Berlin'e ilk geldiğim dönemlerde de bugünkü gibi boş daire bulmak (özellikle göçmenlere) çok güçtü. Uzun aramalar sonunda yaşlı bir Alman kadının yanında iki odalı bir daire tutmuştuk.
Evimizde Türk geleneklerine göre yemekler ve özellikle börek, çörek, poğaça, lahmacun eksik olmazdı.
Bizimkiler kokusu gider, canı çeker diye yaptığı bu yemekler ve hamur çeşitlerinden birer parça hazırlar ve Alman komşuya verirdi. Her defasında dakikalarca teşekkür ederdi.
Bir gün yine mantı yapıldığını görünce bir tepsiye hazırlatıp komşuma götürdüm. Kapısını açtığında bu defa gülümsemiyordu. Daha ne olduğunu sormadan başladı ağlamaya... Frau Krüger tepsiyi masasına bıraktı. "Biz de eskiden sizin gibiydik, geniş ailemiz vardı. Kayınvalidem, kayınpederim birlikte yaşardık. Çocuk sesleri cıvıl cıvıl yükselirdi odalardan... Adolf Hitler yüzünden İkinci Dünya Savaşı başladı. Eşim ve kayınpederim birlikte savaşa gittiler. Onlar yokken biz çok sıkıntılar yaşadık. Gazeteler, radyolar bütün gün ve gece Adolf Hitler'in konuşmalarını veriyorlar; her şeyin yolunda gittiğini ve savaşı kazanmak üzere olduğumuzu yazıyor çiziyorlardı...
Bir gün Rus askerleri geldiler, anladık ki savaşı kaybetmişiz! Ruslar bize çok zulmettiler, bütün kadınlara tecavüz ettiler. Eşim ve babası iki ay sonra esirlikten salıverilerek geldiler. Eşim durumu öğrenince beni boşamak istedi. Ben de kendisine, 'Önce babana söyle anneni boşasın çünkü Ruslar annene de tecavüz ettiler' dedim. Savaş sonrası biz kadınlar gece-gündüz çalıştık, ülkeyi yeniden inşa ettik ama bir daha geniş aile olamadık" dedi. Bugün çoğu Alman yalnız yaşar. Yalnız dedimse her evde çok sayıda köpek bulunur. Bu yüzden de Alman evleri çok kötü kokar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bülent Yıldırım / diğer yazıları
- 2018’e elveda 2019’a merhaba / 30.12.2018
- NSU cinayetleri / 27.12.2018
- Almanlar / 22.12.2018
- Stockholm sendromu / 18.12.2018
- Almanya mektubu / 05.12.2018
- Güle güle gadanalım / 26.11.2018
- NSU cinayetleri / 27.12.2018
- Almanlar / 22.12.2018
- Stockholm sendromu / 18.12.2018
- Almanya mektubu / 05.12.2018
- Güle güle gadanalım / 26.11.2018