Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "İslam ve Mevlana" eserinden hareketle Hz. Mevlana'yı anlatmaya devam ediyoruz:
Günlerden bir gün, mânânın bahar, maddenin de sonbahar mevsimini yaşadığı bir gündü. Konya'ya meczup bir veli gelmişti. Adı Şemsi Tebrizi. Kâinatın her zerresinde, mahlûkatın her cinsinde Allah'ın tecellisini gören bu zat o kadar kendinden geçmişti ki, nazar ettiği her noktanın yanmaması mümkün değildi.
Ve nihayet beklenen an gelmiş Hz. Mevlana medresesinden çıkmıştı. Kendine doğru ilerleyip atının yularını tutan o ulu kişi, kendi kadar güzel bir soru soruyordu bu mana erine. "Söyler misin bana 'Seni tanıdım' diyen Beyazıd-i Bestami mi büyük, yoksa 'Ya Rabbi seni layıkıyla tanıyamadım' diyen Hazreti Muhammed (s.a.a) mi?" Hz. Mevlana, "Seni layıkıyla tanıyamadım diyen Hz. Muhammed, 'Seni tanıdım' diyen Beyazıd-i Bestami'den çok büyüktür" demiştir.
Şems bu tecelli karşısında bir sayha atıp kendinden geçer. Bundan sonra iki ezeli dost, kimin kime mürid veya mürşid olacağı belli olmayacak tarzda vahdet şerbetini içmeye başlamışlardır.
Öyle bir devre başlamıştır ki, Mevlana, bütün dost ve arkadaşlarından ayrılmış, medresesinde Şems ile birlikte sır kabuğuna çekilmişti. Bu hal zamanın insanını harekete geçirmiş, "Şems denilen bu adam gelip Mevlana'mızı elimizden aldı" diye dedikodular yayılmıştı. Bu dedikodular fırkatin zuhuru için Şems'in Konya'dan ayrılmasına vesile olmuştur. Günlerden bir gün Tebrizli Şems gönlünü Mevlana'ya bırakmış, maddesiyle başka diyarlara uçmuştur.
Mevlana, derin hasret ateşleri içinde kıvranırken cemalinde her an Hakkı seyrettiği mürşidini aramaya koyulmuştu. Konya'ya gelip gidenlerden mecnun misali "Şems Şems!" diye soruyor, uçan kuşlardan haber arıyordu. Esasen bu arayış ve yanış Şems'in muhabbetinde yok oluştu.
Beklenilen haber Konya'ya yayılmaya başladı: "Şems Şam'da." Haberi alan Mevlana derhal oğlu Sultan Veled ile birkaç müridini hediyelerle Şam'a yollar. Sultan Veled büyük velinin elini öper ve "Sultanım, bütün dedikodular için Konya'nın eşrafı ve bütün halkı özür diliyor ve yüce şahsınızı Konya'ya davet ediyorlar."
Bu sözlere rağbet göstermeyen Şems, Sultan Veled'i duymazlıktan gelir ve gözünü parlatacak, ruhunu sonsuzluk ülkesine kadar yüceltecek sevgilisinin davet teklifini bekler. Sultan Veled, "Efendimiz! Bütün bunların yanında sizi en az sizin kadar seven babam Mevlana sizi Konya'ya davet ediyor" der. Bu en güzel davet Şems'i Konya'ya uçurmaya yetmiştir.
(devam edecek...)
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -2- / 15.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli / 14.03.2022