Artık güneş doğdu
İstanbul'da gerçekleştirilen 8. Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda dünyanın ve özellikle de İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma dair dikkat çekici sunumlar yapıldı. Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, sunumunda Ortadoğu'da yaşanan kaosu analiz etti
19.04.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
İstanbul'da geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen 8. Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda dünyanın ve özellikle de İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma dair dikkat çekici sunumlar yapıldı. Sempozyumun 3. oturumunda konuşan Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Bölgesel ve Küresel Gelişmeler Işığında Ehl-i Beyt" başlıklı sunumunda Ortadoğu'da yaşanan kaosu analiz etti. "İslam dünyasının bugününü bir fotoğrafla anlatmak gerekirse bir ateş tufanından, kandan, gözyaşından, insanlık dramından bahsetmek gerekir" diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, şunları söyledi: "Müslümanın mahremi camilerin, ehl-i salibin postalları altında kirletildiği bir tablo ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bu tablo yaklaşık 30 yıl sürdü. Şimdi yeni bir dönem başladı. 2004 yılında Fas'ta dönemin ABD Dışişleri Bakanı bu yeni dönemi şu şekilde anlattı, 'artık bizim askerlerimiz bu coğrafyada görev almayacak ancak bu coğrafyada yaşayan Müslümanların kendi içinden elde ettiğimiz gruplarla bu faaliyeti yürüteceğiz' diyor. Bu sözlerin ardından yeni dönem başlıyor. İsrail gizli servisi MOSSAD'ın eski Başkanı 2012 yılında 'bizim bu coğrafyada tepki çekmeden başarılı olmamız için icra etmemiz gereken olay, bir Sünni koalisyonu oluşturarak Müslümanı Müslümana kırdırmaktır' diyor. Karşısındaki ne demek Sünni koalisyon diye soruyor. O da cevap veriyor; Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün... Bunlardan oluşan bir ordu kuracağız ve bununla beraber topyekûn İslam dünyasını bu ekiple beraber kana bulayacağız. Yani geçen hafta İstanbul'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde gündeme gelen Sünni koalisyonunun temeli MOSSAD eski başkanının o gün söylediği projede gizli" dedi.
Sözde İslam adına savaşanlar Müslüman kafası kesiyor
"İşte bu projenin ürünü El Kaide bağlantılı IŞİD'dir. Ortadoğu coğrafyasının hemen her yerinde IŞİD katliam yapıyor" diyen Ömer Eyercioğlu şöyle devam etti: "Sözde İslam adına savaşan bir grup Müslüman kafası keserek, Müslümanın canını, malını, namusunu heba ederek cihat yaptığını iddia ediyor. İşte bu faaliyetin sonunda insanlar topluluklar halinde vatan cüda oldu. En ilkel yollarla denizleri aşmaya çalışıyor. 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla denizi geçerek Batı'ya sığınmaya çalışırken ölen ve cesedi bulunan Müslüman sayısı 3 bin 760? Karanlık sulara gömülüp gidenlerin sayısı bilinmiyor. Bu masumların hesabını birinin vermesi gerekiyor."
Dünyanın Ehl-i Beyt müslümanlığına ihtiyacı var
Konuşmasında "Dünya Gıda Örgütü'nün rakamlarına göre her 12 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor." hatırlatması da yapan Eyercioğlu "Peki Cenab-ı Hakk'ın rızkı, bereketi bu insanlara yetmiyor mu? İnsanlığın bugün üretimi mevcut nüfustan çok daha fazlasını doyuracak seviyede ama bu masumlara ulaştırılmıyor. Niçin? Çünkü dünyada hakim olan anlayış vahşi kapitalizm insanları bu yokluğa mahkum ediyor. Ebrar ayetlerini görüyorsunuz. Ehl-i Beyy hakkında inmiştir. Niçin? Kendi ihtiyaçları olduğu halde, canları çektiği halde yemeklerini yoksula, esire, yetime veriyorlar. Bırakın ihtiyaç fazlasını, kendi ihtiyacı olanını veriyor.Çocuğunu aç bırakıyor, suyla iftar ediyor ve yiyeceğini bir başkasına veriyor. İşte bu anlayış dünyada hakim olsaydı bir çocuğun açlıktan ölmesi mümkün olur muydu? O halde bu suç Ehl-i Beyt'e sırtını dönen herkesindir." dedi.
Bereket yağmurları yağarken yılanlar kör olur
BTP liderinin 1980'den bu yana birlik ve beraberlik mesajları verdiğini ifade eden Eyercioğlu, "1980'den bu yana Türkiye'deki birlik ve beraberliğin tek adresi ve temsilcisi olan Prof. Dr. Haydar Baş her yerde birlik olma vaktidir diye birliğin temel unsurları konferanslarıyla Türkiye'nin dört bir yanını 80'den bu yana dolaşmadı mı! Arkasından Ehl-i Beyt külliyatını ortaya koyarak birliğin nerede ve nasıl olacağını söylemedi mi?
