logo
01 MAYIS 2025

Atatürk'ün büyük devlet adamlığı

Hiç unutmam bir Almanya seyahatimizde arkadaşımız merhum Siirt Mebusu Mahmut Bey’in sefir Kemalettin Sami Paşa delaletiyle Hitler’le yaptığı bir mülakat esnasında o zamanlar bütün dünyanın dikkatini üzerine celp etmiş olan mağrur Hitler’in;
 

09.04.2025 00:36:00
Haber Merkezi
Atatürk'ün büyük devlet adamlığı
Atatürk'ün büyük devlet adamlığı
"...Hiç unutmam bir Almanya seyahatimizde arkadaşımız merhum Siirt Mebusu Mahmut Bey'in sefir Kemalettin Sami Paşa delaletiyle Hitler'le yaptığı bir mülakat esnasında o zamanlar bütün dünyanın dikkatini üzerine celp etmiş olan mağrur Hitler'in;

'Bütün enerjimi Atatürk'ten alıyorum. O'nun hayatı bizim feyizli ışığımızdır' diyerek Atatürk'ü övmesi ve Rusların on beşinci yıldönümünde yaptıkları merasimde bulunmak üzere bir heyetle Moskova'ya gittiğimiz zaman o zamanın Hariciye Komiseri olan Çiçeri'nin heyetimize hitaben verdiği bir nutukta;

'Mustafa Kemal gibi büyük çapta kudret sahibi bir adamın başınızda bulunması sizin için ne kadar büyük bir kuvvet ise O'nun dostluğu, bizim için de aynı şekilde kuvvet ve bahtiyarlıktır' demesi bir Türk olarak göğsümüzü ne kadar kabartmış, bizi ne kadar gururlandırmıştı." 

Hatay'ın anavatana katılması konusunda gösterdiği hassasiyete bir bakınız:

"... Hatay meselesi etrafında Cenevre'de müzakereler oluyordu. Hatay'da Arapça'nın resmi lisan olması mevzuu üzerinde duruyorlar, bunda ısrar ediyorlardı.

O zamanki hükûmet ise anlaşmazlık yüzünden Fransızlarla herhangi muhtemel bir silahlı ihtilaf vaziyetinin önüne geçmek gibi birtakım düşüncelerle teklif edilen bu maddeyi hemen hemen kabul etmeğe mütemayil vaziyetteydi.

Atatürk bunu öğrenince ve geç vakit İsmet Paşa'nın köşkünde bu mevzu üzerinde heyet-i vekile müzakerelerinin cereyan ettiğini haber alınca sinirlendi.

Dolmabahçe Sarayı'ndaydık. Atatürk bu Arapça meselelerini duyar duymaz sofrayı dağıttı.

Misafirler gittikten sonra emir verdi. Telefonla Ankara'da İsmet Paşa'nın köşkünü bulduk. Saraçoğlu Şükrü Bey telefona geldi. Ben de telefonu aldım. Atatürk'ün emirlerini Saraçoğlu'na tekrarlıyordum. Atatürk hiddetle;

'İskenderun sancağının nerede olduğunu dahi bilmeyen Fransızlar, bilhassa başlarında bir Alman cenderesi durup dururken Hatay için muharebe yapamazlar.

Ben, Hatay'ı alacağım diye oradaki Türk çocuklarını Arapça tahsil ettirmek üzere Şam medreselerine mi göndereceğiz? Ne zihniyettir bu?' diye hükûmete acı acı ihtarda bulunarak ve emirler vererek teklif edilen maddeyi reddetmiş Fransızlara istediğini yaptırmıştır.

İsmet Paşa ise bu yüzden Fransızlarla büyü bir kavga olur diye işi zihninde büyütüyor ve korkusundan uykusu kaçıyordu..." 

"Yugoslavya Kralı Aleksandr geldi. Atatürk'ün görüşlerinden, düşüncelerinden istifade etmek ve görüşmek arzusunu kendisi izhar etti. Birtakım protokol şekillerini ve protokol icaplarını bir tarafa bırakarak hariciyecilerine, 'Protokol formalitelerini bir tarafa bırakınız da bir an evvel bu zatla temasa getiriniz' diyerek Atatürk'le temas ve görüşmekte fayda buldu ve bu hususta ısrar etti.

