Son günlerde ülkemizde sürekli gündemde olan yolsuzluk ve yoksulluk meselesi ülkede büyük yankılar uyandırdı. Özellikle konuşulan yolsuzluk meselesi, artık iyice mide bulandırmaya başladı. Öyle ki, kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmadığı gibi, ülkeyi suç odaklarına karşı koruması gerekenlerin, onlarla kol kola olduğunu duyuyoruz.
Peki, bu olaylar bir sistemsel sorun mu? Çoğu zaman ülkelerin, hangi sistem ile yönetilmesi gerektiği tartışılır, aslında hangi sistemi uygularsanız uygulayın, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi sistemi uygulayacak insanı eğitmezseniz; hiç bir sistemle başarılı olmanız mümkün değildir.
Yani Haydar Hoca'nın dediği gibi insanı, kendi ve toplum yararına yetiştirerek, milletimize adam gibi adam kazandırmaktır.
Günümüzde de bazı kişilerin devlete, atanarak, bazılarının da siyaset yoluyla, seçilerek bir makama ve mevkie geldiklerini görürsünüz, burada asıl olan, bir makama gelmek değil, o makamın hakkını vermektir.
Meşhur bir hikâye vardır: Bir baba, oğlunun huyunu, kişiliğini beğenmez ve ona yeri geldikçe "Sen adam olmazsın," dermiş. Böylece yıllar geçmiş, çocuk okumuş, etmiş ve sonunda paşa olmuş. Emrindeki adamlarından iki kişiyi de babasını alıp getirmeleri için göndermiş. Bu adamlar babasının kapısına varmışlar, "Paşa hazretleri sizi getirmemizi emretti!" deyip, babasını aldıkları gibi, oğlunun makamına getirmişler. Oğlu da babasını karşısında görünce, babasını haksız çıkardığını göstermenin rahatlığıyla gururla konuşmuş: "Bak sen bana 'adam olamazsın' derdin; ama ben paşa oldum" demiş.
Babası, oğlunun omzundaki yıldızları, üstündeki sırmaları, belindeki kılıcı şöyle bir süzdükten sonra, başını sallamış ve şöyle demiş: "Oğlum ben sana 'adam olamazsın' dedim, 'paşa olamazsın' demedim ki!.. Sen adam olsaydın, babanı böyle yaka paça ayağına getirtmez, kalkar kendin gelirdin."
Aslında adam olmak iyi insan olmaktır, zira yüce Allah" Biz insanı gerçekten en güzel biçimde yarattık "(Tin suresi, 4) buyuruyor.
Peki, yaratılan insan nasıl adam olur? Eğer, edep, hayâ, takva, tevazu, sabır; kanaat, şükür, cömertlik, tefekkür ile kalbini ve ruhunu donatmışsa, işte o insan adam gibi adamdır.
Kendisine emanet edilen devlet malını, har vurup harman savurmadan, bunda tüyü yetmemiş yetimin de hakkı var diyerek, emanete sahip çıkmışsa, adam gibi adamdır.
İnsan; alan el değil veren el oluyorsa, verdiği sözü tutarak adaletli oluyorsa, helalinden kazanarak, haramdan uzak duruyorsa, işte o insan adam gibi adamdır.
İnsan, makamını ve gücünü, dünyalık heva ve hevesi için kullanmıyorsa, dünyasını ahirete tercih etmiyorsa, zalimin karşısında, mazlumun yanında oluyorsa, işte o insan adam gibi adamdır.
İşte, adam gibi adam olanlara, yüce Allah Kur'an'da müjde veriyor: "Ancak Salih ameller işleyenler başka, onlar için devamlı bir mükâfat vardır." (Tin suresi, 6)
Adam olamayarak nefsinin, kibrinin, heva ve hevesinin, esiri olanlara da yüce Allah Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Sonra onu, aşağıların aşağısına (esfel-i safilin) indirdik." (Tin suresi, 5)
Ne mutlu, adam gibi adam olana…
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023
- Kurban kesmek / 26.06.2023
- Kilis’teki demografik yapının değişmesi / 05.04.2023
- Çanakkale kahramanı Atatürk / 20.03.2023
- Doğal afetlerde askerin önemi / 23.02.2023