Prof. Dr.
Haydar Baş'ın kazandırdıkları 3 Haziran'daki sempozyumla sürdü. "Gazi M. Kemal ATATÜRK Sempozyumu" aslında Atatürk'e dönmenin gerekliliğini anlatıyordu.
Sempozyuma katılan değerli konuşmacıların ortak paydasında Atatürk'ü sevmek vardı. Bu sevgi O'nun kazandırdıklarını korumak, geliştirmek demekti.
Bir de Atatürk'ün bilinmeyen ya da kasıtlı olarak gizlenen bir yönü vardı ki, bunu ortaya çıkarmak her kişinin değil er kişinin işiydi. Düşünün bir kısım Atatürkçü geçinenler O'nun inanç yönüne hiç değinmezler, dahası laikliğini dinsizlik gibi savunurlar. Aslında bu kesim din cahilidir.
Gelelim dindar olmayan ama dinci olanlara; bunlar Cumhuriyete ve tabii onun kurucusu Atatürk'e karşıdırlar, Atatürk dinsizdir bunlara göre.
Bir başka grup ki, bunlar aşırı solun bazı fraksiyonlarıdır. Onlar da Atatürk'ü devrimci kabul etmezler, giysi devrimcisi derler.
İşte tüm bu yalan-yanlış içinde olanlara karşı, Prof. Dr. Haydar Baş, Atatürk'ün manevi yönünü kaynak ve gerekçelerle açıklamıştır.
Atatürk'ün soyunun
Ehl-i Beyt'e kadar dayandığını belgelemiştir. Onun inançlı, dindar bir kişi olduğunu, İslâm dinine hizmetlerini milletimize duyurmuştur.
Sempozyum Türk kamuoyunu aydınlatırken, Atatürk'ün kazandırdıklarını koruyup koruyamadığımızı da irdelemiştir ve bir hesaplaşmanın yolunu açmıştır.
Hesaplaşabilmek için önce Atatürk'ün kazandırdıklarını ortaya koyalım:
* Anadolu Müslüman Türklüğünün hayatını kurtardı,
* Hayatı kurtarılan Türk soyuna yaşayacağı coğrafya kazandırdı,
* Coğrafya üzerinde üniter-milli-tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurdu.
Vatanımızı savaşarak, kan dökerek kazandık. Miras değildir. Kazandığımız vatan üzerindeki hükümranlık hakkımızı da Lozan Antlaşması ile kabul ettirdik.
Lozan ile ilgili Atatürk'ün bir cümlesini görelim:
"Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış, büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir." (Atatürk-Nutuk)
Sevr, halen Atatürk'ün attığı çöplükte mi duruyor, yoksa birileri canlandırmaya mı çalışıyor?
Yani hesaplaşalım!