logo
25 NİSAN 2024

Artık vakit Kerbela -3-

İmam Hüseyin (a.s.) Abbas öldürüldüğü zaman şöyle buyurmuştur: 'Belim şimdi kırıldı, çarem kalmadı ve düşmanlarım sevinmeye başladılar'
18.08.2021 00:05:00
Artık vakit Kerbela -3-
Artık vakit Kerbela -3-
Ebu Şa'sa Kindi, Hâşim b. Vakkas, Züheyr b. Kayn, Hanzale Şibami, Seyf b. Haris, Malik b. Abde, Ebu Zer Gıfari'nin azadlı kölesi Cevn, köle Firuzan, Haşim b. Utbe, Mehmed b. Mikdad, Abdullah bin Ducane, İmam Ali'nin kölesi Sa'd, Sa'd, Rebia oğlu Kays, Süveyd oğlu Şiys, Karat oğlu Ömer, Müslim ve Hammat,  İmam Hüseyin (a.s) ve Ehl-i Beyt'i için tek tek meydana çıkıp, onlarca melunu öldürüyor ve şahadete eriyorlardı.   
 
İmam Hüseyin'in (a.s.) ashabından birinin Türk olan kölesi Vazih, düşmanla kahramanca savaştıktan sonra yere yıkıldı. İmam Hüseyin'i (a.s.) yardımına çağırdı. İmam (a.s) geldi ve boynuna sarıldı. Son nefeslerini büyük bir iftiharla yaşayan Vazih; "Kim, benim gibi olabilir. Resulüllah'ın (s.a.v.) evladı yanaklarını, yanaklarıma dayamış." Diyordu. Bu hal üzere o da şahadete erdi.
 
Ömer b. Cünade, 11 yaşındaydı ve İmam Hüseyin'in huzuruna çıkıp, savaşmak için izin istedi. İmam (a.s); "Bu, babası öldürülen bir gençtir, annesi onun savaş meydanına gidip öldürülmesine razı olmayabilir" dedi.
 
Ömer, İmam'ın (a.s.) bu sözünü duyar duymaz; "Hayır, Allah'a and olsun ki, canımı sana feda etmeyi ve kanımı, senin yolunda dökmeyi annem emretmiştir" dedi.
 
İmam Hüseyin, bu cevaptan sonra Ömer'e izin verdi. Ömer'de kahramanca çarpıştı. O melunlar, Ömer'i şehit edip başını, bedeninden ayırıp çadırlara fırlattılar. Bu erlerin yanında, ashaptan on beş kişi bir seferde olmak üzere sadece öğle vaktine kadar İmam Hüseyin (a.s.) ashabından elli üç kişi şahadet şerbetini içti...
 
Ehl-i Beyt'ten Abdullah b. Müslim b. Akil ortaya çıkmak için izin istedi. İzni alan Abdullah meydana indi. Abdullah, Yezid'in askerlerine Ehl-i Beyt'in kutsallığını ve onlara düşmanlık edenlerin sonlarını anlattıktan sonra Yezid ordusundan Kuddame'ye döndü ve "Ey Kuddame! Sen zamanımızın en yiğit kimsesisin. Bu Hâşimoğlu pehlivanının karşısına çık! Şerrini üstümüzden at" dedi.
 
Bahtsız Kuddame, saadet sahibi Abdullah'ın karşısına çıktı. Abdullah susuzluktan yorgun düşünce bir köşeye çekildi ve mızrağı elinden bıraktı. Bahtsız Kuddame, Abdullah'a süngü salladı. Abdullah (a.s) süngüyü Kuddame'nin elinden aldı ve bir vuruşta onu öldürdü. Sonra savaş meydanına döndü. İbn-i Sa'd'ın sancağı altındaki Sâlih bin Mısrî'yi de öldürdü. Mufaddal bin Merahim denilen bir alçağın vuruşu ile şehit oldu.  ,
 
Bundan sonra Akil oğlu Abdurrahman, Abdullah oğlu Muhammed, Avfoğlu Muhammed, Avfoğlu Avn da şahadet şerbetini içtiler.
 
Kerbela toprağı, ashabın kanları ile sulanmıştı. Sıra yavaş yavaş İmam Hüseyin'e (a.s.) geliyordu ki,  oğlu Ali Ekber öne atıldı ve savaş meydanına girmek için izin istedi. (ki, Ali Ekber (a.s) Peygamber Efendimize çok benziyordu. Hatta Ashap; "Biz, Peygamberin (s.a.v.) simasını görmeyi arzu ettiğimizde ona (Ali Ekber) bakıyorduk" diyordular.
 
