29 Kasım'da yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nun en önemli gündemini, teröre destek veren ülkeler ve bu bağlamda hazırlanan gizli rapor oluşturdu
Türkiye, tüm uzuvlarıyla AB'ye kilitlenmiş görüntüsüyle, birçok önemli konuyu, "ehemmiyetine binaen ele almaktan" hayli uzak bir görüntü veriyor. Hayati öneme sahip ülke meseleleri "gereksiz AB gündemine" gereksiz bir şekilde feda ediliyor. Medyanın kendi uydurma gündemi "başörtüsü meselesini" ısıtıp ısıtıp sunması da cabası.
Türk halkı, medyanın uydurma gündemleri sayesinde, gerçek gündemden habersiz bir hale getirilince, ülkede gerçek sorunlardan bîhaber, suni gündemlere mahkum bir halk görüntüsü göze çarpıyor. Bu şekilde, ülkemizin yıllarca mücadele ettiği terör örgütleri ve bunları besleyip üzerimize salan devletler, öz bir ifadeyle ülkemizi ateş çemberi haline getiren dış tehditler giderek akıllardan silinmeye, hatıra getirilmemeye başlandı. Oysa ki ülkemizin ve milletimizin asıl gündeminin bu olması gerekiyor.
Bu bağlamda, önceki gün düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu'nun gündeminin ne olduğu da bizim için önem taşıyor. Kimilerinin iddia ettiği gibi MGK'nın asıl gündemi, "yeni hükümeti hizaya çekmek ve başörtüsü konusunda uyarmak" mıydı? Yoksa "AB'ye giriş için yapılması lazım gelen her şeyin eksiksiz yapılması" mıydı? Tabii ki hiçbiri. MGK'nın asıl gündemi; ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütleri ve bu örgütlere yataklık eden devletlerdi. Yani dış tehditlerdi.
7 ülkeyi hedef alan gizli rapor29 Kasım'da yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nun en önemli gündemi teröre destek veren ülkeler ve bu desteğin boyutlarıydı. Bu konu 58'inci Hükümet'in üyelerine detaylı bir şekilde anlatılırken, toplantıda bu dış tehditlerin detaylı bir açıklamasının bulunduğu gizli bir rapor gündeme geldi. Toplam yedi ülkenin suçlandığı raporda, bu ülkelerin Türkiye'de faaliyet gösteren terör örgütlerine destekleri tek tek ele alındı.
Raporda, Türkiye'ye yönelik terör örgütlerini destekleyen 7 ülke, Suriye, İran, Ermenistan, Rusya, Yunanistan, Romanya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi olarak sıralandı ve bunların faaliyetleri detaylı bir biçimde anlatıldı.
Suriye'nin KADEK'e desteği tam gaz devam ediyorRaporda, 20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan Adana Mutabakatı sonrasında PKK-KADEK faaliyetlerinin önemli ölçüde azaldığı belirtilirken, örgüte ait bazı gelir getirici işletmelerin çalışmaya devam ettiği de özellikle vurgulanıyor. Raporda, "örgütün bu ülkedeki faaliyetleri, Suriye'nin insiyatifinde, propaganda, maddi yardım toplama, örgüte eleman kazandırma şeklinde devam ediyor" ifadesine yer veriliyor.
"İran göz yumuyor"Raporda, PKK-KADEK'in İran topraklarında merkezi Urumiye şehri olmak üzere çok sayıda kampı ve bürosu bulunduğu belirtiliyor. "Türkiye ile İran arasında eş zamanlı operasyonlar yapılması konusunda mutabakata varılmasına rağmen, İran, PKK-KADEK'in ülkesindeki faaliyetlerine göz yummaktadır" ifadesi de raporda yer alıyor.
Rusya-Ermenistan-İran üçgeniPKK-KADEK'in Ermenistan'daki faaliyetlerini Erivan Komitesi adı altında yürüttüğüne dikkat çekilerek, örgütün Ermenistan'dan özellikle silah aldığı, Avrupa ve Rusya'dan gönderilen militanların Ermenistan üzerinden İran'a geçtikleri tespitine yer veriliyor. Raporda, Rusya Federasyonu'nda örgütün bir kampı ve 4 bürosu bulunduğu belirtiliyor.
Romanya'ya özel dikkatRaporda, Romanya'ya geniş bir yer ayrılması ise dikkat çekiyor. PKK-KADEK tarafından kurulan bir çok derneğin ciddi bir sıkıntıyla karşılaşmadan çalıştıklarına dikkat çekilen raporda, örgütün Romanya'yı Balkanlarla Avrupa arasında köprü olarak kullandığı ifade ediliyor.
Yunanistan'ın ise örgüte çok gizli ve dikkatli desteğini sürdürmeye devam ettiği vurgulanıyor. Örgütün Güney Kıbrıs'ta da "Kıbrıs-Kürdistan dayanışma komitesi " adı altında çalışmaya devam ettiği belirtiliyor.
Ayrıca yeni hükümetin üyelerine, Leyla Zana ve arkadaşlarını affetme yönündeki meyillerinin yanlış olduğu, böyle bir durumun kabul edilemeyeceği de asker tarafından belirtiliyor.
İşte Türkiye'nin asıl gündemi bunlar. Çok şükür ki, bu gündemler ehli tarafından biliniyor ve her türlü tedbir zamanında alınıyor.
Ermenistan ve Romanya gibi, teröre kilit noktalarda destek veren ülkelerle işbirliği yapmayı arzuladığını seçim öncesinde beyan eden yeni hükümetin, bu uyarıları dikkate alacağını umuyoruz.
