Atatürk'e dönüş şart
Konya'da düzenlenen 'Atatürk Vatandır' sempozyumunda konuşan Başyazarımız Muharrem Bayraktar, "Bugün Atatürk'e sarılanlar keşke onun dış politikasını, milli eğitim ve iktisat politikalarını da uygulasa" dedi. Sempozyumda son konuşmayı yapan Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu ise Atatürk'e dinsiz diyenlerin İngiliz ağzıyla konuştuklarını söyledi.
27.11.2017 00:00:00
YENİ MESAJ/KONYA
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından düzenlenen Atatürk Vatandır sempozyumları serisinde bu haftaki adres Konya oldu. Saygı ve duruşu ve istiklal marşı ile başlayan sempozyum Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.
Açılış konuşmalarının ardından konuşmalara geçildi. Konyalıların büyük ilgi gösterdiği sempozyum iki oturum halinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ata Selçuk başkanlığında yapılan ilk oturumda Asude Havuzlu, Dr. Abdullah Terzi, Lütfullah Önder ve Seçil Mumcuoğlu konuştu.
İkinci oturumun başkanlığını Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu yaptı. Bu oturumda da sırasıyla Fuat Şengül, Nuri Kaplan, Muharrem Bayraktar ve Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu konuştu.
Yeni Mesaj Gazetesi Başyazarı Muharrem Bayraktar konuşmasında Ortadoğu analizi yaptı. Bayraktar şöyle konuştu: "Sayın Cumhurbaşkanı Soçi'de doğru olanı yaptı; Ruhani ve Putin'le el sıkıştı ve Suriye'de barıştan başka çözüm olmadığının anlaşması yapıldı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımıza soruyorlar; gelecekte Suriye ile diplomatik ilişki, siyasal ilişki geliştirilebilir mi? Cumhurbaşkanı da 'siyasetin kapıları her zaman açıktır' diyor. Bunu şöyle okumamız lazım; biz Suriye ile artık her zaman görüşebiliriz! Yani Sayın Cumhurbaşkanı 'artık Suriye ile kavga dönemi bitmiştir' diyor. Neden? Çünkü biz ABD'nin dümen suyuna girdik ve bunları yaptık. ABD bize 'BOP'un eş başkanı olacaksın' dedi. Mustafa Kemal de bize dedi ki; ''Yurtta Sulh, Cihanda Sulh', biri böyle biri böyle söyledi. Birinin söylediği ile beraber neler olduğunu, öbürünün söylediği ile beraber de neler olduğunu düşünelim."
"Keşke Atatürk'ün politikaları uygulansa"
"Maalesef stratejik(!) derinlik sahibi Sayın Davutoğlu ortaya çıktı ve Suriye'nin içine kadar bir takım yanlış hareketlerde bulunduk. Muhalifleri destekledik" diyen Bayraktar şöyle devam etti: "4 milyon mülteci Türkiye'de. 30 milyar dolar cebimizden para çıktı. Suriye paramparça oldu. 500 bine yakın insan öldü. Bir ülke harap oldu ve 6 sene sonra geldiğimiz nokta; Suriye'ye kapımız açık! Bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz? Keşke bugün Atatürk'e dönüp, Atatürk'e sığınanlar yüksek sesle şunu da haykırsalar; bundan sonra biz Mustafa Kemal Atatürk'ün dış politikasını, milli eğitim politikasını, iktisat politikasını, sosyal devlet politikasını uygulayacağız. Bütün bu politikalar aynı zamanda nedir? Bunlar Prof. Dr. Haydar Baş'ın önerdiği politikalardır."