Ali Ekber'in (a.s) karşısında kimse duramıyordu. Herkes bir tarafa kaçışıyordu. Diğer yandan susuzluk Ali Ekber'i şiddetle etkilemesine rağmen yine de düşman ordusuna çok ağır darbeler indirerek onlardan, 120 kişiyi aşkın insanı cehenneme gönderdi ve çadırlara geri döndü.
 
Daha sonra tekrar düşman ordusuna saldırıp, onlardan ağır bir yara alarak toprağın üzerine düştü ve o esnada yüksek bir sesle: "Babacığım, şimdi ceddim Resulüllah'ın (s.a.v.) cennet kadehiyle bana verdiği suyu doya doya içtim. Artık bundan böyle hiçbir zaman susamayacağım" diyordu.
 
Melunlar yere düşen Ali Ekber Hazretlerini, kılıçları ile parça parça ettiler. İmam Hüseyin (a.s.), Ali Ekber'in başına gelip şöyle buyurdu: "Ey yavrum, Allah, seni öldüren bu zâlim kavmi öldürsün, Allah'ın ve Resulüllah (s.a.v.)'in hürmetini ortadan kaldırmaya ne kadar da cüret ettiler. Artık senden sonra dünyaya yazıklar olsun." 
 
İmam Hasan'ın oğlunun şehadeti
 
Hz. Kasım, İmam Hasan'ın (a.s.) henüz buluğa erişmemiş oğlu idi… Ömer b. Sa'd'ın ordusunda bulunan Birravi şöyle söylüyor: "Bir çocuğun ata bindiğini gördük. Miğfer yerine kafasına sarık koymuştu. Ayaklarında da savaş çizmesi yoktu, yalnızca ayakkabı vardı. Ayakkabısının birinin de bağı çözülmüştü. Bunun sol ayağı olduğunu hâlâ unutmuyorum…"
 
İmam Ali'nin (a.s.) oğlu Ömer'in şehadeti
 
Ali oğlu Ömer savaş için ileri atıldı… Yezid'in askerinin istiklal bayrağına titremeler saldı. Yiğitliğin en yüksek derecesine varıp karşı düğüşçüleri yerlere yıktı. En sonunda şehadet şerbetini içti.
 
İmam Ali'nin (a.s.) oğlu Osman'ın şehadeti
 
"Ondan sonra Hz. Ali'yyül Murtaza'nın oğlu Osman savaş alanına doğru yürüdü… Sayısız düşmanı öldürdükten sonra Yezid Ebtahi oğlu Sinan tarafından şehit edildi.
 
Hz. Hasan'ın (as) oğlu Abdullah'ın şehadeti
 
İmam Hasan oğlu Abdullah da, Kerbela'da amcası İmam Hüseyin'in (a.s.) yanında idi. Henüz on yaşlarında bir çocuktu. Amcasının feryatlarına daha fazla dayanamayarak bir anda kendini çadırlardan dışarıya attı. Abdullah öyle diyordu: "Hayır, Allah'a and olsun ki, amcamdan ayrılmayacağım." Melunlar, Onu da şehit ettiler.
 
İmam Hüseyin'in (a.s.) kundaktaki evladının şehadeti
 
"İmam Hüseyin'in (a.s.) çadırın içerisinde bulunan çoluk çocuğu ve İmam Seccad hariç, bütün yaranları düşman tarafından öldürüldükten sonra; İmam Hüseyin (a.s.), şöyle yardım çağrısında bulundu:
 
"Acaba Peygamberin (s.a.v.) Ehl-i Beyt'ini savunacak bir kimse, hakkımızda Allah'tan korkacak bir muvahhit ve bize yardımda bulunacak bir yardımcı yok mudur?"
 
İmam Hüseyin'in (as) yardım dileme sesini çadırın içerisinde bulunan çoluk çocuk, duyar duymaz onların ağlama sesleri göklere yükseldi.
 
İmam (a.s.) çadırlara doğru dönüp şöyle buyurdu: "Yavrum Ali Eser'i de getirin, onunla da vedalaşayım." Küçük bebek babasının kucağındayken, Harmele onu hedef alıp şehadete ulaştırdı.
 
İmam (a.s.) bebeğin boğazından akan kanı göğe serpip şöyle dedi: "Allah'ım! Onları azabına duçar eyle, onlardan hiçbir kimseyi geride sağ bırakma ve onları ebedî olarak affetme!" 
 
İmam Ali'nin (as) oğlu Abbas'ı şehadeti


 
Hz. Abbas'ın iki kolunu da kesti melunlar. Vücuduna onlarca ok saplandı ve mübarek başını yardılar. Hz. Abbas'ın şehadeti de böylece gerçekleşmiş oldu.
 
