Mithat Cemal Kuntay'ın anılarından şöyle aktarılıyor:
"Güneş doğarken çok müstesna bir hadise oldu. Gazi'nin manevi kızlarından Nebile Hanım, Gazi'nin işaretiyle sandalyenin üstüne çıktı. Sabah ezanı okumaya başladı. Bir aralık baktım Nebile Hanım'ın ses damlalarına yaş damlaları karışıyordu. Gazi Mustafa Kemal ağlıyordu!" (Kemal Arıburnu, Atatürk'ten Anılar, Ankara, 1976, s. 110)
Eski Futbol Federasyonu Başkanı Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk'ün yanında 12 yıl kalan ve Çankaya Kütüphanecisi babası Nuri Ulusu'nun aynı hadise hakkında şu notlarını aktarmıştır:
"Bir gün Dolmabahçe Sarayı'nda bir yaz gecesi yapılan bir düğünün bitiminde herkes çekildikten sonra, Boğaz kenarında sabah namazı vaktinde manevi kızı Nebile'yi çağırarak, "gel kızım bir sabah ezanı oku da dinleyelim" diyor. Babam da yanındaymış ve "ezan okunurken Atatürk'ün gözlerinden akan sicim gibi yaşları hayatım boyunca unutmam" diye naklederdi" (Bkz: M. K. Ulusu, Atatürk'ün Yanı Başında, s. 190)
Şimdi yine Nuri Ulusu'ya kulak verelim:
"Hafız Yaşar vardı. Atatürk onu çok sever ve çok beğenirdi. Bazı zamanlar "Hafızı çağırın" derdi. Hemen emri yerine getirirdik. Ya sofrada veya salonda Hafız Yaşar'ın makamı ile okuduğu Kur'an-ı Kerim surelerini huşu ile dinlediğini ve gözlerinden yaş akıttığını ve bu gözyaşlarını ceketinin sol üst tarafındaki mendil cebinde her zaman bulundurduğu beyaz keten mendil ile sildiğine yakinen şahit olmuşumdur." (Ulusu, Atatürk'ün Yanı Başında, s. 184).
Atatürk'ün kütüphanecisi Nuri Ulusu, "Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de 'Hey büyük Allah'ım! Kur'an'a inanmayan kâfirdir, bize nasıl yol gösteriyor? Bunları tüm Dünya'ya okutmalıyız' diye de söylenirdi. Sonra da o an yanındaki bizlere, "Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?" diye sorardı ama o anlarda gözleri hafifçe dalar ve kızarırdı" demiştir. (Ulusu, age. s. 185).
Safiye Ayla anlatıyor:
"Annesi Zübeyde Hanım da ablası Makbule Hanım da çok dindar insanlardı. Namaz kılarlardı. Tam dindar bir aile ortamında yetişti. Atatürk de dindar bir insandı. Çok beğendiği Hafız Yaşar vardı. O Kur'an okunurken gözlerinden yaşlar dökülürdü. Hatta bütün hocaları toplayıp ayetleri okuyup izah ederek incelemeler yapardı. Bana, "Allah'ın sana verdiği lütfu unutma ve bununla şımarma, mütevazı ol, daima Allah'a şükret" derdi. Kendisine, 'Paşam şunu yaptın, bunu yaptın' diyenlere, "Bana Allah yardım etti, ben talihli bir insanım" derdi." (Rönesans Dergisi, Şubat 1991, s. 20).
Hüsrev Gerede şöyle demiştir:
"Atatürk, ulûhiyetin yüksek sözlerini huşu ve ta'zimle, hem de gözyaşlarıyla dinlerdi" (Cemil Denk, Atatürk, Laiklik ve Cumhuriyet, s. 68)
Atatürk, kendisinin de "Allah'ın sözleri" olarak nitelendirdiği Kur'an-ı Kerim'i ve dinin direği olan namaza davet aracı ezanı dinlerken ağlamıştır. Peki ya bahsettiğimiz üçüncü şey nedir? Beraber dinleyelim:
"Gün ağarmadan az önce Gazi, Ali'yi çağırmış, "Bir haber var mı?" diye sormuştu.
Ali de "Şifre geldi ama çözülmedi" demişti.
Mustafa Kemal emir Çavuşu Ali'ye hüzünle baktı: "Annemin öldüğünü biliyorum." dedi. "Bir rüya gördüm, yeşil tarlalarla annemle dolaşıyordum. Birden bir fırtına çıktı, Anamı alıp götürdü."
Deşifre edilmiş telgraf eline verildiği zaman onu okudu gözlerini kapadı, bir an düşündü ve "İzmir'e gitmiyoruz" dedi. "Treni İzmit'e çevirsinler."
16 Ocak 1923 günü akşamı için İzmir'e İstanbul gazeteleri başyazarlarını çağırmıştı. Çok önemli bir basın toplantısı yapacaktı. Başyaver Salih Bozok tarafından çekilen telgrafta annesinin ölümü üzüntüyle bildiriliyordu. Atatürk, üzüntüsünü telgraf üzerine düşen, iki damla gözyaşıyla belli etmemeye çalışıyordu.
