Pek çok ata sözü vardır ki insanları bazı davranışları yapmakta uyarır. DiNLEYENE SİVRİ SİNEK SAZ DİNLEMEYENE DAVUL ZURNA AZ . Apo yakalandığında bende dahil tüm ülke başarıdan dolayı gururlanmış ve de bu millet yıkılmaz diye ümitlenmiştik. Ve o zaman heyecanlanarak bir de yazı yazmıştım. Bu yazıda bu tarihi fırsatı değerlendirmekten imtina edersek bir daha iki yakamız bir araya gelmez demiştim. Daha önce Yunanistan'ın NATO'ya dönmesini veto etmemekle aklımız sıra jest yapmış ve tarihte atalarımızın yaptığını tekrarlamıştık. Neden bu durumu bazı avantajlar elde edilmesinde pazarlık konusu etmediğimizi anlamak çok güç. Dostluk komşuluk edebiyatı yapmanın sonucu... Aynı durumda Yunanlılar ne yaparlardı? Bir kere düşünmede yarar var.
Tarihten ders almayı asla öğrenemediğimiz bir gerçektir. Yabancıların tarih kitaplarında bu jestlerimize de sahip çıkıp kendilerininmiş gibi gösterdiklerinden emin olunuz. İstanbul'un fethi ile bile tanınan serbestliğin ve hürriyetlerin tamamen ters çevrilerek hala aleyhimizde kullanıldığını görmemek için kör olmak gerekir. Gavurda mantık arama. Hiçbir şekilde bulamazsın. Onlar hakikaten arkasında oldukları Darvin ile birlikte, ataları olan canlılardan daha geri mantığa sahiplerdir. Zaten mantıkları olsaydı sapık inanca dönmezlerdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransızları Alman imparatorunun elinden kurtarması olayını bilen bir tek Fransız var mı? Varsa hangi mantıkla Ermeni soykırımını ortaya atıyorlar. Atmak ne kelime sayemizde ortalığı hallaç pamuğuna çeviriyorlar. Bunu gene atalarımız bize ima yolu ile de olsa söylemişlerdir. Kötülük bulmak istersen o kimseye iyilik etmek yeter de artar. Tabii ki tarihleri altın harflerle yazılıdır. Yaptıkları katliamların adı, kazandıkları savaşlardır. Bizim Çanakkale zaferimiz bile dışarıda onların zaferi olarak bilinmektedir. Zaferin bizim olduğu kesindir aksi halde boğazı geçerler, İstanbul'u mesken seçerlerdi. (Bu son açıklama AB hayranı satılmışların itiraz etme huylarına karşıdır özür dilerim). Her yıl İngiltere'de o savaşta ölenleri anarlar ve yardım toplamaları yaparlar. Sorduğunuzda "Dardanel'' yani Çanakkale Zaferi'nde ölen kahramanların adına para topladıklarını söylerler. Sözün kısası biz hesap sormadığımız nedenle Allah(cc) bizi hesap sorulan hale getirmiştir. yani bizi açık açık cezalandırmıştır. Af dileyip uyanmanın zamanıdır. Her türlü kompleksten kendimizi kurtaralım. Bizim atalarımızla ruhumuz ve huyumuz aynı olmalıdır ve de olmuştur. Ama her şeyin güce de dayandığı bu ortamda aklımızı da kullanmamız gereklidir. Bunu yapmazsak herkes bizi yanlış anlar ve şu andaki halimizi de ararız. Jestlerimiz gücümüzle karşılaştırıldığında, bunların asaletimizden ziyade korktuğumuzdan yapıldığını kendi mantıkları ile zannederler ve bizi mahkeme mahkeme süründürürler. Bizi ancak biz anlarız. Bu nedenle kimsede çıkıp hükümete fazla yüklenmiyor. Benim artık tahammülüm kalmadı AYRANI YOK İÇMEYE TAHTEREVANLA GİDER GEZMEYE sözünün bize söylendiğini ve artık kendimize gelmenin gerektiğini söylüyorum.
Öncelikle Yunanistan'a Apo'ya olan desteği, memleketinde teröristleri barındırma eğitme ve maddi destekleri nedeniyle, Mevcut uluslararası mahkemelerde tek tek tazminat davaları açarak yüz binlerce dava ile oraları meşgul etmek şarttır. Sonuçta bir şey elde edilmese dahi kafası perukluların, peruklarını tam attırmak şarttır. Ya o mahkemeler kapanır, ya da bizim davalardan fıttırırlar. Sadece Yunanlılara değil tüm anarşiyi desteklemiş ülkelere karşı bir ailenin tüm fertlerince tazminat davalarının açılması gereklidir. Bunu yapmadığımız için yunanlısı Ermenisi, ileride daha başka yenisi, bizi dava edecektir. Bu durumda Devlet olarak da Fransa'yı soykırım iftirasından dava edebilirsek (ben hukukçu değilim ama bir yolu olmalı. Yoksa tek yol savaş mı?). Mahkemede arşivler dosyalar deliller tartışılacak böylece tüm dünya önünde yalancılar belli olacak ve bir daha bu türlü rahatsızlıklarla karşılaşılmayacaktır. Kitaplar yazarak yıllarca okunmasını bekleme yerine hedefe kısa yoldan ulaşılacaktır. Beklersek çok bekleriz. Sonucu görecek devletimiz kalırsa. Hakkını aramayanın hakkı zayidir. Beklemek sadece gaflet olamaz.