'Hoş Geldin Atatürk' kitabı mutlaka okunmalı
Muharrem Bayraktar konuşmasında Dışişleri bürokratlarına da iki kitabı mutlaka okumaları tavsiyesinde bulundu. "Dışişleri Bakanlığı'ndan bugüne kadar ciddi hatalar yapıldı. İnşallah bundan sonra yapılmaz" diyen Bayraktar şunları söyledi: "Abdülahat Akşin diye bir diplomat vardı. 1946-1950 yılları arasında Şam'da büyükelçilik yaptı. 'Atatürk'ün dış politika ilkeleri ve dehası' diye bir kitap yazmıştı, bu kitabın baskısı tükendi. Eski dışişleri bakanlarımızdan rahmetli Hasan Esat Işık bu kitabın çok önemli bir kitap olduğunu, Atatürk'ün dış politika ile ilgili bütün öngörülerinin, bilgilerinin bu kitapta yazıldığını gördü ve bunu 1991'de yeniden bastırdı. Dışişleri Bakanlığının bütün bürokratlarına bu kitabı okuyun dedi ve yakın zamana kadar Dışişleri Bakanlığındaki herkes bu kitabı okuyarak Atatürk'ün dış politikasını öğreniyorlardı. Suriye, Irak, Libya, Yemen tahribatından sonra bu kitabı yeniden okuyarak dış politikaya yön verelim. Bu kitaba ben Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in "Hoş Geldin Atatürk" kitabını da ekliyorum. Bütün Dışişleri bürokrasisi gerçekten Türkiye'yi ayakta tutmak istiyor iseler devlet memuru olan, devleti yöneten herkes koltuğunun altında Hoş Geldin Atatürk kitabını mutlaka bulundurmak zorundadırlar."
'Atatürk'e dinsiz diyen İngiliz ağzıyla konuşuyor'
Konya'daki Atatürk Vatandır sempozyumunun kapanış konuşmasını ise Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı.
"Bir Osmanlı subayı olarak 15 yılda almadığı madalya, göstermediği kahramanlık kalmayan bir insan olan Mustafa Kemal Samsun'a ayak bastığı gün bir gecede dinsiz, kâfir ilan ediliyor ve katline fetva veriliyor" diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, "Peki bu fetvayı kim yayınlıyor? Elbette Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkış sebebini kabul etmeyen yayınlıyor. Kimler bunlar? Bu ülkeyi işgal edenler, padişahı derdest edenler yani İngilizler. Şimdi İngiliz kendi dininden olana kâfir demez, kime der? Müslüman'a der! Onun için herhangi bir kimse Atatürk'ü dinsizlikle suçluyorsa İngiliz diliyle konuşuyordur. Çünkü Atatürk'e dinsiz yaftasını vuranlar onun icraatları sebebiyle bu yaftayı vurmadı. Bu tarihte ne cumhuriyet kurulmuştu, ne hilafet kaldırılmıştı, ne de saltanat kaldırılmıştı. Tek bir sebeple; vatanı kurtarmak için Samsun'a çıktığı için dinsiz ilan edilmiştir. Peki, Osmanlı'nın bu kadar başarılı bir paşası, bu kadar itibar edilen bir insanın annesi veya soyu ahlaksız olarak nitelendirilebilir mi?" diye konuştu.
'Haydar Baş'a ne kadar teşekkür etsek az'
Resulüllah Efendimiz (SAV) 'Bir kimse bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse iftiraya uğrayan kimse onu affedinceye kadar Cenab-ı Hak(cc) onu cehennemden çıkarmaz' buyuruyor diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, "Şimdi anladık mı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eseriyle, Atatürk Vatandır sempozyumlarıyla bizleri nelerden kurtardığını. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bu iftiralar atılırken ve belki de bizler de bu iftiraya ortak olurken eğer bu sonuçla karşılaşırsak nasıl kurtulacaktık? Bu soruyu sormamız lazım. Atatürk'e bu iftirayı atanlara da sormamız lazım. Kimin adına konuşuyorsunuz, kimden yanasın diye artık sormamız lazım. Biz bugün bu gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş ile gördük. Atamızı gördük, onu tanıdık, dindar Atatürk'ü tanıdık. Artık onun aleyhinde kim konuşuyorsa onu susturmaz isek o zaman biz de bu hadisin muhatabıyız. Demek ki Prof. Dr. Haydar Baş hem gerçekleri önümüze koyuyor hem de ahiretimiz ile ilgili de tertemiz olmamız için kapı açıyor. Bizi ecdadımızla, gerçeklerle, Atatürk ile bütünleştiriyor. Onun için Prof. Dr. Haydar Baş'a ne kadar teşekkür etsek azdır. Onun sayesinde hem önümüzde yeni ufuklar açılıyor hem de bağımsız bir ülke olarak dünya sahnesinde yer alabileceğimiz umutları ortaya çıkıyor" dedi.