İmam Hüseyin (a.s.) Abbas öldürüldüğü zaman şöyle buyurmuştur: "Belim şimdi kırıldı, çarem kalmadı ve düşmanlarım sevinmeye başladılar." 
 
İmam Hüseyin'in (a.s.) yanındaki bütün erkekler Kerbela toprağında can vermişti. Artık Onu (a.s.) savunacak tek kişi kendisi idi.
 
Savaş meydanına girmeden evvel çadırlardaki kadınlarla ve oğlu Zeynnelâbidin ile son kez vedalaştı. Onlara son nasihatlerini etti.
 
İmam Seccad, Kerbela günü hasta idi ve silah taşıyacak takati yoktu. Ancak, İmam Hüseyin (a.s.)'ın feryatları karşısında, babasına yardım etmek için bir ara kendini çadırlardan dışarı attı.
 
"Ümmü Gülsüm, "Yavrum geri dön" diyordu. Cevabında, "Hala, bırak Resulüllah (s.a.v.)'in evladının yanında savaşayım" buyurdu.
 
İmam Hüseyin (a.s.)'ın kendisi yüksek bir sesle, "Bacı, onu çadırlara geri çevir ki, yeryüzü Muhammed evlatlarının neslinden boş kalmasın" buyurdular. 
 
Artık Onun (a.s.) sırası gelmişti. Karşısındaki binlerce kişilik ordu ile baş başa idi. İmam Hüseyin (a.s), çocukları, ailesi ve dostları gözleri önünde öldürüldükleri halde kendisine hakim ve sağlam bir yürekle düşman karşısında duruyordu.
 
Bu büyük insan karşısında, O'nu (a.s.) öldürme noktasında tereddüt geçiren askerleri harekete geçirmek için Ömer'in komutanlarından Amr b. Haccac ez-Zübeydî askerlere; "Ey Küfeliler! İtaat etmeyi ve toplumun birliğini korumayı sürdürün. Dinden ok gibi fırlayıp çıkan ve imama (Yezid) karşı gelen kimseyi öldürme hususunda kuşkuya düşmeyin" diyordu. 
 
Hüseyin (a.s.), Fırat'ın kenarındaki toprak setten çadırındayken, Şimr b. Zilcevşen bir grup adamıyla karşısına çıktı. Etrafını sardılar. İçlerinde
 
Mâlik b. Nesr el-Kindî denilen biri öne atıldı. İmam Hüseyin (a.s.)'a sövdü ve başına bir kılıç indirdi. Bu kılıç darbesi İmam'ın (a.s.) başında miğferi parçalamış ve başı isabet almıştı. Yara kanıyordu. Miğfer kanla doldu. İmam Hüseyin (a.s.) ona dedi ki: "Sağ elinle bir şey yiyemeyesin, onunla bir şey içemeyesin ve Allah, seni zalimlerle birlikte haşr etsin."
 
Sonra miğferi attı. Bir bez istedi, onunla başını sardı. Başka bir miğfer istedi. Onu başına koydu. Sonra etrafını sarıkla sardı. Şimr b. Zilcevşen ve etrafındakiler uzaklaşıp yerlerine döndüler. Biraz bekledi, tekrar geri döndü. Onlar da, İmam'a (a.s.) geri döndüler ve etrafını sardılar. Hüseyin bin Ali (a.s.) ata binip kılıcını eline aldı ve şiirler okuyarak düşman ordusuna saldırdı.
 
Bu güçlü arslanın karşısında ne yapacağını şaşıran Küfe leşkerleri, onun direncini kırmak için kendisine bir damla suyu dahi vermemeyi kararlaştırmışlardı.
 
Küfe halkı, Hz. Hüseyin (a.s.) su aradığı bir anda ona saldırdılar. Kendisi her ne kadar atıyla Fırat'a girmek istedi ise de onlar toplu olarak hücum edip, kendisini Fırat'tan uzaklaştırdılar. Ve yine Hüseyin (a.s.) su arıyordu. Şimr de ona, "Allah'a and olsun ki, Fırat'a giremeyeceksin, ateşe gireceksin" diyordu. 
 
Hüseyin b. Ali (a.s.), aralıksız olarak düşmana saldırıp, şiddetle savaşıyor ve her saldırısında düşmandan bazılarını yere seriyordu. Bu esnada aniden düşman, İmam'a ruhî bir darbe vurup onu mağlup etmeye karar aldı. Bu maksatla Hazret'le çadırların arasına girerek hamleyi çadırlara doğru yöneltti.
 