Nihayet geldi. Dolmabahçe'de Atatürk tarafından istikbal edildi. Dolmabahçe Sarayı'na girer girmez meşhur somaki odada yirmi dakika devam eden görüşmelerde Balkan Antantı, günün bütün siyasî vaziyetleri üzerinde mutabakat hâsıl oldu.

Kral Aleksandr ile hemen samimi bir dostluk peyda oldu. Akşam yemeği kral ve kraliçe ile beraber gayet hususi mahiyette yenildi. Bu hususi yemekte arkadaşım Nuri Conker ile ben de bulunuyordum.

Kral, Atatürk'e o kadar hayran olmuştu ki, derhal Atatürk'ün elini iki elinin arasına alarak;

'Benimle ne zaman arkadaş olacaksınız?' diye samimi ve masumane bir sual sordu.

Atatürk ciddi ve vakur bir eda ile 'Arkadaşlığımız başlamıştır. Bunun idamesine ve inkişafına çalışacağız' dedi."  

İran Şahı Rıza Han Pehlevi, Atatürk'e o kadar muhabbetle bağlanmıştı ki, "menim birader" derdi.

"Hep birlikte İzmir'e gidiliyordu. Trenle Alaşehir civarına gelindiği zaman Şah kalkmış, Atatürk henüz uykuda idi. İstasyonlarda halk davul, zurna ve mızıkalarla istikbal ediyorlardı. Şah, Atatürk'ün rahatsız olmamaları için tren penceresinden eğilerek halka;

'Menim birader uyuyor! Rahatsız etmeyesiz! Susasız!' diyerek davulları bizzat susturuyorlardı...

(...) Atatürk, trende Nuri, Salih Beylerle beni, 'arkadaşlarım' diyerek takdim ettikleri zaman Şah bize döndü;

'Anladım sizler çok bahtiyar kişilersiniz' diyerek Atatürk'e karşı olan samimi duygularını izhar ederek iltifatta bulunmuşlardı.

Şah'ın Atatürk'ten ayrılırken, veda ederken son sözü şu olmuştu:

Biraderim bilesiniz ki, Şark'ta (kendisini kast ederek) bir kolordu kumandanınız vardır." 

"İran Şahı Rıza Pehlevi, Atatürk'ün misafiri. Ilık bir bahar günü mektep koridorlarında şimşek gibi bir haber yayıldı. Şimşek gibi diyorum, hakikaten hepimiz bir anda elektriklenmiştik.

'Atatürk geliyor!'

İzmir Muallim Mektebi, kendi tarihi için önemli olan bu ziyarete kendini hazırlayadursun, biz bir alay çocuk, O'nu yakından görebilmek imkanının verdiği sevinç içindeyiz.

Caddeden kırk basamağın ucundaki cümle kapısına kadar bütün merdiveni dolduruyoruz. Ben, tam kapı ağzında nöbetteyim.

Ta uzaklardan kopup gelen 'yaşa'larla alkışlar yüreklerimizi ağzımıza getiriyor.

İşte karşıdalar. Hazır ol vaziyette heyecandan donmuş birer heykeliz sanki. Yalnız yaşadığımızı hissettiren kalbimiz ve onunla birlikte yürüyen nazarlarımızda hareket var.

Tam yanı başımda kapıdan bir adam gerileyerek o cihanşümul nezaketi ile misafirine yol gösteriyor:

'Buyurun...'

Merdivenleri mütebessim çıkan İran Şehinşahı Rıza Pehlevi birden ciddileşerek sağ elini yukarı kaldırdı ve 'Yok' dedi, 'Menleşkerem, sen serdarsen.' Atatürk önden yürüdü." 

Feridun Cemal Erkin, genel sekreterliği esnasında İngiliz büyükelçi Clark'dan dinlediği bir anıyı anlatır:

"1930 senelerinde İtalya diktatörü Mussolini, Türkiye'nin adını vermeksizin 'İtalya'nın geleceği Doğu Akdeniz'dedir' tarzında nutuklar söylerdi.

35 senesinde Mussolini yine böyle nutuklar vermiş. Bir millî gün vesilesiyle Atatürk büyükelçiler heyetini kabul ediyor, tebligat arz etmek için büyükelçiler geliyorlar ve kapı açılıyor, Atatürk salona giriyor, rengi kıpkırmızı, gözlerinde ateşler, kıvılcımlar fışkırıyor, belli ki hiddetli.

Hiddetli olmasının sebebini biz biliyoruz, daha evvel söylenmiş nutuk.

