ANALİZ - Bedeli vatandaş ödüyor
Hükümetin Merkez Bankası'nı 'şamar oğlanı'na çevirmesi sonucunda döviz kurları roket hızıyla yükselmeye devam ediyor. Neticede önceki akşam dolar 9 TL'yi de geçti. Dolar ve Euro yükseldiğinde A'dan Z'ye her şeye zam geldiğinden faturayı direkt vatandaş ödüyor.
Hükümetin Merkez Bankası'nı 'şamar oğlanı'na çevirmesi sonucunda döviz kurları roket hızıyla yükselmeye devam ediyor. Neticede önceki akşam dolar 9 TL'yi de geçti. Dolar ve Euro yükseldiğinde A'dan Z'ye her şeye zam geldiğinden faturayı direkt vatandaş ödüyor.
13.10.2021 12:21:00





RECEP BAHAR / ANALİZ
Bu yılın başında ABD Doları, 7.37; Euro ise 9 TL idi... Dolar dün 9, Euro ise 10.40'ı geçti. Dolar, TL karşısında 9.5 ayda yüzde 22, Euro ise yüzde 15.5 değer kazandı. Daha yılın bitmesine 2.5 aydan fazla süre var!
Dolardaki artış direkt hayat pahalılığı demek! Çünkü petrol, doğal gaz, yedek parça, ara malı, ayçiçeği yağı, buğday, arpa, pirinç, mercimek vesaire dolarla ithal ediliyor. Almanya'dan otomobili Euro ile alıyoruz ancak ithalatın yüzde 80'ı aşan kısmı dolarla yapılıyor. Türk halkı olarak içine ithal bir şey girmeyen tek ürün tüketmiyoruz. Yüzde 100 yerli ürünün içinde de bir takım ithal girdiler var. Mesela fındık... Yüzde 100 yerli ancak ilaç ve gübre ya ithal, ya da ithal girdilerle üretiliyor. Ekmek, buğdayı yüzde 100 yerli olsa da, o buğdayın üretilmesi ve öğütülmesi ve taşınması için bir sürü ithal girdi kullanılıyor. Ekmeğin mayası, katkı maddesi ithal!
Fahiş fiyatların şifresi burada
Vaziyet bu olunca, hayat pahalılığının nedenlerini marketlerde değil, ekonomide arayacaksın. Ya her şeyi yüzde 100 yerli üreteceksin, ya da dövizi dizginleyeceksin! Ya da ihtiyacın olan dövizden daha fazlasını kazanacaksın. Türkiye, yıllardır cari açık yani döviz açığı verdiğinden bunu yapamıyor. O vakit ekonomi politikalarını ona göre şekillendireceksin.
Enflasyonun yolu açıldı
Hükümet enflasyonla mücadelede havlu attı. Brüt olarak 123.5 milyar dolar olduğu açıklansa da döviz rezervi ekside! Zira hükümet dövize aylardır müdahale edemiyor. Olsa etmez miydi? Dolayısıyla kurları frenleyemiyor. Gevşetilen kurun ipi elden kaçtı. Beklenenden çok daha önce 9 TL'yi aşan dolar kurunun şimdi "Ne zaman 10 TL'yi aşacağı" konuşulmaya başladı.
Tüm kurumlar gibi Merkez Bankası da kimliğini kaybetti
Eskiden Merkez Bankası Başkanı, görevinde 5 yıl kalırdı. Görev süresi bitince bavulunu toplardı. Oysa şimdi 5 ay bile kalamıyor. Başkanların bavulu masasının yanı başında duruyor! Naci Ağbal, geçen yıl Kasım ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Merkez Bankası Başkanlığına atanmıştı. Dışarıdan bir isim değildi! Eski Ak Parti Bayburt Milletvekili ve Maliye Bakanı idi. Buna rağmen görevinde ancak 4 ay kalabildi. Akabinde o göreve Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu getirildi. Yaklaşık 7 aydır da o makamda ancak her an görevinden uzaklaştırılacağı söyleniyor. Merkez Bankası Başkanı piyasalara azıcık güven veriyor, hemen görevinden uzaklaştırılıyor. Devlet geleneğiyle bağdaşmayan bu hale karşı piyasalar risk primini artırıyor.
Merkez Bankası faizi indirince faiz inmiyor ki?
Son dönemde çok sayıda işadamına ve bankacıya sordum: Merkez Bankası faizi indirince piyasada faiz iniyor mu? Aldığım cevap hep 'hayır' oldu. Son bir ay içinde dolar 8.35'ten 9.05'e çıktı. Türkiye'nin risk priminin (CDS) 440'a çıktığı bir ortamda hangi banka faizi bu şartlarda indirir ki? Kurlar yükseldiğinde çoğu banka verdiği kredinin faizini artırıyor. Yüksek kur kimin işini yarıyor? Aslında kimsenin... Görüştüğüm ihracatçılar 'dengeli kur' istiyor çünkü üretip ihraç ettiği ürünlerde yoğun şekilde ithal girdi kullanıyor. Buna karşılık yüksek döviz borcu olan sektörler zor durumda. Bunların başında AVM inşaatçıları, yoğun döviz kredisi kullanan turizmciler geliyor. Bir süre sonra bankacılık kesimini batık krediler nedeniyle zora sokması söz konusu. Vaziyet bu... BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi "sistem yanlış"... Bu haliyle neresinden tutarsan, elinde kalıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.