Aşılama güzel de, bu gidişat da tehlikeli
Türkiye'de okullar açıldı, ticari hayat normalleşti, sosyalleşme başladı. Maske, mesafe ve hijyen de rafa kalkınca, Covid-19 vaka sayısında patlama yaşanıyor. Son 14 günlük verilere göre Türkiye dünyada en çok vaka görülen 4., en çok ölüm saptanan 9. ülke konumunda. Önümüzdeki ay ya da Kasım'da kısıtlamaların geri gelme ihtimali giderek artıyor.
20.09.2021 10:56:00
RECEP BAHAR / ÖZEL HABER
Türkiye son iki haftada (6-19 Eylül arası) toplamda 349 bin 205 vaka ile dünyada 4. sırada yer aldı. Bu süre içinde 3 bin 468 vatandaşımızı Covid-19'dan kaybettik. Ölüm sayısına göre ise dünyada 9. sırada yer aldık. Eylül ayının 19 günlük döneminde ise toplam vaka sayısı 458 bin 928, toplam vefat sayısı ise 4 bin 864 olarak kayıtlara geçti. Oysa geçen yıl 31 Ağustos - 17 Eylül döneminde 1075 vatandaşımızı salgın nedeniyle kaybetmiştik. O dönemde toplam vaka sayısı ise 84 bin 907 idi. Bu yıl vaka sayısı 5.4, ölüm sayısı ise 4.5 kat artış gösterdi. Nüfusun geneline oranla iki doz aşılama oranının yüzde 50'ye yaklaştığı bir dönemde ölüm sayısındaki artışın vaka sayısına oranla bir miktar düşük olduğu görülüyor ancak anlamlı bir düşüş de yok!
Geçen yıldan bu yıla ne değişti?
Öte yandan 30 Haziran - 31 Ağustos 2020 dönemi ile 30 Haziran - 31 Ağustos 2021 dönemlerini karşılaştırdığımızda ise ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
• Türkiye'de 2020 yılında 30 Haziran - 31 Ağustos dönemindeki 61 günlük sürede toplam 191 bin 535 vaka saptandı, 1239 vatandaşımız vefat etti.
• 30 Haziran - 31 Ağustos 2021 arasında ise 962 bin 679 vaka tespit edildi, 6 bin 978 vatandaşımızı kaybettik.
2020 ile 2021 yıllarına ait söz konusu dönemleri karşılaştırdığımızda vaka sayısında 5.02, ölüm sayısında ise 5.63 artış yaşandı. 30 Haziran - 31 Ağustos 2020 döneminde 154.5 vakadan biri vefat ederken, 30 Haziran - 31 Ağustos 2021 döneminde ise 138 vakadan biri vefatla sonuçlandı. Yüksek aşılama oranlarına rağmen, bu yıl vefat sayılarının vakaya oranla arttığı net olarak ortaya çıkıyor.
Neden böyle?
Peki neden vaka ve vefat sayılarında artış var? Bunun bir kaç nedeni bulunuyor.
1. Geçen yıl 29 Temmuz'dan Aralık ayına kadar "Avrupa ve Rusya'dan turist gelsin diye" vaka sayıları değil hasta sayıları açıklandı. Haliyle vaka sayıları düşük kaldı. Oysa Ağustos ayında Güneydoğu'da vaka patlaması yaşanıyordu, hastaneler adeta kilitlenmişti!
2. Bu yıl aşılamanın etkisiyle yaşam ve ticari hayat salgın öncesi döneme döndü. Maskeler çıkarıldı, mesafeler sıfırlandı, hijyen de haliyle rafa kalktı.
3. Geçen yıl yaz aylarında orijinal koronavirüs varyantı etkiliydi ve bulaş en az 10 dakikalık muhabbette oluyordu. Bu yıl Delta ve delta Plus varyantları etkin. Bu varyantlarda bulaş 1.5 dakikada olabiliyor.
4. Geçen yıl ağırlıklı olarak 50 yaş üstü hastaneye yatıyordu ve vefatlar bunlar arasında oluyordu. Bu yıl Delta varyantlarının etkisiyle her yaş grubundan insan hastanelerde tedavi altına alınıyor. Geçen yıl 30 yaş altı ve hamileler arasında vefatlar nadirdi, bu yıl ise sıradan haberler arasında yer aldı.
5. Yoğun aşılamaya rağmen hala daha aşı hakkı tanınan 12 yaş üstü nüfusun 30 milyonunun, 18 yaş üstü nüfusun ise 22 milyonunun iki doz aşı olmadığını not edelim.
Ne yapılmalı?
Sonuç: Aşılamanın hastaneye yatışları ve ölümleri azalttığı pandemi hstanelerindeki doktorlardan ve hemşirelerden aldığımız bilgilere göre kesin bir bilgi. Aşı işe yarıyor. Ancak aşılama yeterli değil. Türkiye'de aşı hakkı tanınan milyonlarca kişi aşı olmadı. Dün İstanbul Bahçelievler Devlet Hastanesi'nde onlarca öğretmenin aşı olmamak için PCR testi yaptırmak için sırada beklediğine tanık oldum. Ve bunu haftada iki kez usanmadan yapıyorlar. Oysa aşı kabinleri önünde kuyruk yoktu! Böyle giderse Ekim-Kasım aylarında tam ya da yarı kapanma gelecek gibi görünüyor.