Bütün insanlığın Ehl-i Beyt'e muhtaç olduğunu anlatmadı mı? Şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'a saldıranlar aslında bir şahsa saldırmıyor, ona saldıranlar Haydar Baş beyin şahsında inancımızdır, Ehl-i Beyt'imizdir, vatanımızdır, namusumuzdur, izzetimizdir. Bereket yağmurları yağarken her yer nasıl yeşerirse birilerine de kör olmak düşüyor. Yılanların da kör olduğunu zamanı yaşıyoruz" dedi.
Ne mutlu bize, bu karanlığa bir ışık doğdu
Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, konuşmasında çözümü de anlattı. "Ne mutlu bize, bu karanlığa bir ışık doğdu" diyen Eyercioğlu şunları söyledi: "Prof. Dr. Haydar Baş hocamız önce Milli Ekonomi Modeli'ni açıkladı. Milli Ekonomi Modeli ki nasıl bir ekonomik sistem kurulması gerekir bunu anlatıyor dünyaya. Bunun nasıl uygulanacağını gösteren "Sosyal Devlet - Milli Devlet" gibi bir tezi de ortaya koydu. Yetmedi, bunların asıl kaynağı Ehl-i Beyt külliyatını bize sundu. Öyle bir sacayağı ortaya çıktı ki, bütün dünyanın artık kurtuluş nerededir demesine bir gerekçe kalmadı. Artık güneş doğdu, çözüm ortada, Ehl-i Beyt nefesine yürüyen Nuh'un gemisi ayaklandı. Onlar öyle bir dünya kurdular ki Allah'ın nimetini sınırladılar. Haşa, Allah'u Tealaya iftira attılar. Dünya nüfusunu azaltmazsak insanlar aç kalır diye ama Prof. Dr. Haydar Baş çıktı ve bunu silip attı. Cenab-ı Hakk'ın nimeti sınırsız, senin ihtiyacın sınırlı, sen nesin ki Cenab-ı Hakk'ın hazinesini tüketiyorsun. Senin ne kadar cürümün var ki onu bitiriyorsun. Aslında bu söze karşı çıkanlar Cenab-ı Hakk'ın ayetini tersliyordu. Milli Ekonomi Modeli'ndeki teoriye karşı çıkan Allah'ın ayetiyle çelişiyordu."
İstanbul'da geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen 8. Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda dünyanın ve özellikle de İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma dair dikkat çekici sunumlar yapıldı. Sempozyumun 3. oturumunda konuşan Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Bölgesel ve Küresel Gelişmeler Işığında Ehl-i Beyt" başlıklı sunumunda Ortadoğu'da yaşanan kaosu analiz etti. "İslam dünyasının bugününü bir fotoğrafla anlatmak gerekirse bir ateş tufanından, kandan, gözyaşından, insanlık dramından bahsetmek gerekir" diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, şunları söyledi: "Müslümanın mahremi camilerin, ehl-i salibin postalları altında kirletildiği bir tablo ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bu tablo yaklaşık 30 yıl sürdü. Şimdi yeni bir dönem başladı. 2004 yılında Fas'ta dönemin ABD Dışişleri Bakanı bu yeni dönemi şu şekilde anlattı, 'artık bizim askerlerimiz bu coğrafyada görev almayacak ancak bu coğrafyada yaşayan Müslümanların kendi içinden elde ettiğimiz gruplarla bu faaliyeti yürüteceğiz' diyor. Bu sözlerin ardından yeni dönem başlıyor. İsrail gizli servisi MOSSAD'ın eski Başkanı 2012 yılında 'bizim bu coğrafyada tepki çekmeden başarılı olmamız için icra etmemiz gereken olay, bir Sünni koalisyonu oluşturarak Müslümanı Müslümana kırdırmaktır' diyor. Karşısındaki ne demek Sünni koalisyon diye soruyor. O da cevap veriyor; Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün... Bunlardan oluşan bir ordu kuracağız ve bununla beraber topyekûn İslam dünyasını bu ekiple beraber kana bulayacağız. Yani geçen hafta İstanbul'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde gündeme gelen Sünni koalisyonunun temeli MOSSAD eski başkanının o gün söylediği projede gizli" dedi.