Zübeyde Hanım, 15 Ocak 1923 günü akşamı hayata gözlerini yummuştu." (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım, Cemil Sönmez, s. 103-104; Yeni Mesaj gazetesi, M. Haydar Akyavuz, Derviş Atatürk'e Malum Oldu)
"Güneş doğarken çok müstesna bir hadise oldu. Gazi'nin manevi kızlarından Nebile Hanım, Gazi'nin işaretiyle sandalyenin üstüne çıktı. Sabah ezanı okumaya başladı. Bir aralık baktım Nebile Hanım'ın ses damlalarına yaş damlaları karışıyordu. Gazi Mustafa Kemal ağlıyordu!" (Kemal Arıburnu, Atatürk'ten Anılar, Ankara, 1976, s. 110)
Eski Futbol Federasyonu Başkanı Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk'ün yanında 12 yıl kalan ve Çankaya Kütüphanecisi babası Nuri Ulusu'nun aynı hadise hakkında şu notlarını aktarmıştır:
"Bir gün Dolmabahçe Sarayı'nda bir yaz gecesi yapılan bir düğünün bitiminde herkes çekildikten sonra, Boğaz kenarında sabah namazı vaktinde manevi kızı Nebile'yi çağırarak, "gel kızım bir sabah ezanı oku da dinleyelim" diyor. Babam da yanındaymış ve "ezan okunurken Atatürk'ün gözlerinden akan sicim gibi yaşları hayatım boyunca unutmam" diye naklederdi" (Bkz: M. K. Ulusu, Atatürk'ün Yanı Başında, s. 190)
Şimdi yine Nuri Ulusu'ya kulak verelim:
"Hafız Yaşar vardı. Atatürk onu çok sever ve çok beğenirdi. Bazı zamanlar "Hafızı çağırın" derdi. Hemen emri yerine getirirdik. Ya sofrada veya salonda Hafız Yaşar'ın makamı ile okuduğu Kur'an-ı Kerim surelerini huşu ile dinlediğini ve gözlerinden yaş akıttığını ve bu gözyaşlarını ceketinin sol üst tarafındaki mendil cebinde her zaman bulundurduğu beyaz keten mendil ile sildiğine yakinen şahit olmuşumdur." (Ulusu, Atatürk'ün Yanı Başında, s. 184).
Atatürk'ün kütüphanecisi Nuri Ulusu, "Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de 'Hey büyük Allah'ım! Kur'an'a inanmayan kâfirdir, bize nasıl yol gösteriyor? Bunları tüm Dünya'ya okutmalıyız' diye de söylenirdi. Sonra da o an yanındaki bizlere, "Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?" diye sorardı ama o anlarda gözleri hafifçe dalar ve kızarırdı" demiştir. (Ulusu, age. s. 185).
Safiye Ayla anlatıyor:
"Annesi Zübeyde Hanım da ablası Makbule Hanım da çok dindar insanlardı. Namaz kılarlardı. Tam dindar bir aile ortamında yetişti. Atatürk de dindar bir insandı. Çok beğendiği Hafız Yaşar vardı. O Kur'an okunurken gözlerinden yaşlar dökülürdü. Hatta bütün hocaları toplayıp ayetleri okuyup izah ederek incelemeler yapardı. Bana, "Allah'ın sana verdiği lütfu unutma ve bununla şımarma, mütevazı ol, daima Allah'a şükret" derdi. Kendisine, 'Paşam şunu yaptın, bunu yaptın' diyenlere, "Bana Allah yardım etti, ben talihli bir insanım" derdi." (Rönesans Dergisi, Şubat 1991, s. 20).
Hüsrev Gerede şöyle demiştir:
"Atatürk, ulûhiyetin yüksek sözlerini huşu ve ta'zimle, hem de gözyaşlarıyla dinlerdi" (Cemil Denk, Atatürk, Laiklik ve Cumhuriyet, s. 68)
Atatürk, kendisinin de "Allah'ın sözleri" olarak nitelendirdiği Kur'an-ı Kerim'i ve dinin direği olan namaza davet aracı ezanı dinlerken ağlamıştır. Peki ya bahsettiğimiz üçüncü şey nedir? Beraber dinleyelim:
"Gün ağarmadan az önce Gazi, Ali'yi çağırmış, "Bir haber var mı?" diye sormuştu.
Ali de "Şifre geldi ama çözülmedi" demişti.
Mustafa Kemal emir Çavuşu Ali'ye hüzünle baktı: "Annemin öldüğünü biliyorum." dedi. "Bir rüya gördüm, yeşil tarlalarla annemle dolaşıyordum. Birden bir fırtına çıktı, Anamı alıp götürdü."
Deşifre edilmiş telgraf eline verildiği zaman onu okudu gözlerini kapadı, bir an düşündü ve "İzmir'e gitmiyoruz" dedi. "Treni İzmit'e çevirsinler."
16 Ocak 1923 günü akşamı için İzmir'e İstanbul gazeteleri başyazarlarını çağırmıştı. Çok önemli bir basın toplantısı yapacaktı. Başyaver Salih Bozok tarafından çekilen telgrafta annesinin ölümü üzüntüyle bildiriliyordu. Atatürk, üzüntüsünü telgraf üzerine düşen, iki damla gözyaşıyla belli etmemeye çalışıyordu.
Zübeyde Hanım, 15 Ocak 1923 günü akşamı hayata gözlerini yummuştu." (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım, Cemil Sönmez, s. 103-104; Yeni Mesaj gazetesi, M. Haydar Akyavuz, Derviş Atatürk'e Malum Oldu)
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018