Yeni anayasa çalışmaları devam ederken bugüne kadar aşikâr edilmeyen niyetler de bir bir gün yüzüne çıkıyor.
Meclis’te temsil edilen üç parti, AKP, CHP ve BDP hükümlülere seçme hakkı verilmesi konusunda anlaştı.
Apo’nun İmralı’daki yalnızlığını arkadaş göndererek çözen, televizyon imkânı sağlayarak can sıkıntısını gideren hükümet, bölücübaşına seçme hakkı vermeye de kararlı görünüyor.
Apo’nun hayatını kolaylaştırma konusunda iktidar partisiyle BDP adeta yarış halindeler.
Bu iki partinin mutabakat sağlamalarının kesin olduğu tek şey Apo konusu.
Artık bu yarışa CHP de katıldı.
Bakalım Kılıçdaroğlu’nun partisi bu yarışta AKP’yi geçebilecek mi?
Bu arada Apo oy kullansa ne olur diyenler olabilir.
Böyle düşünenler gafletten ayıktıklarında bölücübaşı Apo, TBMM’nin kapısından çoktan girmiş olacak.
Egemen Bağış haklı...
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye-ABD ilişkilerine değinirken, “Türkiye artık eskisi gibi çantada keklik bir müttefik değil, ama güvenilir bir müttefik” demiş.
Doğru söylemiş.
Türkiye zaten hiçbir zaman ABD’yle müttefik olmadı.
ABD’nin tek müttefiki var coğrafyamızda o da İsrail.
Kendilerini ABD’nin müttefiki gibi gören Türkiye gibi ülkeler ise ABD’yle platonik aşk yaşıyorlar.
Bu durumu bilen ABD ise hiç çaktırmıyor.
Neden?
Çünkü ABD tarafı da son kullanma tarihine kadar bu ülkelerdeki siyasetçileri kullanıp sonra da delikten aşağı süpürüyor.
Saddam delikten aşağı süpürüldüğünde yaptığı hatayı anladı.
Ne yazık ki, bizimkilerin de ancak delikten aşağı düşerken akılları başlarına gelecek gibi görünüyor.
Hesap hükümete sorulmalı
Reyhanlı’daki saldırıdan sonra Suriyelilerin Rehyanlı’dan kaçışı sürüyor.
Çünkü acılı Reyhanlı halkı Suriyelileri suçluyor.
Bu kaosta en masum olanlar ülkesindeki kargaşadan kaçmış, elini silaha gerçekten değmemiş olan Suriyeli sığınmacılar.
Elini kana bulaştırmış olan Suriyeliler elbette ki masum değil…
Reyhanlı’daki saldırıdan sonra Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Kilis kentlerinde bugün huzurun kalmamasının suçlusu ne Beşar Esad’dır, ne de Suriyeli sığınmacılardır.
Bu durumun birinci sorumlusu hükümettir.
O yüzden masum Suriyeli sığınmacılara tepki gösteren vatandaşlar, asıl hesabı hükümete sormalıdır.
Yaklaşan seçimlerde sandık başına gittiklerinde bir torba kömüre, bir poşet malzemeye, ceplerine konulan birkaç kuruşa kanmayıp, Reyhanlı’da yaşananların hesabını mutlaka demokratik olarak sormalıdırlar.
Meclis’te temsil edilen üç parti, AKP, CHP ve BDP hükümlülere seçme hakkı verilmesi konusunda anlaştı.
Apo’nun İmralı’daki yalnızlığını arkadaş göndererek çözen, televizyon imkânı sağlayarak can sıkıntısını gideren hükümet, bölücübaşına seçme hakkı vermeye de kararlı görünüyor.
Apo’nun hayatını kolaylaştırma konusunda iktidar partisiyle BDP adeta yarış halindeler.
Bu iki partinin mutabakat sağlamalarının kesin olduğu tek şey Apo konusu.
Artık bu yarışa CHP de katıldı.
Bakalım Kılıçdaroğlu’nun partisi bu yarışta AKP’yi geçebilecek mi?
Bu arada Apo oy kullansa ne olur diyenler olabilir.
Böyle düşünenler gafletten ayıktıklarında bölücübaşı Apo, TBMM’nin kapısından çoktan girmiş olacak.
Egemen Bağış haklı...
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye-ABD ilişkilerine değinirken, “Türkiye artık eskisi gibi çantada keklik bir müttefik değil, ama güvenilir bir müttefik” demiş.
Doğru söylemiş.
Türkiye zaten hiçbir zaman ABD’yle müttefik olmadı.
ABD’nin tek müttefiki var coğrafyamızda o da İsrail.
Kendilerini ABD’nin müttefiki gibi gören Türkiye gibi ülkeler ise ABD’yle platonik aşk yaşıyorlar.
Bu durumu bilen ABD ise hiç çaktırmıyor.
Neden?
Çünkü ABD tarafı da son kullanma tarihine kadar bu ülkelerdeki siyasetçileri kullanıp sonra da delikten aşağı süpürüyor.
Saddam delikten aşağı süpürüldüğünde yaptığı hatayı anladı.
Ne yazık ki, bizimkilerin de ancak delikten aşağı düşerken akılları başlarına gelecek gibi görünüyor.
Hesap hükümete sorulmalı
Reyhanlı’daki saldırıdan sonra Suriyelilerin Rehyanlı’dan kaçışı sürüyor.
Çünkü acılı Reyhanlı halkı Suriyelileri suçluyor.
Bu kaosta en masum olanlar ülkesindeki kargaşadan kaçmış, elini silaha gerçekten değmemiş olan Suriyeli sığınmacılar.
Elini kana bulaştırmış olan Suriyeliler elbette ki masum değil…
Reyhanlı’daki saldırıdan sonra Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Kilis kentlerinde bugün huzurun kalmamasının suçlusu ne Beşar Esad’dır, ne de Suriyeli sığınmacılardır.
Bu durumun birinci sorumlusu hükümettir.
O yüzden masum Suriyeli sığınmacılara tepki gösteren vatandaşlar, asıl hesabı hükümete sormalıdır.
Yaklaşan seçimlerde sandık başına gittiklerinde bir torba kömüre, bir poşet malzemeye, ceplerine konulan birkaç kuruşa kanmayıp, Reyhanlı’da yaşananların hesabını mutlaka demokratik olarak sormalıdırlar.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023