Tarihten ders almayı asla öğrenemediğimiz bir gerçektir. Yabancıların tarih kitaplarında bu jestlerimize de sahip çıkıp kendilerininmiş gibi gösterdiklerinden emin olunuz. İstanbul'un fethi ile bile tanınan serbestliğin ve hürriyetlerin tamamen ters çevrilerek hala aleyhimizde kullanıldığını görmemek için kör olmak gerekir. Gavurda mantık arama. Hiçbir şekilde bulamazsın. Onlar hakikaten arkasında oldukları Darvin ile birlikte, ataları olan canlılardan daha geri mantığa sahiplerdir. Zaten mantıkları olsaydı sapık inanca dönmezlerdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransızları Alman imparatorunun elinden kurtarması olayını bilen bir tek Fransız var mı? Varsa hangi mantıkla Ermeni soykırımını ortaya atıyorlar. Atmak ne kelime sayemizde ortalığı hallaç pamuğuna çeviriyorlar. Bunu gene atalarımız bize ima yolu ile de olsa söylemişlerdir. Kötülük bulmak istersen o kimseye iyilik etmek yeter de artar. Tabii ki tarihleri altın harflerle yazılıdır. Yaptıkları katliamların adı, kazandıkları savaşlardır. Bizim Çanakkale zaferimiz bile dışarıda onların zaferi olarak bilinmektedir. Zaferin bizim olduğu kesindir aksi halde boğazı geçerler, İstanbul'u mesken seçerlerdi. (Bu son açıklama AB hayranı satılmışların itiraz etme huylarına karşıdır özür dilerim). Her yıl İngiltere'de o savaşta ölenleri anarlar ve yardım toplamaları yaparlar. Sorduğunuzda "Dardanel'' yani Çanakkale Zaferi'nde ölen kahramanların adına para topladıklarını söylerler. Sözün kısası biz hesap sormadığımız nedenle Allah(cc) bizi hesap sorulan hale getirmiştir. yani bizi açık açık cezalandırmıştır. Af dileyip uyanmanın zamanıdır. Her türlü kompleksten kendimizi kurtaralım. Bizim atalarımızla ruhumuz ve huyumuz aynı olmalıdır ve de olmuştur. Ama her şeyin güce de dayandığı bu ortamda aklımızı da kullanmamız gereklidir. Bunu yapmazsak herkes bizi yanlış anlar ve şu andaki halimizi de ararız. Jestlerimiz gücümüzle karşılaştırıldığında, bunların asaletimizden ziyade korktuğumuzdan yapıldığını kendi mantıkları ile zannederler ve bizi mahkeme mahkeme süründürürler. Bizi ancak biz anlarız. Bu nedenle kimsede çıkıp hükümete fazla yüklenmiyor. Benim artık tahammülüm kalmadı AYRANI YOK İÇMEYE TAHTEREVANLA GİDER GEZMEYE sözünün bize söylendiğini ve artık kendimize gelmenin gerektiğini söylüyorum.
Öncelikle Yunanistan'a Apo'ya olan desteği, memleketinde teröristleri barındırma eğitme ve maddi destekleri nedeniyle, Mevcut uluslararası mahkemelerde tek tek tazminat davaları açarak yüz binlerce dava ile oraları meşgul etmek şarttır. Sonuçta bir şey elde edilmese dahi kafası perukluların, peruklarını tam attırmak şarttır. Ya o mahkemeler kapanır, ya da bizim davalardan fıttırırlar. Sadece Yunanlılara değil tüm anarşiyi desteklemiş ülkelere karşı bir ailenin tüm fertlerince tazminat davalarının açılması gereklidir. Bunu yapmadığımız için yunanlısı Ermenisi, ileride daha başka yenisi, bizi dava edecektir. Bu durumda Devlet olarak da Fransa'yı soykırım iftirasından dava edebilirsek (ben hukukçu değilim ama bir yolu olmalı. Yoksa tek yol savaş mı?). Mahkemede arşivler dosyalar deliller tartışılacak böylece tüm dünya önünde yalancılar belli olacak ve bir daha bu türlü rahatsızlıklarla karşılaşılmayacaktır. Kitaplar yazarak yıllarca okunmasını bekleme yerine hedefe kısa yoldan ulaşılacaktır. Beklersek çok bekleriz. Sonucu görecek devletimiz kalırsa. Hakkını aramayanın hakkı zayidir. Beklemek sadece gaflet olamaz.
A. Haydar Ata / diğer yazıları
- Çıldırmamak elde değil / 22.07.2001
- Herşey ne kadar da net / 13.07.2001
- Gaflet / 16.06.2001
- Artık kendimize gelmeliyiz / 09.06.2001
- Bekleyiş / 29.05.2001
- Benim anladığım tasarruf / 20.05.2001
- Herşey ne kadar da net / 13.07.2001
- Gaflet / 16.06.2001
- Artık kendimize gelmeliyiz / 09.06.2001
- Bekleyiş / 29.05.2001
- Benim anladığım tasarruf / 20.05.2001