ALPEREN POLAT
Türkiye, tüm uzuvlarıyla AB'ye kilitlenmiş görüntüsüyle, birçok önemli konuyu, "ehemmiyetine binaen ele almaktan" hayli uzak bir görüntü veriyor. Hayati öneme sahip ülke meseleleri "gereksiz AB gündemine" gereksiz bir şekilde feda ediliyor. Medyanın kendi uydurma gündemi "başörtüsü meselesini" ısıtıp ısıtıp sunması da cabası.
Türk halkı, medyanın uydurma gündemleri sayesinde, gerçek gündemden habersiz bir hale getirilince, ülkede gerçek sorunlardan bîhaber, suni gündemlere mahkum bir halk görüntüsü göze çarpıyor. Bu şekilde, ülkemizin yıllarca mücadele ettiği terör örgütleri ve bunları besleyip üzerimize salan devletler, öz bir ifadeyle ülkemizi ateş çemberi haline getiren dış tehditler giderek akıllardan silinmeye, hatıra getirilmemeye başlandı. Oysa ki ülkemizin ve milletimizin asıl gündeminin bu olması gerekiyor.
Bu bağlamda, önceki gün düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu'nun gündeminin ne olduğu da bizim için önem taşıyor. Kimilerinin iddia ettiği gibi MGK'nın asıl gündemi, "yeni hükümeti hizaya çekmek ve başörtüsü konusunda uyarmak" mıydı? Yoksa "AB'ye giriş için yapılması lazım gelen her şeyin eksiksiz yapılması" mıydı? Tabii ki hiçbiri. MGK'nın asıl gündemi; ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütleri ve bu örgütlere yataklık eden devletlerdi. Yani dış tehditlerdi.
7 ülkeyi hedef alan gizli rapor29 Kasım'da yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nun en önemli gündemi teröre destek veren ülkeler ve bu desteğin boyutlarıydı. Bu konu 58'inci Hükümet'in üyelerine detaylı bir şekilde anlatılırken, toplantıda bu dış tehditlerin detaylı bir açıklamasının bulunduğu gizli bir rapor gündeme geldi. Toplam yedi ülkenin suçlandığı raporda, bu ülkelerin Türkiye'de faaliyet gösteren terör örgütlerine destekleri tek tek ele alındı.
Raporda, Türkiye'ye yönelik terör örgütlerini destekleyen 7 ülke, Suriye, İran, Ermenistan, Rusya, Yunanistan, Romanya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi olarak sıralandı ve bunların faaliyetleri detaylı bir biçimde anlatıldı.
Suriye'nin KADEK'e desteği tam gaz devam ediyorRaporda, 20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan Adana Mutabakatı sonrasında PKK-KADEK faaliyetlerinin önemli ölçüde azaldığı belirtilirken, örgüte ait bazı gelir getirici işletmelerin çalışmaya devam ettiği de özellikle vurgulanıyor. Raporda, "örgütün bu ülkedeki faaliyetleri, Suriye'nin insiyatifinde, propaganda, maddi yardım toplama, örgüte eleman kazandırma şeklinde devam ediyor" ifadesine yer veriliyor.
"İran göz yumuyor"Raporda, PKK-KADEK'in İran topraklarında merkezi Urumiye şehri olmak üzere çok sayıda kampı ve bürosu bulunduğu belirtiliyor. "Türkiye ile İran arasında eş zamanlı operasyonlar yapılması konusunda mutabakata varılmasına rağmen, İran, PKK-KADEK'in ülkesindeki faaliyetlerine göz yummaktadır" ifadesi de raporda yer alıyor.
Rusya-Ermenistan-İran üçgeniPKK-KADEK'in Ermenistan'daki faaliyetlerini Erivan Komitesi adı altında yürüttüğüne dikkat çekilerek, örgütün Ermenistan'dan özellikle silah aldığı, Avrupa ve Rusya'dan gönderilen militanların Ermenistan üzerinden İran'a geçtikleri tespitine yer veriliyor. Raporda, Rusya Federasyonu'nda örgütün bir kampı ve 4 bürosu bulunduğu belirtiliyor.
Romanya'ya özel dikkatRaporda, Romanya'ya geniş bir yer ayrılması ise dikkat çekiyor. PKK-KADEK tarafından kurulan bir çok derneğin ciddi bir sıkıntıyla karşılaşmadan çalıştıklarına dikkat çekilen raporda, örgütün Romanya'yı Balkanlarla Avrupa arasında köprü olarak kullandığı ifade ediliyor.
Yunanistan'ın ise örgüte çok gizli ve dikkatli desteğini sürdürmeye devam ettiği vurgulanıyor. Örgütün Güney Kıbrıs'ta da "Kıbrıs-Kürdistan dayanışma komitesi " adı altında çalışmaya devam ettiği belirtiliyor.
Ayrıca yeni hükümetin üyelerine, Leyla Zana ve arkadaşlarını affetme yönündeki meyillerinin yanlış olduğu, böyle bir durumun kabul edilemeyeceği de asker tarafından belirtiliyor.
İşte Türkiye'nin asıl gündemi bunlar. Çok şükür ki, bu gündemler ehli tarafından biliniyor ve her türlü tedbir zamanında alınıyor.
Ermenistan ve Romanya gibi, teröre kilit noktalarda destek veren ülkelerle işbirliği yapmayı arzuladığını seçim öncesinde beyan eden yeni hükümetin, bu uyarıları dikkate alacağını umuyoruz.
ALPEREN POLAT
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.