Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 'Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı' eserinde şu bilgilere yer veriliyor:
"1- İslâm'da arayış gerçeği:
İslâm'ın fıtrat dini olduğu bilinen büyük bir gerçektir. İnsan fıtratı nedir, neyi aramaktadır? Bu bilinmeden; ne insanın mutluluk yolu, ne de İslâm'ın hedefi anlaşılabilir. "Her doğan İslâm fıtratı üzere doğar" buyuran Resul-i Ekrem (sav), insan fıtratının İslâm'a müsait ve Allah'a meyil üzere yaratıldığını haber vermektedir. (Tecrîd-i Sarih, c. IV, Hn: 664.).
Her insan fıtrî olarak Allah'ı arar. Bu arayış zamanla Bezm-i Elest'teki ilahi hitapla da irtibatlı olarak, bir kara sevda haline dönüşür. İnsanın mutlu olması da esasen Cenâb-ı Hakk'ı bilmesine ve O'nu sevmesine bağlıdır. Bu gerçek bize, İslâm'ı anlama ve Cenâb-ı Hakkı tanımanın nazari yolla değil, sevgi yoluyla olduğunu öğretmektedir. Yeryüzünde mutluluk aramayan hiçbir insan olamayacağına göre, bütün insanların Allah'a yönelmeye ve O'nu sevmeye ihtiyacı var demektir. O halde her insan Allah'a, O'nun sevgisinde (Muhabbetullah'ta) bütünleşmeye çağırılmalıdır. İşte İslâm, bu fıtrî arayı ihtiyacına cevap vermekte ve insanları Allah'a ulaştırmaktadır. Bu arayış gerçeğini en iyi yakalayan ve insanlara bu konuda yardımcı olanlar ise hep arifler, Allah (c.c.) dostları ve insân-ı kâmiller olmuştur.
Nitekim tarihimize bakıldığında görülecektir ki: Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli, Alp Erenler, Horasan Erenleri gibi, bu arayı ihtiyacına cevap veren ve "Ârif-i billâh" olan Hak dostları hemen hemen hiç eksik olmamıştır. Gelecekte de eksik olamayacaktır. Günümüzde fıtrat gerçeğini gözardı eden insanlık, arayı ızdırabını dindirememekte ve bu da İslâm'a itiraz hastalığının sebeplerinden birini tekil etmektedir. Öyleyse günümüzde insanlığı düştüğü kısır döngüden kurtarıp vuslat caddesine çıkaracak günümüz Yunus'larına, Mevlana'larına her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.
2- İslâm'ı anlama ve Allah'ı tanımadaki yol:
İslâm'ı anlama ve Cenâb-ı Hakkı tanımada tarihi gelişi içerisinde iki yol ortaya çıkmıştır:
1- Nazarî Deliller Yolu (Akıl Yolu)
2- Zikir ve Tecellî Yolu (İbadet ve Nefis Tezkiyesi Yolu).
Evveliyatla unu belirtelim ki; İslâm'ı algılama akılla mümkün olur, İslâm da, akıllı varlık olan insanı muhatap almakla birlikte Allah Teâlâ'yı tanımak bir nasip, bir hidayet, bir idrak işidir. Burada asıl olan kalbin idrakidir; aklın idraki ise kalbe bağlıdır. Diğer bir ifade ile asıl göz kalp gözü, asıl idrak kalbin idrakidir.
(devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020