Referandum iptal olabilir!
Konya'daki Atatürk Vatandır sempozyumunda ikinci oturumun başkanlığını yapan Anayasa Profesörü Ali Ünal Emiroğlu ise "Bugün bizi Konya'da Atatürk ve Mevlana ekseninde buluşturan bilge lider Prof. Dr. Haydar Baş'a minnet ve şükranlarımızı arz ediyoruz" dedi. Emiroğlu konuşmasında çarpıcı bir iddia da ortaya attı ve Türkiye'yi başkanlık sistemine geçiren 16 Nisan referandumunun iptal edilebileceğini söyledi. Prof. Emiroğlu, Türkiye'nin iki önemli davası var. Zarrab davası New York'ta görülecek. Bir başka dava Fransa'da Strasburg kentinde
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) dava. Bildiğiniz gibi 2016 anayasa halk oylamasında bazı usulsüzlükler, kanuna aykırılıklar oldu. Mühürsüz zarflar yasaya aykırı olarak geçerli sayıldı. Bu itirazı YSK, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi reddetti. Bütün kapılar kapandıktan sonra ana muhalefet partisi CHP gitti ve AİHM'den referandum sonuçlarının usulsüz olduğu gerekçesiyle iptalini istedi. AİHM de reddetmedi bunu, gündemine aldı. Oradan da bir karar beklemek üzereyiz. Böyle olunca 2019'da yürürlüğe girecek anayasa sallantıda. Yürürlüğe girmeyebilir, referandum sonuçlarını burada Anayasa Mahkemesi AİHM kararı doğrultusunda iptal edebilir. Böyle bir ihtimal var" dedi.
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından düzenlenen Atatürk Vatandır sempozyumları serisinde bu haftaki adres Konya oldu. Saygı ve duruşu ve istiklal marşı ile başlayan sempozyum Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.
Açılış konuşmalarının ardından konuşmalara geçildi. Konyalıların büyük ilgi gösterdiği sempozyum iki oturum halinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ata Selçuk başkanlığında yapılan ilk oturumda Asude Havuzlu, Dr. Abdullah Terzi, Lütfullah Önder ve Seçil Mumcuoğlu konuştu.
İkinci oturumun başkanlığını Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu yaptı. Bu oturumda da sırasıyla Fuat Şengül, Nuri Kaplan, Muharrem Bayraktar ve Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu konuştu.
Yeni Mesaj Gazetesi Başyazarı Muharrem Bayraktar konuşmasında Ortadoğu analizi yaptı. Bayraktar şöyle konuştu: "Sayın Cumhurbaşkanı Soçi'de doğru olanı yaptı; Ruhani ve Putin'le el sıkıştı ve Suriye'de barıştan başka çözüm olmadığının anlaşması yapıldı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımıza soruyorlar; gelecekte Suriye ile diplomatik ilişki, siyasal ilişki geliştirilebilir mi? Cumhurbaşkanı da 'siyasetin kapıları her zaman açıktır' diyor. Bunu şöyle okumamız lazım; biz Suriye ile artık her zaman görüşebiliriz! Yani Sayın Cumhurbaşkanı 'artık Suriye ile kavga dönemi bitmiştir' diyor. Neden? Çünkü biz ABD'nin dümen suyuna girdik ve bunları yaptık. ABD bize 'BOP'un eş başkanı olacaksın' dedi. Mustafa Kemal de bize dedi ki; ''Yurtta Sulh, Cihanda Sulh', biri böyle biri böyle söyledi. Birinin söylediği ile beraber neler olduğunu, öbürünün söylediği ile beraber de neler olduğunu düşünelim."
