Özellikle son 10 yılda ülkemizdeki camiler birçok başlık halinde çokça gündeme gelmektedir.
Bu başlıklardan en vahim olanları ise 'Camide ayin yapıldı ardından namaz kılındı', 'Filanca cami satışa çıkarıldı', 'Şu ilçedeki camiye haciz geldi' vs. şekillerindedir. En son Kars'taki bir camide, Ermenilerin ayin yaptığı haberini dehşetle izledik.
Ülkemizin bir başka gerçeği ise Kilise ve Havralara gösterilen özenin camilere gösterilmemesidir. Evet, lüks, şatafatlı camiler yapılıyor (ki, bu dinen bidat ve israftır) ama çoğu camilerimizin hali içler acısıdır.
Bakın! O günden bugüne 'dinsiz' iftirasına maruz kalan Atatürk, savaştan çıkmış bir millet ve yeni kurulmuş bir devletin bütçesiyle Allah'ın evi olan camileri nasıl onardığını ve Atatürk'ün camilere gösterdiği hassasiyeti beraber okuyalım;
"Mustafa Kemal, 1922 yılında Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında, Yunan çekilişi sırasında birkaç bin caminin yakılıp, yıkıldığını belirterek; "Bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim" demiştir.
O dönemde Hindistan'dan gelerek şahsı adına hesaba yatan paradan 110 bin lirayı, Yunan ordusunun çekilirken yakıp yıktığı yerlerin onarılmasına harcadığı bilinmektedir.
Bu ve benzeri sözleri ve icraatları, O'nun bu hizmeti Allah rızası için yaptığını göstermektedir.
Bugün dindar gözüken siyasîlerin cami yıktığına, Kur'an kursu kapattığına şahit oluyoruz. Oysa dinsiz diye yaftalanmaya çalışılan Atatürk, cami onarmış, savaştan çıkmış devlet bütçesinin önemli bir bölümünü bu tamire ayırmayı uygun bulmuştur.
Mesela, 1 Mart 1923 tarihinde Meclis'in 4. toplantı yılını açış konuşmasında bakın ne diyor:
"Efendiler! Geçen sene zarfında Evkaf Vekâleti din ve hayır işleriyle ilgili binaların tamirat ve inşaatında oldukça mühim bir faaliyet göstermiştir. Vuku bulan tamirat yekûnu, memleketin muhtelif noktalarına ait olmak üzere 126 cami ve mescid-i şerif ile 31 medrese ve mektep; 22 su yolu ve çeşme, 175 akar ve 26 hamama ulaşmıştır…"
Atatürk'ün, senelerce hizmetinde bulunan emir çavuşu Mihalıççıklı Ali Metin aracılığıyla 5 bin lira göndererek kasabanın tek camiini yaptırdığı bilinmektedir. Bu cami bugün Mihalıççık Atatürk Cami olarak anılmaktadır.
Yine, kasırga nedeniyle zarar gören Edirne'deki, Selimiye Camii Atatürk'ün talimatıyla onarılmıştır.
23 Ekim 1929 tarihinde kabul edilen kararla; "… Bir surette tamirine lüzum görülen ve bil keşif 30.000 lira ile kabil olacağı anlaşılan Sultan Ahmed Camii tamiratının Evkaf Umum Müdürlüğü'nün 22/9/929 tarih ve 68476/93 numaralı tezkeresiyle yapılan teklifi üzerine icra vekilleri heyetinin 23/10/929 tarihli içtimaında tasvip ve kabul olunmuştur. İmza: Gazi Mustafa Kemal."
25 Aralık 1930'da camiyi ziyaret etmiş ve burada, "Beyler, hiçbir dine bağlı olmayan kalp istirahatten mahrumdur. Bakınız, ecdadımız İstanbul'un fethinden tam 125 sene sonra, bu şaheser camiyi İstanbul'da değil de Edirne'de yaptırmış; böylece Edirne'ye mührünü basmış, tapulamıştır" demiştir.
22 Mart 1931'de dönemin başbakanı İsmet Paşa'ya çektiği telgrafta Konya hakkında şunları ister:
"… Konya'da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir haraplık içinde bulunmalarına rağmen, sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin hakiki mimarî şaheserleri sayılacak kıymette bazı binalar vardır.
Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi, Alaeddin Camii, Sahip, Ata Medresesi, Cami ve Türbesi, Sırçalı Mescit ve İnce Minareli, Cami derhal ve acilen tamire muhtaç bir haldedirler.
Bu tamirin gecikmesi bu abidelerin tümüyle yok olmasına sebep olacağından, evvela asker işgalinde bulunanların tahliyesinin ve tamamının mütehassıs zevat nezaretiyle tamirinin temin buyurulmasını rica ederim."
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019