım var.
Ama bu hudut, tevhidin sıhhat hâlini bulmasına kadar uzar ve orada kalır. Kim ki, tevhid işinde sağlık bulur, halkı âciz görür ve o benim dostum olur.
Ama benim asıl dostum Allah'a karşı ittika (günah işlemekten çekinip sakınan) üzere olandır.
Düşmanım ise, Hakk'a karşı isyan bayrağı açandır. İşte imanımın dostu ve onun düşmanı...
Allah'ım, bu hâlimi gerçeğe ilet. Yolumu açık tut. Doğru yolda bana sebat ver. Verdiğin iyi hâli, bir daha almamak üzere hibe et; emanet olarak verme.
Anlatmak istediğim mevzu mühimdir. Yalnız kuru dâva, boş söz, temenni ile elde edilmez. İsimler almak, lâkablar kullanmak, dil gürültüsünü öğrenmiş olmak bir fayda sağlamaz.
Ancak ihlâsa sahib olmak, riyayı terk etmek ve nefse, şeytana, boş arzulara karşı savaş açmakla olur.
Akıllı olunuz. Sizde hakikî kalbi bulamıyorum. Kalplerin sahibine karşı irfanı sizde göremiyorum.
Nefisleriniz, güzelleşmiyor, hayrını ve şerrini öğrenmiyor. O, kibirle dolu, azametle kaplı. Hak yol, onun tuttuğu yol değil. Hak yolu arayan: - Ben, benim için, benimle... demez.
Bu yol, önden sona mahviyet ve yoklukla doludur, imanın zayıflık devresinde: - Allah'tan başka ilâh yoktur, denir.
İman tam kuvvetini bulunca: - Senden gayrı ilâh yoktur, sözü ile hitab edilir; çünkü iman müşahede hâlini bulmuştur.
Her kim ki, kullara bakar, aradığını onlardan bekler, o Hakk'a karşı kör olur. Halka bakan, Hakk'a dair olan bir şeyi göremez, O'nun kapısına varamaz.
Çünkü Hakk'a hizmet etmiyor, O'nun emrini tutmuyor. Onunla sohbet etmek istemiyor.
Eğer ki, gençlik çağında Hakk'a hadim olsa, yaşlı devrinde elbet Hak onu kimseye muhtaç kılmaz. Kul niçin hizmetinin karşılığını almasın ki, Allah kendini bilip hizmet etmeyenlerin bile ecrini ihsan eder; bilerek kulluk edene neden vermesin?
İman sahibi, yaşını aldıkça, imanını kuvvetlendirir ve halka karşı gına duyar; çünkü Hakk'a yaklaşmaktadır. Elinde zerresi, bir lokması ve bir hırkası dahi olmasa yine kullara el açmaz.
Sözlerimi ayık olarak dinleyiniz. Kelâmımı arkaya atmayınız. Ben halk içinde Hakk'ı yerine getirmek isterim. Sözlerimin her biri tecrübenin mahsulüdür." 8Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Onlar, Hakk'ın emrettiğini demez, onun yasak kıldığını bildirmez. Şayet böyle bir şeyi yapacak olsa dahi nefsi, şeytanı için, nifakı için yapar. Allah, o gibileri yeryüzünden alsın. Yeri, onların kirinden temiz etsin.
Rabbimiz, cümle münafıkı yeryüzünden ya temizlesin ya da onları ıslâh etsin, tevbe nasip etsin ve hidayet versin.
Şu kimseye kızarım ki, dille: "Allah, Allah... der, fakat başkasında kuvvet görür."
Ey Allah'ı anan, kendini O'nun yanında bilerek an. Dilden O'nu anıp, kalbin başkasında olmasın.
Bana dost ve düşman aynı görünür. Yeryüzünde seçmiş olduğum ne bir dostum, ne de düşmanım var.
Ama bu hudut, tevhidin sıhhat hâlini bulmasına kadar uzar ve orada kalır. Kim ki, tevhid işinde sağlık bulur, halkı âciz görür ve o benim dostum olur.
Ama benim asıl dostum Allah'a karşı ittika (günah işlemekten çekinip sakınan) üzere olandır.
Düşmanım ise, Hakk'a karşı isyan bayrağı açandır. İşte imanımın dostu ve onun düşmanı...
Allah'ım, bu hâlimi gerçeğe ilet. Yolumu açık tut. Doğru yolda bana sebat ver. Verdiğin iyi hâli, bir daha almamak üzere hibe et; emanet olarak verme.
Anlatmak istediğim mevzu mühimdir. Yalnız kuru dâva, boş söz, temenni ile elde edilmez. İsimler almak, lâkablar kullanmak, dil gürültüsünü öğrenmiş olmak bir fayda sağlamaz.
Ancak ihlâsa sahib olmak, riyayı terk etmek ve nefse, şeytana, boş arzulara karşı savaş açmakla olur.
Akıllı olunuz. Sizde hakikî kalbi bulamıyorum. Kalplerin sahibine karşı irfanı sizde göremiyorum.
Nefisleriniz, güzelleşmiyor, hayrını ve şerrini öğrenmiyor. O, kibirle dolu, azametle kaplı. Hak yol, onun tuttuğu yol değil. Hak yolu arayan: - Ben, benim için, benimle... demez.
Bu yol, önden sona mahviyet ve yoklukla doludur, imanın zayıflık devresinde: - Allah'tan başka ilâh yoktur, denir.
İman tam kuvvetini bulunca: - Senden gayrı ilâh yoktur, sözü ile hitab edilir; çünkü iman müşahede hâlini bulmuştur.
Her kim ki, kullara bakar, aradığını onlardan bekler, o Hakk'a karşı kör olur. Halka bakan, Hakk'a dair olan bir şeyi göremez, O'nun kapısına varamaz.
Çünkü Hakk'a hizmet etmiyor, O'nun emrini tutmuyor. Onunla sohbet etmek istemiyor.
Eğer ki, gençlik çağında Hakk'a hadim olsa, yaşlı devrinde elbet Hak onu kimseye muhtaç kılmaz. Kul niçin hizmetinin karşılığını almasın ki, Allah kendini bilip hizmet etmeyenlerin bile ecrini ihsan eder; bilerek kulluk edene neden vermesin?
İman sahibi, yaşını aldıkça, imanını kuvvetlendirir ve halka karşı gına duyar; çünkü Hakk'a yaklaşmaktadır. Elinde zerresi, bir lokması ve bir hırkası dahi olmasa yine kullara el açmaz.
Sözlerimi ayık olarak dinleyiniz. Kelâmımı arkaya atmayınız. Ben halk içinde Hakk'ı yerine getirmek isterim. Sözlerimin her biri tecrübenin mahsulüdür." 8Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.