Antibiyotik kirliliği rekor seviyelerde
Bilim insanları, Dicle nehrinin de aralarında olduğu dünyadaki yüzlerce nehrin "tehlikeli seviyede antibiyotikle dolup taştığını" ortaya koydu. Araştırmacılar, dünya genelinde inceledikleri 711 nehrin çoğunda tehlikeli seviyede antibiyotik tespit etti
27.05.2019 00:00:00





İngiltere'den araştırmacılar, 711 nehir havzasının üçte 2'sinde antibiyotiğe rastladı. Antibiyotik kirliliği, insan bedenindeki bakterilerin yaşamsal ilaçlara karşı bağışıklık geliştirmelerine neden oluyor.
Birleşmiş Milletler (BM), antibiyotiğe dirençli bakterilerin 2050 yılına kadar 10 milyona yakın insanın ölümüne neden olabileceğini söylüyor. İngiltere'nin York Üniversitesi'nden bir grup çevre bilimci ve mikrobiyoloji uzmanının yaptığı araştırma, su havzalarındaki antibiyotik kirliliğine ilişkin bugüne kadarki en kapsamlı küresel çalışma konumunda. Araştırma ekibi, 6 kıtada 72 ülkedeki toplam 711 nehrin sularında en çok kullanılan 14 antibiyotik ilacın oranlarını test etti.
Türkiye'den doğarak ve Fırat Nehri ile birleşerek kollarıyla Irak topraklarından Basra Körfezi'ne uzanan Dicle Nehri ile İngiltere'nin başkenti Londra'daki Thames Nehri dahil pek çok nehirde antibiyotik kirliliğinin tehlikeli seviyelerde olduğu tespit edildi.
Bazı düşük gelirli ülkelerde, antibiyotik yoğunluğu, güvenli seviyelerin 300 katından fazla. Afrika ve Asya, nehirleri bu açıdan en kirli bölgeler.
Birleşmiş Milletler (BM), antibiyotiğe dirençli bakterilerin 2050 yılına kadar 10 milyona yakın insanın ölümüne neden olabileceğini söylüyor. İngiltere'nin York Üniversitesi'nden bir grup çevre bilimci ve mikrobiyoloji uzmanının yaptığı araştırma, su havzalarındaki antibiyotik kirliliğine ilişkin bugüne kadarki en kapsamlı küresel çalışma konumunda. Araştırma ekibi, 6 kıtada 72 ülkedeki toplam 711 nehrin sularında en çok kullanılan 14 antibiyotik ilacın oranlarını test etti.
Türkiye'den doğarak ve Fırat Nehri ile birleşerek kollarıyla Irak topraklarından Basra Körfezi'ne uzanan Dicle Nehri ile İngiltere'nin başkenti Londra'daki Thames Nehri dahil pek çok nehirde antibiyotik kirliliğinin tehlikeli seviyelerde olduğu tespit edildi.
Bazı düşük gelirli ülkelerde, antibiyotik yoğunluğu, güvenli seviyelerin 300 katından fazla. Afrika ve Asya, nehirleri bu açıdan en kirli bölgeler.
Bu kirlilik nereden geliyor?
Antibiyotik ilaçlar kullanıldığında ilacın içindeki aktif maddelerin yüzde 30 ila yüzde 90'ı idrar ve dışkı yoluyla vücuttan atılıyor. Kanalizasyon atıklarının doğal su kaynaklarına karışmasıyla, antibiyotik kirliliği nehirlere ve su havzalarına da ulaşmış oluyor.
Ancak insanlar antibiyotik kirliliğinin tek kaynağı değil. Dünyada üretilen antibiyotiklerin üçte ikisi hayvanlarda kullanılıyor.
Hayvanların toprağa ve sulu çamura saldıkları ilaçlar daha sonra nehirlere, göllere ve yeraltı sularına karışıyor. Özellikle düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerdeki balık çiftliklerinin antibiyotik atık ürettiği dile getiriliyor. İlaç üretim fabrikalarının ürettiği atıklar da, su kanallarının kirlenmesinin diğer önemli sebeplerinden biri.
Araştırmaya göre, idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan Trimetoprim, dünyadaki nehirlerde en yaygın görülen antibiyotik çeşidi.
Suları test edilen 711 nehrin 307'sinde bu ilaca rastlandı. Deri ve ağız enfeksiyonlarında kullanılan Metronidazol ve bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan Ciproflaxacin (Siprofloksasin) maddesi, tehlike sınırını aştığı en sık görülen antibiyotik çeşitleri.
Metronidazol oranı, Bangladeş'te güvenli sayılan antibiyotik kirliliği seviyesinden 300 kat daha fazla. Avusturya'daki Tuna nehri havzasından alınan örneklerde 7 farklı antibiyotik türüne rastlandı.
Solunum yolu hastalıklarında kullanılan Klaritromisin, güvenli sayılan sınırın yaklaşık dört katı.
HABER MERKEZİ
Ancak insanlar antibiyotik kirliliğinin tek kaynağı değil. Dünyada üretilen antibiyotiklerin üçte ikisi hayvanlarda kullanılıyor.
Hayvanların toprağa ve sulu çamura saldıkları ilaçlar daha sonra nehirlere, göllere ve yeraltı sularına karışıyor. Özellikle düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerdeki balık çiftliklerinin antibiyotik atık ürettiği dile getiriliyor. İlaç üretim fabrikalarının ürettiği atıklar da, su kanallarının kirlenmesinin diğer önemli sebeplerinden biri.
Araştırmaya göre, idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan Trimetoprim, dünyadaki nehirlerde en yaygın görülen antibiyotik çeşidi.
Suları test edilen 711 nehrin 307'sinde bu ilaca rastlandı. Deri ve ağız enfeksiyonlarında kullanılan Metronidazol ve bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan Ciproflaxacin (Siprofloksasin) maddesi, tehlike sınırını aştığı en sık görülen antibiyotik çeşitleri.
Metronidazol oranı, Bangladeş'te güvenli sayılan antibiyotik kirliliği seviyesinden 300 kat daha fazla. Avusturya'daki Tuna nehri havzasından alınan örneklerde 7 farklı antibiyotik türüne rastlandı.
Solunum yolu hastalıklarında kullanılan Klaritromisin, güvenli sayılan sınırın yaklaşık dört katı.
HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.