Fakat her zamanki kibarlığı, nezaketi ile geldi. Kordiplomatik erkânın elini sıkarak ve her sefire iltifatta bulunarak, her sefire devlet reisinin veya kralının sıhhati hakkında sorular sorarak sırayla büyükelçileri gezdi ve tebrikleri kabul etti.

Sonra bana geldi, bana da iltifat etti, kral hazretlerinin sıhhatini sordu. Yanımda İtalya sefiri var. İtalyan sefiri de tanıdığım bir insan, Musogali isminde fevkalade mahir bir diplomat, Atatürk onun tebriklerini kabul ettikten sonra, ona;

'Sayın büyükelçi, şefiniz bize gelmek istiyormuş. Buyursunlar, bekliyorum ve kendilerini şan ve şereflerine layık bir şekilde kabul edeceğim.

Fakat gelmezler, büyükelçi. Bekliyorlar ki, ben öleyim benden sonra gelsin. Söyleyin şefinize, bu millet bir Mustafa Kemal kaybederse, bin Mustafa Kemal yetiştirir' dedi.

Öyle gergin bir hava var ki kimse nefes almıyor, yanımda büyükelçi tirtir titriyor..."  (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 855)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
'Emeğiyle yaşayan herkese saygıyla'
BTP lideri Hüseyin Baş'tan 1 Mayıs mesajı
Taksim'e gitmek isteyenlere polis müdahalesi
Çok sayıda kişi gözaltına alındı
Filistinlilere yardımı engelliyorlar
Kendileri için ‘yardım’ istiyorlar
Taksim kapatıldı
1 Mayıs alarmı
Kadıköy'de 1 Mayıs alarmı
Polis yoğun güvenlik önlemi aldı
"Kanal İstanbul çevreye büyük bir ihanet"
CHP lideri Özel Başakşehir'de konuştu
İsrail, Fransız heyeti Batı Şeria'ya sokmadı
"Kabul edilemez bir müdahale"
BM: Gazze'deki bebekler temel gıdalardan yoksun
Filistinlilerin çoğu temiz suya ulaşamıyor
Trump, Ukrayna ile ekonomik ortaklık anlaşmasını değerlendirdi
"Kiev için güvenlik garantisi"
Kentsel dönüşüm destekleri değişti
Karar Resmi Gazete'de
Rize'de feci kaza
Otomobil takla attı: 3 ölü, 2 yaralı
İstanbul'da bazı yollar trafiğe kapatıldı
Toplu taşımayı kullanacaklara dikkat!
Düzce'de neler oluyor?
İl Sağlık Müdürlüğü avukatı odasında silahla vuruldu
Ayaklarını yıkayıp suyunu içmişti
Engin Polat'a hapis cezası
Serbest bırakıldılar
Kamerası bantlanan otel yöneticileri için karar
'Emeğiyle yaşayan herkese saygıyla'
BTP lideri Hüseyin Baş'tan 1 Mayıs mesajı
Taksim'e gitmek isteyenlere polis müdahalesi
Çok sayıda kişi gözaltına alındı
Filistinlilere yardımı engelliyorlar
Kendileri için ‘yardım’ istiyorlar
Taksim kapatıldı
1 Mayıs alarmı
Kadıköy'de 1 Mayıs alarmı
Polis yoğun güvenlik önlemi aldı
"Kanal İstanbul çevreye büyük bir ihanet"
CHP lideri Özel Başakşehir'de konuştu
İsrail, Fransız heyeti Batı Şeria'ya sokmadı
"Kabul edilemez bir müdahale"
BM: Gazze'deki bebekler temel gıdalardan yoksun
Filistinlilerin çoğu temiz suya ulaşamıyor
Trump, Ukrayna ile ekonomik ortaklık anlaşmasını değerlendirdi
"Kiev için güvenlik garantisi"
Kentsel dönüşüm destekleri değişti
Karar Resmi Gazete'de
Rize'de feci kaza
Otomobil takla attı: 3 ölü, 2 yaralı
İstanbul'da bazı yollar trafiğe kapatıldı
Toplu taşımayı kullanacaklara dikkat!
Düzce'de neler oluyor?
İl Sağlık Müdürlüğü avukatı odasında silahla vuruldu
Ayaklarını yıkayıp suyunu içmişti
Engin Polat'a hapis cezası
Serbest bırakıldılar
Kamerası bantlanan otel yöneticileri için karar
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.