Sözde İslam adına savaşanlar Müslüman kafası kesiyor
"İşte bu projenin ürünü El Kaide bağlantılı IŞİD'dir. Ortadoğu coğrafyasının hemen her yerinde IŞİD katliam yapıyor" diyen Ömer Eyercioğlu şöyle devam etti: "Sözde İslam adına savaşan bir grup Müslüman kafası keserek, Müslümanın canını, malını, namusunu heba ederek cihat yaptığını iddia ediyor. İşte bu faaliyetin sonunda insanlar topluluklar halinde vatan cüda oldu. En ilkel yollarla denizleri aşmaya çalışıyor. 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla denizi geçerek Batı'ya sığınmaya çalışırken ölen ve cesedi bulunan Müslüman sayısı 3 bin 760? Karanlık sulara gömülüp gidenlerin sayısı bilinmiyor. Bu masumların hesabını birinin vermesi gerekiyor."
Dünyanın Ehl-i Beyt müslümanlığına ihtiyacı var
Konuşmasında "Dünya Gıda Örgütü'nün rakamlarına göre her 12 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor." hatırlatması da yapan Eyercioğlu "Peki Cenab-ı Hakk'ın rızkı, bereketi bu insanlara yetmiyor mu? İnsanlığın bugün üretimi mevcut nüfustan çok daha fazlasını doyuracak seviyede ama bu masumlara ulaştırılmıyor. Niçin? Çünkü dünyada hakim olan anlayış vahşi kapitalizm insanları bu yokluğa mahkum ediyor. Ebrar ayetlerini görüyorsunuz. Ehl-i Beyy hakkında inmiştir. Niçin? Kendi ihtiyaçları olduğu halde, canları çektiği halde yemeklerini yoksula, esire, yetime veriyorlar. Bırakın ihtiyaç fazlasını, kendi ihtiyacı olanını veriyor.Çocuğunu aç bırakıyor, suyla iftar ediyor ve yiyeceğini bir başkasına veriyor. İşte bu anlayış dünyada hakim olsaydı bir çocuğun açlıktan ölmesi mümkün olur muydu? O halde bu suç Ehl-i Beyt'e sırtını dönen herkesindir." dedi.
Bereket yağmurları yağarken yılanlar kör olur
BTP liderinin 1980'den bu yana birlik ve beraberlik mesajları verdiğini ifade eden Eyercioğlu, "1980'den bu yana Türkiye'deki birlik ve beraberliğin tek adresi ve temsilcisi olan Prof. Dr. Haydar Baş her yerde birlik olma vaktidir diye birliğin temel unsurları konferanslarıyla Türkiye'nin dört bir yanını 80'den bu yana dolaşmadı mı! Arkasından Ehl-i Beyt külliyatını ortaya koyarak birliğin nerede ve nasıl olacağını söylemedi mi?
Bütün insanlığın Ehl-i Beyt'e muhtaç olduğunu anlatmadı mı? Şimdi Prof. Dr. Haydar Baş'a saldıranlar aslında bir şahsa saldırmıyor, ona saldıranlar Haydar Baş beyin şahsında inancımızdır, Ehl-i Beyt'imizdir, vatanımızdır, namusumuzdur, izzetimizdir. Bereket yağmurları yağarken her yer nasıl yeşerirse birilerine de kör olmak düşüyor. Yılanların da kör olduğunu zamanı yaşıyoruz" dedi.
Ne mutlu bize, bu karanlığa bir ışık doğdu
Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, konuşmasında çözümü de anlattı. "Ne mutlu bize, bu karanlığa bir ışık doğdu" diyen Eyercioğlu şunları söyledi: "Prof. Dr. Haydar Baş hocamız önce Milli Ekonomi Modeli'ni açıkladı. Milli Ekonomi Modeli ki nasıl bir ekonomik sistem kurulması gerekir bunu anlatıyor dünyaya. Bunun nasıl uygulanacağını gösteren "Sosyal Devlet - Milli Devlet" gibi bir tezi de ortaya koydu. Yetmedi, bunların asıl kaynağı Ehl-i Beyt külliyatını bize sundu. Öyle bir sacayağı ortaya çıktı ki, bütün dünyanın artık kurtuluş nerededir demesine bir gerekçe kalmadı. Artık güneş doğdu, çözüm ortada, Ehl-i Beyt nefesine yürüyen Nuh'un gemisi ayaklandı. Onlar öyle bir dünya kurdular ki Allah'ın nimetini sınırladılar. Haşa, Allah'u Tealaya iftira attılar. Dünya nüfusunu azaltmazsak insanlar aç kalır diye ama Prof. Dr. Haydar Baş çıktı ve bunu silip attı. Cenab-ı Hakk'ın nimeti sınırsız, senin ihtiyacın sınırlı, sen nesin ki Cenab-ı Hakk'ın hazinesini tüketiyorsun. Senin ne kadar cürümün var ki onu bitiriyorsun. Aslında bu söze karşı çıkanlar Cenab-ı Hakk'ın ayetini tersliyordu. Milli Ekonomi Modeli'ndeki teoriye karşı çıkan Allah'ın ayetiyle çelişiyordu."