"Keşke Atatürk'ün politikaları uygulansa"
"Maalesef stratejik(!) derinlik sahibi Sayın Davutoğlu ortaya çıktı ve Suriye'nin içine kadar bir takım yanlış hareketlerde bulunduk. Muhalifleri destekledik" diyen Bayraktar şöyle devam etti: "4 milyon mülteci Türkiye'de. 30 milyar dolar cebimizden para çıktı. Suriye paramparça oldu. 500 bine yakın insan öldü. Bir ülke harap oldu ve 6 sene sonra geldiğimiz nokta; Suriye'ye kapımız açık! Bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz? Keşke bugün Atatürk'e dönüp, Atatürk'e sığınanlar yüksek sesle şunu da haykırsalar; bundan sonra biz Mustafa Kemal Atatürk'ün dış politikasını, milli eğitim politikasını, iktisat politikasını, sosyal devlet politikasını uygulayacağız. Bütün bu politikalar aynı zamanda nedir? Bunlar Prof. Dr. Haydar Baş'ın önerdiği politikalardır."
'Hoş Geldin Atatürk' kitabı mutlaka okunmalı
Muharrem Bayraktar konuşmasında Dışişleri bürokratlarına da iki kitabı mutlaka okumaları tavsiyesinde bulundu. "Dışişleri Bakanlığı'ndan bugüne kadar ciddi hatalar yapıldı. İnşallah bundan sonra yapılmaz" diyen Bayraktar şunları söyledi: "Abdülahat Akşin diye bir diplomat vardı. 1946-1950 yılları arasında Şam'da büyükelçilik yaptı. 'Atatürk'ün dış politika ilkeleri ve dehası' diye bir kitap yazmıştı, bu kitabın baskısı tükendi. Eski dışişleri bakanlarımızdan rahmetli Hasan Esat Işık bu kitabın çok önemli bir kitap olduğunu, Atatürk'ün dış politika ile ilgili bütün öngörülerinin, bilgilerinin bu kitapta yazıldığını gördü ve bunu 1991'de yeniden bastırdı. Dışişleri Bakanlığının bütün bürokratlarına bu kitabı okuyun dedi ve yakın zamana kadar Dışişleri Bakanlığındaki herkes bu kitabı okuyarak Atatürk'ün dış politikasını öğreniyorlardı. Suriye, Irak, Libya, Yemen tahribatından sonra bu kitabı yeniden okuyarak dış politikaya yön verelim. Bu kitaba ben Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in "Hoş Geldin Atatürk" kitabını da ekliyorum. Bütün Dışişleri bürokrasisi gerçekten Türkiye'yi ayakta tutmak istiyor iseler devlet memuru olan, devleti yöneten herkes koltuğunun altında Hoş Geldin Atatürk kitabını mutlaka bulundurmak zorundadırlar."
'Atatürk'e dinsiz diyen İngiliz ağzıyla konuşuyor'
Konya'daki Atatürk Vatandır sempozyumunun kapanış konuşmasını ise Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı.
"Bir Osmanlı subayı olarak 15 yılda almadığı madalya, göstermediği kahramanlık kalmayan bir insan olan Mustafa Kemal Samsun'a ayak bastığı gün bir gecede dinsiz, kâfir ilan ediliyor ve katline fetva veriliyor" diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, "Peki bu fetvayı kim yayınlıyor? Elbette Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkış sebebini kabul etmeyen yayınlıyor. Kimler bunlar? Bu ülkeyi işgal edenler, padişahı derdest edenler yani İngilizler. Şimdi İngiliz kendi dininden olana kâfir demez, kime der? Müslüman'a der! Onun için herhangi bir kimse Atatürk'ü dinsizlikle suçluyorsa İngiliz diliyle konuşuyordur. Çünkü Atatürk'e dinsiz yaftasını vuranlar onun icraatları sebebiyle bu yaftayı vurmadı. Bu tarihte ne cumhuriyet kurulmuştu, ne hilafet kaldırılmıştı, ne de saltanat kaldırılmıştı. Tek bir sebeple; vatanı kurtarmak için Samsun'a çıktığı için dinsiz ilan edilmiştir. Peki, Osmanlı'nın bu kadar başarılı bir paşası, bu kadar itibar edilen bir insanın annesi veya soyu ahlaksız olarak nitelendirilebilir mi?" diye konuştu.