Bu esnada İmam (a.s.) yüksek bir sesle şöyle feryad etti: "Ey Ebu Süfyan ailesine uyanlar! Eğer dininiz yok, kıyamet gününden de korkmuyorsanız, hiç olmazsa dünyanızda hür kişiler olun. Eğer Arap olduğunuzu iddia ediyorsanız hasebinize dönün ve insanlık şerefinizi koruyun."
 
Şimr cevaben, "Ya Hüseyin, ne söylüyorsun?" dedi.
 
İmam (a.s.) cevaben şöyle buyurdu: "Ben, sizinle siz de, benimle savaşıyorsunuz. Bu kadınların ne suçu var? Ben hayatta olduğum müddetçe zorbalarınızı Ehl-i Beyt'ime saldırmaktan alıkoyun."
 
İmam Hüseyin (a.s.) verdiği büyük mücadelenin arkasından Muharrem'in onuncu günü, Cuma günü öğleden sonra görülmemiş kin, intikam ve vahşet ile şehit edildi. Şehit edildiğinde elli yedi yaşında idi. Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
(Geniş bilgi ve hikmetler için bknz. Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin eseri) H: Akın Aydın
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 21. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

24.04.2024 12:27:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:31:28
AA
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 20 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 21. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 100, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 96, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 112 oy aldı. Seçime katılım 324 olarak kayıtlara geçerken, 2 boş oy kullanıldı, 14 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 22. tur oylamayla devam edilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

Meteorolojiden 17 il için sarı kod

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 il için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı. Peki toz taşınımı neden olur ve toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri nelerdir 
24.04.2024 12:18:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:21:49
Fahri Fatih Özcan
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurdun batı ve iç kesimleri için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı.

Bu hafta Libya üzerinden gelen çöl sıcağı etkili olacak. Sıcağın yanı sıra çöl tozları da yurtta etkisini gösterecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, tarafından Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak için sarı kodlu uyarı yapıldı. Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'nun batısı ile Batı Karadeniz'de yer yer toz taşınımı beklendiğinden, görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.


Toz taşınımı nedir?


Toz taşınımı, atmosferdeki toz partiküllerinin hareket etmesi veya taşınması sürecidir. Bu partiküller genellikle rüzgar, termal hareketler, fırtınalar veya insan etkisiyle atmosferde taşınabilirler.

Toz taşınımı, çoğunlukla çöllerden veya kuru arazilerden kaynaklanan toz fırtınalarıyla ilişkilendirilir, ancak sanayi, tarım faaliyetleri veya araç trafiği gibi insan faaliyetleri de toz taşınımına katkıda bulunabilir. Mineral toz partiküllerinin atmosferde belirgin varlığının ana nedenleri arasında kuraklık ve çölleşme yer almaktadır.


Toz taşınımının sağlık etkileri nelerdir?


Toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişiler için önemli olabilir.

Toz partikülleri, astım, KOAH ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde rahatsızlıkları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Toz partikülleri, özellikle astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilir.

Toz taşınımı sırasında hava kalitesinin düşmesi, görüş mesafesinde azalmaya yol açabilir.

Toz taşınımı dönemlerinde, hava kalitesinin düşmesi nedeniyle halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi genel sağlık sorunları yaşanabilir.

Yaşlılar ve çocuklar gibi hassas gruplar, toz taşınımından daha fazla etkilenebilir ve ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

Bu nedenle, toz taşınımı beklenen dönemlerde, özellikle solunum yolu rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve çocuklar için evde kalmak ve dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler almak önemlidir. Ayrıca, evdeyken pencere ve kapıların kapalı tutulması ve dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması gibi koruyucu önlemler de önerilmektedir.

BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
24.04.2024 10:24:00 / Güncelleme: 24.04.2024 10:27:04
Haber Merkezi
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
25 Eylül 2001'de kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu 40 üyesinden birisi olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın memleketi olan Kilis'te vefat etti.

Merhum Noter Ökkeş Özalpaydın ve merhum Hafız Fikret Özalpaydın'ın kardeşleri, Ziraat Mühendisi Bekir Sait Özalpaydın, Ziraat Mühendisi Bahadır Özalpaydın ve Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi'nin babaları, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi'nin kayınpederi, Bağımsız Türkiye Partisi kurucu üyesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dava arkadaşı, emekli Kilis İlçe Tarım Müdürü Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Cenaze namazı 24 Nisan Çarşamba Günü (Bugün) ikindi namazına müteakip Kilis Asri Mezarlık Camii'nde kılınacaktır.

Merhumun ailesi taziyeyi 1 nolu Topçuoğlu Taziye Evi'nde kabul edeceğini açıkladı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.