Bilenler bilir, meşhur ve yanık türkülerimizdendir:"Karlı dağlar ne olur ne olurAsker ağam gelse yaralarım ey olur."Dörtlüklerin ardından tekrarlanan bu dizeler ise gerçekten yürekleri yaralar geçer.Asker yolu bekleyen gözleri yaş, yürekleri hasret dolu analar, babalar, eşler, nişanlılar, masum çocuklar, her fırsatta ya bu dizeleri mırıldanırlar ya da duydukları her zaman ve zeminde kulak kabartırlar: "Karlı dağlar ne olur ne olurAsker ağam gelse yaralarım ey olur."Bin yıldan beri Anadolu coğrafyasını vatan bilmiş, sebil ettiği sayısız can pahasına vatan kılmış olan ecdadımız; bu cennet vatanı elinde tutabilmek için gün gelmiş yediden yetmişe asker olmuş, gün gelmiş kadını ile erkeği ile asker olmuş, askerine Mehmetçik demiş, asker ocağına da Peygamber ocağı demiş?Peygamberin tebliğ ettiği hak ve hakikatleri, vazgeçilmez değerleri, topyekun mukaddesatın yaşanabileceği vatanı korumak için peygamber ocağını olmazsa olmaz bilmiş ve bu ocağa ciğerparelerini seve seve göndermiştir. Peygamber ocağına gönderilen yiğitler de "vatan borcudur, namus borcudur" diyerek güle-oynaya gitmişlerdir.Geçen yüzyıllar içerisinde her Türk asker doğmuş, doğan her Türk asker olmuş ve vatan savunmasında dimdik, dinamik bir şekilde düşmanın karşısına dikilmişlerdir. Bu durum elbette ki, bu topraklarda gözü olan düşmanların bütün planlarını alt-üst etmiş ve bütün heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Cephelerde kahraman Türk milletinin kahraman ordusunu yenemeyen düşmanlar; binbir çeşit fitne-fesat planlarıyla et ile tırnağın, yani ordu ile milletin arasına girmeye çalışmışlar, oluşturdukları çatlakları uçuruma çevirmek için de yalan yanlış hikayeler uydurmuşlar ve halk arasında yaymışlardır.Son yıllarda Avrupa Birliği süreci bahanesi ile Türk Devleti'nin bütün kurumları ile oynayan, binlerce yıllık taşlarımızı yerinden oynatan harici ve dahili düşmanlar ne yazık ki, düşmanlara karşı yegane sığınağımız olan askerimizle de oynamaktadır. Son altı ayda yaşananları da bu çerçevede değerlendirmekte fayda var. Şimdi her alanda olduğu gibi bu konuda da ciddi bir seferberlik ilan edip asker-sivil, ordu-millet kaynaşmasını yeniden sağlamak herkes için bir mecburiyettir. Aradaki kara kedilere aldırmadan, kara haber yazan, kara haber yapan medya mensuplarına kulak asmadan her iki taraf da fesatçıların heveslerini kursaklarında bırakacak adımlar atmalıdırlar.Ordu millet için vardır, vatan savunması için vardır ve her biri bu milletin evladıdır, Türk ordusu Anadolu analarının ciğerparelerinden oluşmaktadır. Dolayısiyle, ister içerden olsun, isterse dışardan olsun gözbebeğimiz ordumuz aleyhinde velev ki ima yolu ile dahi olsa bir beyanatta bulunan ilk tokadı milletten yemelidir. Aynı şekilde ordu-millet arasını açacak bir nifak açıklamasında bulunan da ilk tokadı ordudan yemelidir. Her iki taraf da; "biz et ile tırnak gibiyiz, aramızı açmak isteyenler hainlerdir" ilkesinde buluşmalıdırlar. İşte o zaman bu türkülerimiz daha bir anlam kazanacaklardır.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024