Eski ayların ne yapıldığına dair soruya merhum Nasreddin Hoca'nın; "kırpıp kırpıp yıldız yaparlar" şeklinde cevap verdiği herkesin malumudur.
İsminin başında 'adalet' olan bir partinin yirmi yıllık iktidarının sonunda 'adaleti ne yaptılar?' diye sorulsa herhalde en kestirme cevap 'kırpıp kırpıp yıldız yaptılar' şeklinde olur.
Adalet duygusunun kırpılması, paramparça edilmesi halinde orta yerde yıldıza benzer bir şeyin kalmayacağı da hem bilimsel hem de tecrübi bir gerçektir.
"Devletin dini adalettir" gerçeğinden hareketle diyebiliriz ki gerektiği her zaman ve zeminde adaletin tecelli etmediği her gün, güneşin doğmadığı kapkaranlık bir gün demektir.
Dünya gezegeninin güneşi görmeyen yüzünde elbette günden, ışıktan ve ısıdan söz edilemez.
Ucu hemen her insana, hepimize dokunan adaletsizliklerin bazılarını hatırlarsak demek istediklerimiz daha iyi anlaşılacaktır herhalde.
Geçtiğimiz ay itibariyle elimize ulaşan elektrik faturaları hepimizi şoke etti, biliyorsunuz. Daha önceki ayların iki katı, bazen üç katı nispetinde oldukça kabarık gelen faturaları ödemek için çırpınırken, falanca şirketin bilmem kaç milyon dolarlık borcu silinmiş, filanca şirketin şu kadar milyon dolarlık cezası affedilmiş, feşmekanca gurubun yüzlerce milyon dolarlık kredi borcunun ödemesi bilmem kaç ay, kaç yıl daha ertelenmiş tarzında haberler kulağımıza çalınıp duruyor.
Milletin yüzde doksanlık büyük bir kesimi geçim sıkıntısı ile iki ayağı bir pabuca sokulmuş iken, peş peşe gelen astronomik faturalarla baş etmeye uğraşırken bu sefer iktidar çevresindeki bir avuç mutlu azınlığın, yandaş bürokratların çift maaşlıları, üç ya da beş maaşlıları isim isim belgelerle kamuoyuna açıklanıyor.
Bir çoğu üniversite mezunu, bazıları yüksek lisans yapmış, sahasında uzman, gencecik insanlar atama beklerken, iş beklerken, iktidar çevresinde kümelenmiş bir avuç mutlu azınlığın her birinin neredeyse koltuklarında kırk karpuzla dolaştıkları haberleri hem ebeveynlerin hem de iş bekleyen gençlerin adalet duygularını yaman yaralamaktadır.
Bütün bu haksızlıklar ve hukuksuzluklar yetmezmiş gibi, vergilerin artmasının, faturaların kabarmasının sebebi olarak uzmanlarca, geçilmeyen köprüler, uçulmayan havaalanları ve gidilmeyen hastaneler olduğu açıklanınca, insanların adalet duyguları, adalete olan güvenleri büsbütün sarsılıyor.
Yokluklar, yoksulluklar günün birinde ve bir şekilde belki telafi edilir, giderilir ama adalet yoksulluğu tez zamanda giderilemezse işte o zaman 'ört ki ölem'.
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024