'Haydar Baş'a ne kadar teşekkür etsek az'
Resulüllah Efendimiz (SAV) 'Bir kimse bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse iftiraya uğrayan kimse onu affedinceye kadar Cenab-ı Hak(cc) onu cehennemden çıkarmaz' buyuruyor diyen Prof. Dr. Eyercioğlu, "Şimdi anladık mı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eseriyle, Atatürk Vatandır sempozyumlarıyla bizleri nelerden kurtardığını. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bu iftiralar atılırken ve belki de bizler de bu iftiraya ortak olurken eğer bu sonuçla karşılaşırsak nasıl kurtulacaktık? Bu soruyu sormamız lazım. Atatürk'e bu iftirayı atanlara da sormamız lazım. Kimin adına konuşuyorsunuz, kimden yanasın diye artık sormamız lazım. Biz bugün bu gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş ile gördük. Atamızı gördük, onu tanıdık, dindar Atatürk'ü tanıdık. Artık onun aleyhinde kim konuşuyorsa onu susturmaz isek o zaman biz de bu hadisin muhatabıyız. Demek ki Prof. Dr. Haydar Baş hem gerçekleri önümüze koyuyor hem de ahiretimiz ile ilgili de tertemiz olmamız için kapı açıyor. Bizi ecdadımızla, gerçeklerle, Atatürk ile bütünleştiriyor. Onun için Prof. Dr. Haydar Baş'a ne kadar teşekkür etsek azdır. Onun sayesinde hem önümüzde yeni ufuklar açılıyor hem de bağımsız bir ülke olarak dünya sahnesinde yer alabileceğimiz umutları ortaya çıkıyor" dedi.
Referandum iptal olabilir!
Konya'daki Atatürk Vatandır sempozyumunda ikinci oturumun başkanlığını yapan Anayasa Profesörü Ali Ünal Emiroğlu ise "Bugün bizi Konya'da Atatürk ve Mevlana ekseninde buluşturan bilge lider Prof. Dr. Haydar Baş'a minnet ve şükranlarımızı arz ediyoruz" dedi. Emiroğlu konuşmasında çarpıcı bir iddia da ortaya attı ve Türkiye'yi başkanlık sistemine geçiren 16 Nisan referandumunun iptal edilebileceğini söyledi. Prof. Emiroğlu, Türkiye'nin iki önemli davası var. Zarrab davası New York'ta görülecek. Bir başka dava Fransa'da Strasburg kentinde
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) dava. Bildiğiniz gibi 2016 anayasa halk oylamasında bazı usulsüzlükler, kanuna aykırılıklar oldu. Mühürsüz zarflar yasaya aykırı olarak geçerli sayıldı. Bu itirazı YSK, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi reddetti. Bütün kapılar kapandıktan sonra ana muhalefet partisi CHP gitti ve AİHM'den referandum sonuçlarının usulsüz olduğu gerekçesiyle iptalini istedi. AİHM de reddetmedi bunu, gündemine aldı. Oradan da bir karar beklemek üzereyiz. Böyle olunca 2019'da yürürlüğe girecek anayasa sallantıda. Yürürlüğe girmeyebilir, referandum sonuçlarını burada Anayasa Mahkemesi AİHM kararı doğrultusunda iptal edebilir. Böyle bir ihtimal var" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.