Anadolu’nun işgalini görmek

Türkiye’nin son yıllarda NATO ve ABD ortaklığı bağlamında yaşadığı gelişmeler “fiili işgal” değil de, nedir?!
İşgal nedir, Allah aşkına?!
Bir yeri ele geçirmekse, Türkiye’nin 40’ı aşkın bölgesini ele geçirdiler.
Bir yere asker çıkarmaksa, askerlerini de çıkarttılar?
Amerika geldi yerleşti.
Hollanda geldi konuşlandı.
Almanya geldi oturdu.
NATO’ya gelince… Zaten Başbakan R. T. Erdoğan, bizim topraklarımız aynı zamanda NATO topraklarıdır, dedi. Türkiye’yi teslim etti NATO’ya, çıktı işin içinden!
Aman efendim cebren mi geldiler ki, işgal olsun…
Cebren gelemezler zaten.
Cebren gelseler; 75 milyon Türk milleti, vatanı namus bilen Prof. Dr. Haydar Baş bey gibi vatanperver öncülerin etrafında kenetlenir, işgalcilerin sülalesini denize döker bu millet!
İşgal oradan gitmiyor, iş öyle değil…
Müslüman kılığına bürünmüş Amerikan, İsrail, İngiliz, Haçlı ve papaz muhiplerinin gayretleriyle, siyasetleriyle ve gönülden teslimiyetleriyle konuşlanıyorlar.
AKP hükümetinin özel çabalarıyla geliyorlar.
İslamcı geçinenlerin davetiyle geliyorlar işgal orduları.
Beş yüzer beş yüzer, biner biner geliyorlar.
Patriotlarıyla geliyorlar.
Füze rampalarıyla geliyorlar.
Silah ve mühimmatlarıyla geliyorlar.
İşgal denilen meret, başka ne ki? Başka nasıl olur işgal?!
Kim ne derse desin; bu tablo Anadolu’muzun işgalidir.
Amerikan conileri yıllardan beri İncirlik’teler, yerleşmişler.
Kaç tane nükleer bombaları var, bilen var mı? Türk milletinin meclisi ve vekili bunların kaç tanesinden haberdar?!
Amerikan savaş uçakları İncirlik’e inip kalkarken hükümete soran var mı?
TBMM üyeleri girebiliyor mu buralara?!
Irak’taki milyonlarca Müslümanı oradan katlettiler. Libya’daki 80 bin insanı İzmir’den vurdular.
Libya’da NATO’nun ne işi var, diye milletin gazını alan Erdoğan’ın sesi çıktı mı? Haçlı NATO’suna destekten başka ne çıktı AKP hükümetinden!
İşgal edilen topraklarda ne yapılıyorsa, bugün yabancıların konuşlandığı bu bölgelerde, aynı işgal olayları yaşanmıyor mu?
İncirlik’te mescide kirli çizmeleriyle girmedi mi Haçlılar?
Kur’an-ı Kerim’i yırtıp yakmadılar mı?!
Amerikan-Haçlı askerleri sinema çıkışlarında veya çarşı izinlerinde, Türk kadın ve kızlarına sarkıntılık etmediler mi, etmiyorlar mı?!
İşgalde başka ne yaşanır ki…
Kahramanmaraş’ta kurtuluş mücadelesi, bir Türk kadınına sarkıntılık etmeye kalkışan bir Fransız ve Ermeni soytarısına haddini bildirmesiyle başlamadı mı?
Dünün Fransız soytarılarıyla, bugünün Fransız, İngiliz, Alman, Hollanda, Amerikan, NATO vs. Haçlı soytarılarının ne farkları var?
Hangi Türk yüreği, hangi Müslüman kalbi böyle bir Haçlı işgaline razı olabilir?!
Bu vahim gidişatın sonunun, devlet ve milletimiz adına çok daha ağır tablolar olacağı muhakkaktır.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadrolarından başka bu vaziyeti öngörebilen bir Allah kulu var mı?!
Maalesef yok…
Bugüne kadar Prof. Dr. Baş’ın ülkemizi, bölgemizi, Avrupa Birliği’nin ve dünyamızın geleceğine dair 15-20 yıldan beri öngördüğü gelişmeler, bir bir gerçekleşti mi, gerçekleşiyor mu? El-cevap, evet… hepsi tek tek yaşanıyor.
Dün, yok canım, bunlar komplo teorileri, kara mizah diyenlerin başları önlerine düştü mü? Düştü…
Bütün bu tecrübe ve gerçekler gösteriyor ki, sivil-asker topyekun Türk milletinin tek kurtuluş yolu var:
Bütün bu gelişme ve gidişatı öngören ve çözümler ortaya koyan Prof. Dr. Baş’ın etrafında kenetlenmek, ülkenin idaresini ve geleceğini emin ve ehil ellere teslim etmektir.
Aksi halde işbaşındakilerin kendi elleriyle Anadolu’nun bağrına hançer gibi saplayıp konuşlandırdıkları “davetli işgalciler” namusumuza göz dikmeye ve kapılarımıza dayanmaya başlar iseler, iş işten geçmiş olur.
İş işten geçmeden işi sahibine teslim edelim ki, devlet de kurtulsun, millet de, bölgemiz de…